kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 3 Eylül 2007, Pazartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
YAVUZ DONAT

Bugün Meclis... Hem canlı, hem heyecanlı

Bugün Meclis'te "hükümet programının müzakeresi" var... Sadece iktidar değil, "muhalefet de teraziye çıkacak." O nedenle bugün "bütün gözler Meclis'te."
Bugün tartışılacak program "son zamanlardaki en kapsamlı" hükümet programı.
Hem "içerik" olarak.
Hem de "sayfa sayısı."
"Meraklılar için" istatistiki bilgi...
Mesut Yılmaz' ın programı:
69 sayfa. (7 Temmuz 1977)
Bülent Ecevit' in programı:
40 sayfa. (4 Haziran 1999)
Abdullah Gül' ün programı:
64 sayfa. (23 Kasım 2002)
Recep Tayyip Erdoğan' ın programı:
51 sayfa. (18 Mart 2003)
Ve bugün konuşulacak olan program:
76 sayfa.
Yine son zamanlarda ilk kez bir hükümet programı müzakeresinde "Anayasa tartışılacak."
Başbakan'ın "Cumhuriyetimizin 100'üncü yılına yaklaşırken, ülkemiz sivil bir uzlaşma anayasasını hak etmektedir" sözüne itiraz imkânsız. (Hükümet programı sayfa 8)
Başbakan'ın "şu sözüne de" itiraz mümkün değil:
Yeni anayasa, olabilecek en geniş uzlaşmayla hazırlanmalıdır.
(Hükümet programı sayfa 9)
Abdullah Gül olsun, Recep Tayyip Erdoğan olsun sık sık "daha çok demokrasi" dediler.
Bu söylem, hükümet programına da yansıdı.
".....demokrasimizin daha da kökleşmesi..... Çoğulcu ve katılımcı demokratik siyasal sürecin sivil toplum örgütlerine daha fazla açılması....."
Bu yaklaşıma "ancak şapka çıkarılır."
1. Seçimden çıkalı henüz 1.5 ay oldu... "Siyasi gerilim" ise meydanda.
2. Demokrasi bir kurumlar rejimi... "Kurumlar arasındaki sürtüşme" de ortada.
3. Bu durumda, yeni anayasa için "olabilecek en geniş uzlaşma" nasıl sağlanacak?
Başka konuya, başka soruya geçelim...
- "Daha çok demokrasiye" evet, evet, evet.
- Ama "kurumlar içi demokrasi" de gerek.
- Örneğin "parti içi demokrasi." Hani, nerede?
- Bir başka örnek:
"Ekonomik alanda demokrasi." Biraz açalım mı?.. "Çalışanların yönetime katılması." Hangi demokrasi paketinde?
2002'de kurulan Abdullah Gül hükümetinin programında "AB vurgusu" vardı. (Sayfa 58)
2003'te kurulan Recep Tayyip Erdoğan hükümetinin programında "aynı vurgu" tekrarlandı. (Sayfa 45)
Bugün müzakere edilecek programda "AB vurgusu" devam ediyor. (Sayfa 73-4)
AB'ye elbette "evet" ama...
Biz sandık ki AB bize "gel, bir an önce içimize gel" diyecek.
Ama öyle olmadı. AB sürekli "ver, biraz daha ver" dedi.
Biz de "taviz üstüne taviz" verdik.
Karşılığında bir şey alamadık.
Bu yüzden "Batı bizi çok sevdi."
Yeni dönemde "bu işler" yine böyle mi devam edecek?
Yoksa AB'ye "senin de ev ödevlerin var" mı denecek?
Bugün Meclis'e gideceğiz.
Geçen dönem Meclis'te "2 parti" vardı.
Hükümet programı üzerindeki tartışmalar "düşük yoğunluktaydı."
Bugün ise Meclis "hem canlı olacak, hem de heyecanlı."