kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 29 Eylül 2007, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
Türkiye, kampçılık konusunda gelişmekte olan ülkeler arasında yer alıyor.

Kampa giden çocuk okulda başarıyor

MELİS D. ÇALAPKULU
Dünya Kampçılar Birliği yetkilileri, geçen hafta Türkiye'deydi. Kampa katılmanın çocukların okulda başarısının artırdığını söyleyen birlik başkanı, ilginç bilgiler verdi..
İLİŞKİLİ HABERLER
Kampa giden çocuk okulda başarıyor
Daha çok Amerikan korku filmlerinden anımsadığımız 'kamp' kavramı, ABD'den edindiğimiz pek çok 'gelenek' gibi artık bizim kültürümüzde de yaygınlaşıyor. İnternette arama yapınca karşınıza çeşitli kamp alternatifleri çıkıyor örneğin. Ancak bu kampların sayısı 30-40 civarında. Amerika Kamplar Birliği'ne bağlı 12 bin kamp olduğunu öğrenince insan "Bu kadarcık mı?" demeden edemiyor. Özellikle de Türkiye'deki genç nüfusun oranını düşününce... Çocuklara ve gençlere yönelik kamp işini Türkiye'de yaygınlaştırmaya ve standartlarını oturtmaya hevesli bir 'kamp markası', geçtiğimiz hafta Uluslararası Kamplar Birliği yetkililerini, Türkiye'yi ve buradaki kampçılığı tanıtmak amacıyla ülkemize davet etmişti. Biz de o sırada, her biri kendi ülkesinde birer kamp yöneticisi olan bu 'bilge kampçılar'dan çeşitli bilgiler aldık. Önce bu insanların ne vesileyle Türkiye'de bulunduklarına değinelim. Uluslararası Kamplar Birliği (ICF), dünyanın çeşitli ülkelerinden kamp yöneticilerinin bir araya geldiği; gençliğin daha iyi şartlarda eğitim alabilmeleri, sosyalleşmeleri, sporu, sanatı ve doğayı daha iyi tanıyabilmeleri amacıyla oluşturulmuş bir birlik. Bundan kısa bir süre önce Bulgaristan'da birliğin büyük bir toplantısı olmuş. Bugün de Atina'da bir toplantıları başlıyor. İşte bu iki toplantı arası, ICF'in tek Türk üyesi olan Geleceğin Yıldızları kampının yöneticileri, onları Türkiye'ye çağırmış. Yani ICF Başkanı Jenny Bowker, genel sekreteri John Jorgenson ve Amerikan temsilcisi Linda Pulliam'ı... Önce, Geleceğin Yıldızları yetkililerinden Osman Gözet, Türkiye'deki sıkıntılarına değiniyor; "Türkiye'de bir kamplar birliği yok. Biz 2008 yılında bu birliği kurmak için hrekete geçeceğiz. 13 yıldır ICF'ye üyeyiz ve bu sayede edindiğimiz birikimleri, Türkiye'de kamp işi yapan diğer özel kuruluşlarla da paylaşıyoruz. Türkiye'deki kampçılık genellikle devletin, Kızılay'ın, spor kulüplerinin ve belediyelerin münferit çabalarıyla sürüyor. Fakat bunlar bir araya gelip Türkiye'deki kampçılığın standartları oluşturmalı. Risk yönetimi, sağlık, eğitim, yiyecek, malzeme standartları gibi konular çok önemli. Ancak bunlar oturursa insanlar çocuklarını güvenle kamplara gönderir." Yaz ve sömestr tatillerinde ya da okul sezonu içinde çocukların günlük ya da yatılı kamplara katılmaları, kişsel gelişimleri, sosyalleşmeleri ve kendi ayakları üzerinde durabilmeleri açısından önem taşıyor. Özellikle büyük şehirlerde tek çocuk olan ve annebabasının işlerinin yoğunluğu nedeniyle az ilgilenilen çocuklar, genellikle bilgisayar bağımlısı oluyor ve asosyalleşiyor. ICF Başkanı Jenny Bowker, çocukların eğitiminin ve gelişiminin sadece okul zamanları değil, tüm yıl boyunca olması gerektiğini söylüyor ve bu noktada kampların oynadığı role dikkat çekiyor. Buna göre çocuk, okula başladığı yıldan itibaren yaşına uygun bir kampa katılmalı ve sosyal ortamlarda nasıl davranması gerektiğini öğrenmeli.

AİLEDEN AYRI BİR GECE
Araştırmalara göre, tatil dönemini bir kampta geçiren çocuk, özgüveni artmış ve daha motive olarak okula başlıyor. Bu da okulda verimi artırıyor. John Jorgenson kampların, ailelerle işbirliği yapılarak, çocukların yeni karakter özellikleri kazanırken, grup olarak yaşamayı öğrenmelerine yardımcı olduğunu belirtiyor. Özellikle anne-babası ayrılmış çocuklar için kamplar çok avantajlı. Kamp, çocuğa her şeyden önce uzlaşmayı ve kendi ayakları üzerinde durmayı öğretiyor. Engelli çocuklar için de bazı özel kamplar var, onların kendilerini normal hissetmelerine yardımcı oluyor. Türkiye'de de bu tür kamplar düzenleniyor.