kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 17 Ağustos 2007, Cuma
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
YAVUZ DONAT

Sürpriiiz!.. Ve neden böyle oldu?

Başbakan Erdoğan "listesini" Çankaya'ya götürdü.
Ama Cumhurbaşkanı'na "sunamadan" geri döndü.
Sürpriz. Hem de büyük sürpriz.
Sahi "neden böyle oldu" dersiniz?
Hizmet "son güne, son dakikaya kadar" yapılır.
Ahmet Necdet Sezer "Çankaya'yı terk edene kadar" Cumhurbaşkanı'dır. Hele hele TBMM henüz "yenisini seçmemişken..."
Sezer "haydi haydi görevinin tam anlamıyla başındadır."
Öyleyse...
"Bir hukuk adamı olan Sezer" dün neden Başbakan'ın getirdiği listeyi "inceleme ihtiyacı bile" duymadı. Neden "benden sonrakine sununuz" dedi?
Neden, neden?
"Senaryoyu" yazalım.
Başbakan önceki gün AKP Genel Merkezi'nde bir basın toplantısı yaptı.
"Niyeti" Abdullah Gül'e "sevgisini, saygısını, güvenini, desteğini" açıklamaktı.
Bunu "en güzel şekilde" yaptı.
Ancak daha sonra medyanın "soruları" geldi. Soruların içinde "kabine" de vardı.
Başbakan "yarın (dün) Köşk'e listesini sunacağını" söyledikten sonra... "Hiç girmemesi gereken bir konuya" girdi. İşte "işin püf noktası" burada.
Başbakan'a "ya Cumhurbaşkanı listenizdeki bazı isimler konusunda bir şey diyecek olursa" gibisinden bir soru soruldu.
Başbakan "bu soruya yanıt vermemeliydi."
Tayyip bey yanıt verdi...
Üstelik de "listemden kimseyi veto etmemesi gerekir" üslubuyla.
"Takımı ben kurarım" dedi.
"Kolektif oyun ortaya koyacağım" dedi. "Kimin nereye monte edileceğini en iyi ben bilirim" dedi. Bunlar "Çankaya'ya çıkmadan 22 saat önce söylenecek sözler değildi."
Sezer'in "tavrını" şöyle yorumlamak lazım:
".....Madem benim icraatımın sizce hiçbir önemi yok. Madem beni, her getirdiğiniz ismi aynen kabul edecek konumda görüyorsunuz. Madem listenizle ilgili hiçbir görüş beyanımı istemiyorsunuz. Öyleyse. Benden sonraki onaylasın."
Keşke "bunlar" yaşanmasaydı.
Ve keşke "yeni hükümet" dün açıklansaydı.