kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 30 Eylül 2007, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
Şimdilik sadece restoranıyla hizmet veren Kızıl Ada'da seneye konaklama imkânı da olacak.

Kızıl Ada'nın feneri, gezgin midelerin yeni gözdesi oldu

Özgür GÜRBÜZ
Fethiye Körfezi'ne yelken açanlara yol gösteren Kızıl Ada'nın feneri, artık denizcilere hem barınak olacak hem de damakları şenlendirecek. Ada'nın konukları arasında Koç ve Sabancı gibi ailelerin üyeleri de var..
Marsilya'dan getirilen tuğlalar üst üste konulduğunda 1800'lü yılların sonuydu. Fransızların inşa ettiği fener o gün bugündür Fethiye kıyılarında yolculuk yapan denizcilere yol gösteriyor. Kırmızıya çalan zemininden adını alan Kızıl Ada'yı bulmak için, bugün fenerin ışığı dışında başka bir alternatifiniz daha var. Ada'da yeni açılan restoranın mutfağından körfeze dağılan enfes kokular, tüm denizcilere akşam yemeği için nereye demir atacaklarını işaret ediyor. Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü'nün eski fenerleri kiralamaya başladığını duyar duymaz hayallerini gerçekleştirmek için işe koyulan dört işadamı, Akdeniz'in ortasında farklı bir projeye imza attı. Kızıl Ada ve fenerini, yıllığı 140 bin YTL'den 15 yıl için kiralayan yatırımcılar, bir restoran ve dokuz odadan oluşan butik otelle ilginç bir projeye imza atıyor. Restoran şimdiden denizcilerin ve tüm Türkiye'den gelen konukların gözdesi olmuş durumda. Müşteriler arasında Koç, Sabancı, Zorlu ve Hakko ailelerinin üyeleri de var. Yemeklerin tadına bakmak için yatınızın olması da gerekmiyor, rezervasyon yaptıran müşteriler karadan özel teknelerle alınıp adaya getiriliyor ve yemekten sonra ay ışığını takip ederek tekrar karaya geri götürülüyor. Gelecek yıl restorasyon ve yapım işleri tamamlanacak olan butik otel açıldığında, adada gecelemek de mümkün olacak.

DÖRT ORTAĞIN RÜYASI
Yatıyla gelecekler için de, misafirlerin karşılandığı ve ufak bir asansörle yukarı taşındığı koy, şiddetli dalgalara karşı portatif bir bariyerle güçlendirilerek doğal bir liman haline getirilecek. Adaya ayak bastığınız iskelenin tam arkasında yer alan minyatür koy ise adanın sürprizi olacak. Küçük bir bar ve denize girilebilecek size özel bir koy burada sizi bekliyor olacak. Sürprizler bununla da bitmiyor. Fethiye'nin en sıcak günlerinde bile ağaçlar altında, esen rüzgârın serinlettiği koltuklarınızda oturabiliyor, güneşin batışını önünüzden geçen yelkenlilerin üstünden izleyebiliyorsunuz. Kızıl Ada'nın beyaz fenerini turizm merkezine çevirme fikrinin arkasında, uzun zamandır Fethiye'de turizm ve ticaretle uğraşan işadamları var. Ortaklardan Mehmet Günel, bugün butik otelin deniz ürünleri lokantasının işletmecisi. Diğer ortakların 'ortak' özelliği de Mehmet Bey'in müşterisi olmaları. Hikmet Selçuk, bölgenin en eski kaptanlarından. Yat imalatı ve yat turizminde ilk akla gelen isimlerden biri. Besir Pehlivan yine bölgenin bilinen balıkçılarından ama onun adaya bağlılığı diğerlerine göre çok daha özel. Besir Bey'in ailesi yıllarca adadaki fenerin bekçiliğini yapmış, kendisi okula gitmek için adadan kürek çekerek Fethiye'ye gidip gelmiş. 1980'li yılların başlarında güneş enerjisiyle çalışan otomatik sisteme geçilmesiyle beraber, evleri olan adadan geçici bir ayrılık yaşamış olsa da bu projeyle yeniden geri dönmüş. Son ortak Salih Vural ise yıllar önce Fethiye'ye yerleşmiş, kuyumculuk ve hediyelik eşya ticaretiyle uğraşıyor. Düşler için harcanmış olsa da, şu ana kadar yapılan yatırımın değeri 2 milyon doları buluyor. Salih Vural bir o kadar daha harcanacağını tahmin ediyor. Ağırlıklı olarak balık ve kabuklu deniz ürünleri üzerinde uzmanlaşan restoranda yerli şaraplar tercih edilmiş. Akdeniz mutfağı havasında, biraz Güney Fransa biraz İtalyan... Yörenin balıkları öncelikli tercihler arasında; lagos, akya, deniz kereviti gibi. Pişirme teknikleri de her restorana benzemiyor, vantuzlarıyla birlikte pişirilen ahtapot gibi. Deniz mahsulü mezeleri özellikle ilgi çekiyor. Yüz kişilik kapasitesiyle restoran, bazen denizden gelen yatçılar, bazen de özel partiler için İstanbul'dan ya da yurtdışından gelen davetliler tarafından kullanılıyor. Kapasiteyi artırmayı düşünseler de 200'ün üzerine çıkmamaya kararlılar. Yemek konusundaki prensipleri konaklama konusunda da geçerli. Ada küçük bir ada değil ama sadece dokuz odalı bir butik otel planlanıyor ve bunların üçü zaten fenerin içindeki odaların restorasyonu ile sağlanacak. Fenerin içindeki eski eşyalardan oluşan ufak bir müze fikri de projelerden biri. Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü de, başka fenerlerden getirilen eşyalarla müzeyi zenginleştirecek. Bakalım, Kızıl Ada'nın şimdiden kulaktan kulağa fısıldanan restoranı, Akdeniz'in turizm kültürünü bu müze fikri gibi daha da zenginleştirecek mi?
Haberin fotoğrafları