Kralların taç töreni

'Golcüler golcüleri sevmez' derler. Kıskançlıktan sebep... Ama bundan seneler evvel, bir 'Kral' yaşarmış bu şehirde. Bildiklerimiz gibi değil! Tacı yokmuş, tahtıysa sadece gönüllerde! Hükmü en çok futbol topuna geçen bir Kral'mış, altından olunca kalbi, hükümdarlığı sınır tanımamış. O, cebindeki tüm parayı tablası kırılan simitçiye veren, kalp krizi sonrası nekahat dönemindeyken kalkıp yaşlı kadınlara yardım eden ya da rakip takım taraftarları küfür ettiğinde kendisine, karşılarında dikilip saygıyla eğilecek türden bir Kral'mış... Ayakkabıların yumuşasın diye zeytinyağında bekletildiği günlerde çivili kramponlarla gollerini sıralamış. 'Açık kapılı' sevdalardan da dönmüş, 'açık çekli' servetlerden de ama inandığı yoldan hiç caymamış. Bir futbolu sevmiş, bir de Galatasaray'ı. Karşılığında hiçbir beklentisi olmamış. Adı Metin, soyadı Oktay'mış. Ardında adı Metin olan yüzlerce çocuk; 'Alın, bakın insanlık budur, futbolcu da böyle olur' dedirten bir hikaye ve bir de kırılması zor rekorlar bırakmış... Dedik ya golcüler sevmez golcüleri kıskançlıktan sebep. Ama G.Saray, 2007-08 sezonu açılış maçında olabilseydi Metin Oktay, tacını can-ı gönülden devrederdi, onu hak eden bir başka Kral'a...

DÖNÜŞÜ MUHTEŞEM OLDU
Boş olduğundan da 'ıssız' duran tribünleri Olimpiyat Stadı'nın biraz Lincoln'le ama en çok da Hakan Şükür'ün kendisini rekora taşıyan 2 golüyle ısındı... Oyuncuları değişse de kendisi aynı kalan meşhur G.Saray baklavası daha çok 'takım oyununa' benzeyen kurgusuyla tam 4 gole imza attı. Perdeyi 14'te açan Lincoln'ün nefis şutunu 72'de Volkan'ın tam köşeye taktığı serbest vuruş takip etti. Bundan sonra artık sahne Kral'ındı. 77'de ve 83'te gelen 2 gol, yukarılarda bir yerde eski Kral'ı gülümsetirken, hem G.Saray'ın, hem Feldkamp'ın ama en çok da Hakan'ın dönüşünü muhteşem kıldı...