kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 25 Ağustos 2007, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
YAVUZ DONAT

Zaman tüneli

1977-2007...
Gazetecilikte dolu dolu geçen "30.5 yıl." İşte Emin Çölaşan'ın "romanı."
Onu "1977 öncesinden" tanıyoruz.
Devlet Planlama Teşkilatı'ndan. Emin "aynı Emin." Başına buyruk, kendi doğrularının ardında duran, oldukça duygusal Emin.
Seneler önce "ilk kitabını" getirmişti.
İlk sayfasına "tanıdığım ilk gazeteci olan Yavuz Donat'a" diye yazarak.
DPT'deyken "yazıp çizmeye" meraklıydı. Yazdığı iki yazıyı AKŞAM gazetesinde yayınlamıştık da "başına çok açılmıştı."
"Seneler önceydi."
Karda düşmüş, kolunu kırmış, hastanede yatıyordu. Doktorlara sordu:
- Ne zaman çıkacağım?
Doktorlara "susun" işareti yapmış ve yanıtı biz vermiştik:
- 6 ay yatacaksın?
- Neee?.. 6 ay mı?.. Neden?
- Siyasi iktidar öyle istiyor.
Hastane kahkahadan çınlamıştı.
Yine "seneler önceydi." Bir kış günü Kızılcahamam'da yürüyüşe çıkmış "tepeye" tırmanmıştık. Sohbetten zamanın farkına varmamışız. Hava neredeyse kararacak.
Aşağı inmek en az 1 saat.
"Ya kurt gelirse? Ya kaybolursak" diye karlar arasında güçlükle yürürken.
Takılmıştık:
- Emin seni kurt yerse kaç kişi sevinir acaba?
Yanıtı "ben sana gösteririm" olmuştu.
"Göstermişti" de...
Bir gece telefonumuz çalmıştı. Karşımızdaki "dönemin çok önemli bir siyasetçisiydi." Konuşma uzayınca fark ettik ki telefondaki kişi Emin.
Biz "işletildiğimizi anlayıp kalayı basınca. Emin gülmeye başlamıştı:
- Rövanş alınmıştır arkadaş.
Buluştuk, kucaklaştık, dünden bugünden yarından konuştuk. Sonra o kendi yoluna devam etti, biz gazeteye yürüdük.
Ve kendi kendimize dedik ki "yılların arkadaşı... Bugünü Emin'e ayırsak nasıl olur?"
Sahi nasıl oldu?