Müşterilerin bazıları daha eşit

Alışveriş merkeziyle ilk tanışmamız Ataköy'deki Galleria'yla oldu. Anadolu yakasından bile kalkıp Ataköy'e alışverişe gelmeye başladık. Farklı şehirlerden gelen arkadaş, akraba herkese Galleria turları düzenledik. Ardından Akmerkez hayatımıza girdi. Daha sonra ardı ardına açılan alışveriş merkezlerinin hiçbirisi onun yerini tutamadı. Merkezi konumuyla buluşma noktası, öğle yemeği için kaçış noktası, alışveriş için "Ne ararsan var," dediğimiz yerken, Levent'e Metrocity açıldı. Daha sonra Cevahir Alışveriş Merkezi onu takip etti. Cevahir, Akmerkez'de olmayan markaları bulundurduğu halde ya büyüklüğünden ya da yerinden sadece görmeye bir-iki kerelik gittiğimiz bir yer olarak kaldı. Ve geçtiğimiz sene farklı mimarisiyle Levent'te Kanyon hayatımıza girdi. Bu defa, buluşma noktası Kanyon oluverdi. Görme ve görülme adresi oldu adeta. Alışveriş için çok farklı alternatifler sunmasa da sinema salonları, restoranları, spor salonuyla eğlence merkezi oldu. Ve kararımız, alışveriş için Akmerkez, eğlence için Kanyon oluverdi.

ÇİZGİSİ FARKLI
Daha sonra bir baktık, İstinye'de usta ellerden dev bir proje doğuyor. Hatta projenin temeli atıldığı günden beri, kulaktan kulağa açılacak mağazalar konuşulmaya başlandı. Geçen mağazaların isimlerine inanamadık. Yer bulmak için ünlü markaların araya torpiller koyduğunu, birbirleriyle yarıştığı bir masal gibi anlatıldı. Ve açıldı açılacak derken, masal gerçek oldu ve İstinye Park geçtiğimiz hafta cuma günü kapılarını açtı. Açılış tarihinin sürekli ertelendiği alışveriş merkezi, herkesin akınına uğradı. İstinye Park'ın çizgisi diğer alışveriş merkezlerine göre çok farklı. Amerikan ve Avrupa tasarım çizgilerini yansıtan mekânda, açık ve kapalı alışveriş alanları var. Bana göre daha çok Amerika'daki bir alışveriş merkezinde geziyorsunuz gibi...

LÜKSÜ İÇİNİZE ÇEKİN
Alışveriş Caddesi olarak adlandırdıkları alan, Türkiye'nin elitlerinin uğrak noktası olmuş bile. Öğle saatlerinde şoförleriyle gelen şık hanımlar, tanınmış butiklerden alışverişlerini yapıp, mekânın çoktan favorisi olan Masa Restoran ya da House Cafe'de yemeklerini yiyorlar. Bu açık alanda bulunan ve Türkiye'de ilk mağazalarını açan 11 dünya markası, her gün alışveriş yapabileceğiniz tarzda butikler olmasa da iyi hissettiğiniz bir yer. Belki de Türkiye'de bu kadar lüks markayı bir arada görmenin verdiği keyif olsa gerek... Ne de olsa, yan yana sıralanan Christian Dior, Celine, Jimmy Choo, Etro, Paul Smith, Dolce and Gabbana, Moschino, Chloe, Louis Vuitton, Hugo Boss, Armani gibi çok iddialı markalar var. Lüks markaların içinde mimarisiyle dikkat çeken Beymen de var. Diğer şubelerinden farklı birçok markayı bulabileceğiniz Beymen, 4700 metrekare. Ayakkabı reyonu ise, ayakkabı tutkunları için 500 metrekarelik tam bir cennet. Kapalı alana girdiğinizde ilk katta yine lüks markalar bulunuyor. Buradaki yemek alanları henüz açılmamış olsa da, burası da Kanyon gibi 'görme ve görülme' mekânına dönüşecek gibi... Alt katlara indiğiniz andan itibaren, diğer alışveriş merkezlerine benzeyen bir konseptle karşılaşıyorsunuz. Bu üç katlı alanda diğer alışveriş merkezlerinde alışık olduğumuz daha 'ulaşılabilinir' markalar var. Belki alışkanlık ama bu bölümde alışveriş yerine, yine ayağımın alıştığı, mağazalarının yerini elimle koymuş gibi bildiğim Akmerkez'i tercih ederim. Ne de olsa 14 yıllık bir bağımız var! İşin eğlence kısmına gelince; buraya 12 sinema salonu açmaya hazırlanan AFM'nin çok iddialı olması gerek. Çünkü Kanyon'daki Mars sinemaları, bence yine buluşma noktası. Bizler artık, sadece sinema dışında daha fazlasını da arar olduk; mekânın dekorasyonunu, kafesini, büfesini ayrı ayrı değerlendiriyoruz.

ÇABUK ISINACAĞIZ
Eğer bir gecemizi sinema keyfine ayırıyorsak, tabii ki ses düzeni arıyoruz ama filmikeyifli bir mekânda da izlemek istiyoruz. Biz aslında çok çabuk eskiyi unutup, şımarıyoruz. Ama şımartılmak daha da hoşumuza gidiyor... İstinye Park, aramıza hoşgeldi. Burayı değerlendirmek için daha çok erken, daha göreceğimiz çok şey var sırada. Gezinti turları da durulduktan sonra buraya kanımız çok çabuk ısınacak. Her şeyden önce en önemli alışveriş durakları olan Abdi İpekçi'yi, Beyoğlu'nu ve Bağdat Caddesi'ni bir arada sunuyor.