kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 18 Kasım 2007, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
Carl ve Zahide Zehra Garing çifti, vasiyetlerinde yalnızca Türk olan çocukların burs almasını şart koymuş.

İki yabancının vasiyeti

Ali Kemal ERDEM /HABER MERKEZİ
Danimarkalı Carl Johannes Garing ve eşi Zahide Zera Garing, yıllar önce servetlerini Türk çocuklarının eğitimine bağışladı. Oğullarını kaybeden ve yaşamlarının büyük kısmını İran'da geçiren çiftin hayatı, yüreklere dokunan bir masal gibi..
Türk Eğitim Vakfı'nın bağışçılarından Zahide Zehra'nın öyküsü 1930'lu yıllara dayanıyor. O yıllarda baştan yaratılan Türkiye, yeterli eğitilmiş kadroya ve teknolojiye sahip olmadığından pek çok altyapı yatırımı ihale yoluyla yabancı firmalara yaptırmaktadır. Bu firmalardan biri de Danimarkalı Kamssask Firması'dır. Firma bir gün gazetelere, tercüman olarak çalıştırmak üzere yabancı dil bilen Türk elaman aradığı ilanını verir. Firmanın Beyoğlu'ndaki temsilciliğinin kapısını çalanlardan biri de 17 yaşındaki Zahide Zehra adlı bir genç kızdır. Köklü bir Osmanlı ailesinden gelen Zehra, döneminin en iyi eğitim imkânlarından faydalanmış, birkaç dil konuşan çok güzel bir kızdır. Firmada tercüman olarak işe başlar. Danimarkalı muhasebe müdürü Karl Johannes Garing, ona ilk görüşte âşık olmuştur. Zahide Zehra'ya evlenme teklif ettiğinde ise aldığı cevap olumsuzdur. Osmanlı gelenekleriyle yetişen Zehra, bir yabancıyla evlenmeyi düşünemez bile. Ancak Danimarkalı âşık ısrarcıdır ve ondan vazgeçmeye hiç niyeti yoktur. Sonunda sevdiği kızı ikna etmeyi başarır. Ama bu sefer de ailesi karşı çıkar evliliğe. Garing, aileyi ikna etmek için Türk geleneklerini harfi harfine uygulayıp araya da hatırlı kişiler sokarak kızı babasından ister. Sonunda ailenin de inadı kırılır ve çift evlenir.

BEKLENMEDİK KAZA

Garing çiftinin öyküsünün devamı ise biraz romantik biraz da dramatik... Tam bugünlerde Karl Garing, İran'ın bütün alt yapı işlerini yapmak üzere ihale kazanan firmasından İran temsilcisi olmak üzere teklif almıştır. Bu cazip teklifi geri çeviremeyen çift, Tahran'ın yolunu tutup orada saray gibi bir evde yaşamaya başlar. Karl Garing, aynı zamanda ülkesinin konsolosluk görevini de üstlenmiştir. Garing çifti, kendilerini İran sosyetesine kabul ettirmekle kalmamış, Şah ailesiyle de yakın dostluk kurmuştur. Davetlerin aranan çiftidirler. Zahide Zehra Garing, İran'da tam bir Türk fahri konsolosu gibi hareket etmektedir. Adeta Türkleşen eşi de ondan geri kalmamakta, Türk milli bayramlarında eşiyle birlikte evlerinde büyük davetler vermektedirler. Bugünlerdeki yakın dostlarından biri de Tahran'da diplomat olarak çalışan Vahap Aşiroğlu'dur. Neredeyse her yaz ihmal etmeden Türkiye'ye gelen çift, en az bir aylarını Antalya'da geçirir. Ancak ailenin bu mutlu yaşamları tek çocukları olan Knud Refi Garing'in 1970 yılında korkunç bir trafik kazasında ölmesiyle sarsılır. Adeta yıkılan karı-koca, İranlı dostlarının yardımıyla ayakta durur. Artık çiftin tek amacı kalmıştır; çocuklarının adını taşıyan bir vakıf kurup bununla fakir Türk çocuklarına eğitim fırsatı sağlamak. 1979 yılında İran'daki İslam devrimi çiftin yaşamında yeni bir sayfa açar. Şah ailesiyle olan dostlukları onları da hedef haline getirmiştir. Her hareketleri izlenmeye başlar. En sonunda Danimarka hükümetinin de desteğiyle değerli halı ve koleksiyonlarını da kurtarıp adeta kaçarak Türkiye'ye gelirler. İstanbul'a varan çift, ömürlerinin geri kalanını Türkiye'de geçirmeyi ummaktadır. Ancak beklenmedik bir şey olur ve Carl Garing rahatsızlanır. Onun tedavisi için çift bu sefer Danimarka'nın yolunu tutar. Orada oğullarının adını yaşatması için Garing Vakfı'nı kurarlar. Hazırladıkları vasiyet gereği ölümlerinin ardından bu vakıftan gelecek gelirler, her yıl Türk çocuklarının eğitimi için Türk Eğitim Vakfı'na aktarılacaktır. Carl Garing, 1984 yılında ölür. İyice yıkılan ve tek başına kalan Zahide Zehra Garing'in son günleri ise acıklıdır. Bilincini yitirecek noktaya gelmiş, bakıma muhtaç bir kadındır artık. O da 1991 yılında son nefesini verir. Bir akrabaları vasiyetlerinden pay istediği için açılan dava uzar ve Garing Vakfı gelirlerinin Türk eğitimine aktarılması için üç yıl geçer. Mahkemenin akrabanın talebini reddetmesiyle birlikte, şimdi 1994'den beri Danimarka merkezli Garing Vakfı'nın gelirleri her yıl TEV'e aktarılıyor. Bu para da okul yapımında, ihtiyacı olan başarılı gençlerin eğitiminde kullanılıyor. Bugüne kadar Garing Vakfı'ndan gelen paralarla iki okul yapılmış. Bunlar haricinde sadece 2001 yılından beri gelen nakit paranın miktarı ise 2 milyon dolara yakın. Ayrıca yine Garing Vakfı'ndan gelen gelirlerle, 16 gence Danimarka'da eğitim imkânı da verilmiş.