kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 18 Kasım 2007, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC

Gazetecilik kavga mesleğidir yazdığın kişiyle yakınlık olmaz

-Ünlülerle gazetecilerin yakınlığı da hep tartışılır. Siz fısıltı köşesini yazarken ünlü isimlerle yakınlık kurar mıydınız?
- Bugün de imtina ederim, o zaman da ederdim. Ben gazeteci olarak sahici, yakın dostlarım dışında dostluk ilişkileri kurma hürriyetine sahip biri değilim.

- Yani yazacağınız malzemeyle dostluk ilişkisi kurmazsınız?
- Çok zordur, yazamazsınız. Misal vereyim; Yeni Sabah gazetesinin sahibi, Adnan Menderes'le çok dosttu. Ben şikâyet ettim, herkes biliyor bu konuyu. "Sizin Başbakan'la yakınlığınız bizi rahatsız ediyor, bizim itibar kaybımıza sebep oluyor," diye diretiyordum. Çünkü o yakınlık zorlar gazeteciyi.

- Şimdi magazinciler bu mesafeyi koyabiliyor mu?
- Bir gün bir araba gelmiş Milliyet'in bahçesine, üç dört adamdan biri de İbrahim Tatlıses. Bir muhabire bağırıyor, 'Çıksın, gelsin buraya,' diye. Ben olsaydım o muhabirin yerinde çıkardım 'Ne istiyorsun ulan?' derdim. Çünkü gazetecilik bir yerden sonra da kavga mesleğidir. Sonra bunu yazdığım için İbrahim telefon etti bana. Hiç tanımam; "Hakkı baba, sen böyle yazıyorsun ama.." dedi ve oradaki bir muhabirin kendi kadrosundaki kızlardan birini rahatsız etmesinden şikâyet etti. Peki gelip bahçede bağırmadan önce konuşacağın kimse yok mu?" dedim. Cevap verdi bana; hafif çökertti beni, direnemedim. Çünkü o kadar da haksız görünmedi. Yani ben tavır olarak muhabirimin birisiyle fazla samimi olmasından pek hazzetmem.

- Bunun bir benzeri de Deniz Akkaya'nın hakkında yapılan bir haber yüzünden gazeteye gelmesi, ardından 'SABAH'ı bastı' diye haberler yapılması...
- Mübalağa etmişlerdir, ne basacak!

- Bu nasıl bir şeydir peki? Ünlülerle gazetecilerin ilişkisi, iki tarafın da zaman zaman kendini kaybetmesi hali neden oluyor?
- Gazeteciler onlarla nasıl ilişki kuruyor diye bakıyorum ben. Gazeteye geldiği zaman kız bağırıp çağırdıysa ne yaptılar, merak ederim mesela. Bakın ilişki nasıl kurulur, anlatayım... Ben bir bakanımızın Türkçe hatasını yazdım, bana telefon etti, "Hakkı Bey siz bana bayağı hakaret ediyorsunuz, Türkçe'yi bilmiyor, diyorsunuz," dedi. "Tarih kelimesini yanlış söylüyorsunuz, o da Türkçe bilmemek anlamına gelir," dedim. "Sizi dava etmeyi de düşünmedim değil," dedi. "Düşündünüz mü?" dedim "Öyleyse siz şimdi telefonu kapatıp, beni bir bakanın yüzüne telefon kapatmış duruma düşmekten lütfen kurtarın!" Tırk diye telefon kapandı.

- Kimdi bu?
- Hüseyin Çelik.