kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 18 Kasım 2007, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
Pazar SABAH 
GÜLSE BİRSEL

Yol ayrımlarında ilk düşünülen karar hep doğru olandır!

Çok yakın bir arkadaşım bizi doğumgününe davet etti. Pasta kesilmeden az önce, hepimize Robert Frost'un Sapılmamış Yol şiirinin (Yol İkiye Ayrıldı diye de tercüme edilmiştir) yazdığı birer kâğıt verdi ve hayatımızda sapmadığımız hangi yolun, kaderimizi değiştirdiğini anlatmamızı istedi! Önce sıcak bir öğleden sonrası gevşekliğiyle bu görevi protesto edip, dedikodu yapmayı tercih edeceğini söyleyenler çıktı. Sonra kendimizi kaptırdık... Bir arkadaşım, Amerika'da aldığı parlak bir iş teklifini reddedip, âşık olduğu için Türkiye'ye döndüğünü, sapmadığı o kariyer yolunun kaderini nasıl değiştirdiğini anlattı. Bir diğeri kendisini yıpratan bir aşkı, evlilik arifesinde nasıl ani bir kararla bitirdiğini... Bir başkası, asla çocuk yapmayı planlamadığı bir dönemde karşısına çıkan bu yola, nasıl aniden saptığını... Bir diğeri de işletme eğitimini yarıda bırakıp istediği bambaşka bir mesleğin peşinden gittiğini...

ARKAYA BAKMAMAK LAZIM
Sadece iş, aşk ve çocuk alanındaki yollardan bahsedilmedi tabii. Kilo vermek, seyahate çıkmak, birinin suratına telefon kapatmak gibi ufacık kararların bile hayatı ne kadar çok etkileyebildiğini konuştuk. Öteki yol seçilseydi senaryo nasıl gelişirdi, kimimiz üç aşağı beş yukarı tahmin ettik, bazılarımız hayal bile edemedi. Ama herkes seçtiği yoldan üç aşağı beş yukarı memnun görünüyordu. Ben dergi editörüyken, bir akşamüstü çalan telefondan bahsettim. Telefonun öbür ucunda atv'nin tanıtım bölümü vardı ve yeni hazırlamakta oldukları bir programın anlatıcılığı için deneme çekimi yapıp yapamayacağımı soruyorlardı. Programın adı g.a.g. olacaktı. Önümde iki yol vardı, "Çok teşekkürler, ilgilenmiyorum," demek veya onların rica ettiği gibi alt kata inip yüz yüze konuşmak... Sebebini bilmiyorum ama ikinci yolu seçtim! Ve galiba hayatımın en doğru kararlarından birini vermiş oldum! Dün bir röportajda, geldiğim noktada nelerin etkili olduğunu sordular. Çalışma mı, yetenek mi, şans mı? Belki hepsi. Belki de hiçbiri. Galiba kaderimizi esas değiştiren, verdiğimiz cesurca kararlar. Bir yolu seçmek ve sonra arkaya bakmamak... Secret kitabı ve belgeseli, bu yıl bütün dünyada olay yarattı. Etrafta arabasının dikiz aynasına, bilgisayarının, buzdolabının üzerine "Bir hafta içinde aşkı bulacağım," "Trilyonlarca para kazanıp villa alacağım," "Kısa zamanda başarılı ve ünlü olacağım, herkes bana bayılacak," yazmış insanlar görüyorum. Kusura bakmasınlar, bu ipuçlarını görür görmez, onlar hakkında ilk düşündüğüm; ümitsiz durumda oldukları! 45 yaşında birinin Olimpiyat koşucusu, iki lafı bir araya getiremeyen bir cahilin, aniden ünlü bir romancı olması için Secret değil, mucize gerekir! Ama şuna katılıyorum, hayatta doğru yollara sapmak, insanın kendi elinde. Hatta bazen o yolları yaratmak bile! Robert Frost'un şiirinin son kıtası şöyle: Anlatacağım derin bir iç çekişle Yıllar yılı, her zaman, her yerde Ormanda yol ikiye ayrıldı Ve ben daha az katedilmiş olanı seçince Bütün farkı bu yarattı! Galiba yol ayrımlarında ilk düşünülen ve uygulanan kararın hep en doğru karar olduğu zamanla ortaya çıkıyor. Herkes kendi yolunu kendisi seçtiği zaman kader daha merhametli davranıyor. Zira pişmanlık, yeryüzünün en faydasız duygusu!