kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 30 Temmuz 2007, Pazartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
BEKLEYEN TALEP VAR... Faiz ve enflasyonun 2008'de düşmesiyle tüketici kredilerinde önemli büyümeler bekliyoruz. Tüketicinin konut ve taşıt kredilerinde bekleyen önemli bir talebi var.

Para akışında olası soruna karşı önlemler tartışılmalı

Likiditede rüzgârın tersine dönmesinin kur ve faize baskı yapabileceğine dikkat çeken Suzan Sabancı Dinçer, "Faizlerin şu anda düşmesi gerekiyor" dedi..
Reel faiz yüksek olduğu için özel sektörde döviz ağırlıklı borçlanma yüksek. Bu beni tedirgin etmiyor.

* Özel sektörün dış borcunun önemli miktara ulaştığını görüyoruz. Bu borç sizi tedirgin ediyor mu? Şu an için etmiyor. Şu an döviz ağırlıklı bir borçlanma var. Bu da çok doğal. Reel faiz çok yüksek. Rekabet bunu gerektiriyor. Ekonomik olarak kötü senaryo nedir? Yurtdışında halen lehimize süren global likidite bolluğunun aleyhimize dönmesi. Bu senaryo Türkiye'de kur ve faizde baskı yaratabilir. Bizim bu senaryoya karşı nasıl önlem alabileceğimizi tartışmamız gerekiyor. Şu anda faizlerin düşmesi gerekiyor. Bunun için de enflasyon ve bütçe harcamaları kontrol altında olmalı. Ayrıca yapısal reformlar çok önemli hale geliyor.

SERMAYE ÇIKIŞI SORUN OLUR

* Yabancı payının arttığı bankacılık sisteminin önündeki en büyük sorun nedir?
Sektörümüzde regülasyonun ve denetimin etkisi artıyor. Bankacılık sektöründe sermaye yeterliliğinin denetim fonksiyonun ve piyasa disiplininin gereği mevzuat olarak ortaya çıkıyor. Basel II bütün bu süreci düzenliyor. Denetim, haksız rekabet gibi iç dinamiklerden kaynaklanabilecek sorunlar önemli ölçüde bertaraf edildi. Bence bankacılık sektörünü etkileyebilecek en büyük sorun, yurtdışı kaynaklı dalgalanmaların getirebileceği problemler olabilir. Ani sermaye çıkışları ve bunun kurlar, enflasyon ve faiz üzerinde yapacağı etkilerin reel sektörü etkilemesi ve bu durumun bankacılık bilançosuna yansıması. O yüzden ekonomik istikrarın kalıcı bir şekilde tesis edilmesi ve kırgınlıkların azaltılması, bankacılık sektörü açısından dış şokların getirebileceği dalgalanmaları aza indirmede önemli bir faktör.

* Dünyada önde gelen bankalarının çoğu Türkiye'de faaliyette. Dünyadaki bankacılık trendine de bağlı olarak yeni bir konsolidasyon olur mu? 2001'deki kriz sürecinde banka sayısı yarı yarıya düştü. Yabancılar da bu süreç sonrası yatırımlarını hızlandırdı. 2006 sonu itibariyle yabancıların payı yüzde 25. Halka açık kısım dahil edildiğinde bu oran yüzde 41. İki banka yurtdışında birleşiyorsa Türkiye'deki operasyonunu da birleştirebilir. Ancak mevcut koşullarda, özel bankalar arasında ciddi konsolidasyon beklemiyoruz. Yabancı iştirakli bankalar kendi başlarına piyasada bir yer tutmaya çalışacaktır.