kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 21 Kasım 2007, Çarşamba
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
HINCAL ULUÇ
Hıncal'ın Yeri

İstanbul'da Milli Eğitim Müdürü var mı?..

İstanbul İstanbul olalı böyle bir bilim sergisi gördü mü, bilemem.. Dünyayı dolaştım, ben böyle şeylere de meraklıyım. Görmedim..
"Bilim" lafı sizi korkutmasın.. Bu bir eğlence sergisi aslında.. Sizi de içine alan deneyleri, filmleriyle vaktin nasıl geçtiğini fark ettirmeyen bir eğlence.. Ve de öylesine güzel düzenlenmiş ki.. Bir yanda duvar yazıları, bir yanda her bölümde görevliler.. Gördüklerinizi anlatan yazı ve insanları çok kolay, çok rahat anlıyorsunuz.. Başarı orda çünkü..
Bu sergiyi gezen herkes Einstein'i tanıyabilir, onun bir bilmece gibi sunulan Görecelik Teorisi/İzafiyet Nazariyesini anlayabilir, o dünyanın en meşhur formülü e=mc2'nin ne olduğunu çıkarabilir..
En basit dille en karmaşığı anlatan bu sergiyi gezerken, uzayın, zamanın, yaşamın sırlarına dalıyorsunuz.. Hızın, hareketin, ışığın ne olduğunu görüyorsunuz..
Muhteşem.. Muhteşem bir sergi.. Ve inanın, orta birden lise sona kadar, tüm bir dönemim fizik eğitimine değer..
..Ve de dünyanın en pahalı sergilerinden birisi.. Getirmesi zor.. Bekleme sırasında yığınla ülke, kent varken..
Doğuş Oto mucizeyi başarmış ve sergiyi hem de sanki bu sergi için özel inşa edilmiş gibi duran mükemmel bir binada, Maslak Oto Center'de sunmuş..
Bu ne demek?..
Bu İstanbul'da ne kadar orta ve lise öğrencisi varsa, bu sergiyi gezmeli, görmeli demek.. Hatta gezme ve görmeye mecbur tutulmalı, hatta gezinin ertesi gün Einstein sınavına sokulup not almalı..
Kim yapacak bunu?..
Kim okulları bu sergiyi görmeye zorlayacak?..
İstanbul Milli Eğitim Müdürü?..
Var mı peki?.. Geldiği günden beri varlığını hissettirdi mi?. En azından, kendisini buraya getiren iktidarın oy deposu gece kondu liselerine, sadece zengin çocuklarına mahsus gibi duran bu gibi etkinliklere katılma fırsatı yarattı mı?.
İmkan?..
Güldürmeyin beni.. İstanbul'da binlerce, evet binlerce servis aracı, 24 saat İstanbul sokaklarını bedava işgal ederek sahiplerine trilyonlar kazandırıyor. Günün en sıkışık sabah ve akşam saatlerinde en ana arterleri, en kritik kavşakları kilitleyen bu binlerce servis aracı, bütün gün, gene İstanbul sokaklarını bedava oto park olarak kullanıyor..
Şimdi Milli Eğitim Müdürü, bu trilyoner patronları toplasa ve dese ki..
"Ağalar, paşalar.. Bu kentin imkânlarını bedava kullanıp zengin oluyorsunuz. Şimdi bu kazandıklarınızın bir bölümünü bu kentin çocuklarına iade edeceksiniz.. Servisleriniz boş oturdukları saatlerde benim fakir ve uzak semtlerimin öğrencilerini, görmeleri gereken yerlere taşıyacaklar, tamam mı?.. "
Hangisi "Hayır" diyebilir?.. O trilyonlar İstanbul Valisi'nin dilinin ucunda..
Einstein Sergisi.. Şimdi Galata 5 nolu Antrepoda Mermer Tasarım Sergisi.. Kitap Fuarları.. Sanat Fuarları..
Bunları dolaşarak, görerek, tanıyarak yaşamı öğrenen gencin, dershane köşelerinde test soruları ezberleyerek yetişenden farkını düşünebiliyor musunuz?.
Kim düşünecek bunları peki?.. Kim poposunu sadece önüne konanı imzalamak için kullandığı masasından kaldırıp da gecekonduları gezecek, bu ihtiyaçları görecek, yaşayacak ve çözecek?..
Milli Eğitim Müdürü..
Var mı?..
15 milyonluk kentin, yani orta boy bir Avrupa devletinin Milli Eğitim Müdürü'nün adını bilen, bir eylemine şahit olan, duyan var mı?.
Bana Şırnak'tan değil, İstanbul'dan gelen sınıfsızlık, araçsızlık, hocasızlık şikâyetlerini yayınlasam tefrika olur?..
Kim ilgilenecek?..
24 Kasım Öğretmenler Günü'ne bir elin parmakları kaldı.. Günümüzün Milli Eğitim konusu kız öğrencilerin bacakları..
Bir öğretmen "Bacaklarınızı pergel gibi açmayın, edepli oturun" demiş. Medyada kıyamet.. Teşkilatta soruşturma.. Müfettişlere görev..
Vay efendim, nasıl dermiş?.
Peki ne var bunda?..
Hangi kızın annesi, babası, ağbisi "Doğru otur, edepli otur" uyarısı yapmadı ailenin kızına bu ülkede?.. Öğretmen yapınca niye suç, niye gençliğe hakaret oluyor, niye bir kaşık suda fırtına kopuyor?..
Ey medya?.. Bu mudur bu ülkede Milli Eğitim sorunu?..
Bugüne dek hangi sorunu bu kadar dile dolayıp, bu kadar sürdürdünüz?..
İstanbul'un Milli Eğitim Müdürü yok da, medyası, gazetesi, gazetecisi var mı peki?.
Balık baştan, yani bizden kokuyor!..
Bu sergiyi kaç gazeteci gezdi, gördü, haber yaptı, ya da yorum yazdı?.. Öğrenci kızların bacakları haberlerinden geçilmezken..
Mesele bu.. Tam da bu..