Vampir olmanın dayanılmaz zorluğu
Senaryodan gelen ve geçmişinde The Eye/Göz (Hollywood çevrimi), Gothika gibi işler bulunan Sebastian Gutierrez, bu ilk yönetmenlik denemesinde bir vampir filmine soyunuyor. Ve bir grup Los Angeles vampirine karşı savaş verirken, onlardan biri tarafından ısırılarak bir vampire dönüşen, yaşamak için öldürüp kan emmek zorunda kalan ve bundan nefret eden kadın gazeteci Sadie'nin öyküsünü anlatıyor. Sadie, bu çağdaş kan içicileri birer birer öldürmeye yemin ediyor. Sonunda kendisini de bu ölümsüz ama korkunç hayattan sıyırmaya da kararlı olarak... Bu işlerin yeni heveslisi Gutierrez, aslında farklı bir işe sıvanmış. Klasik vampir edebiyatının hemen yanından geçerek, birden kendisini vampir olarak bulan ve hayatı kararan genç bir kadının öyküsü. Yani, 'vampir olmanın dayanılmaz zorluğu' tarzı bir şey. Ne var ki bu çıkış noktası ilginç olsa da filmi kurtarmaya yetmiyor. Sonuç olarak, Los Angeles gibi vampir hikayelerine hiç de uygun olmayan bir mekanda (her ne kadar kimi zehir dilliler Hollywood'un çağdaş vampirlerle dolu bir kent olduğunu söyleseler de!), hızlı bir kurgu, şık ama kof bir sinema, yetersiz karakter tahlilleri ve yüzeysel korku/erotizm anlarıyla yüklü bu film, türüne hemen hiçbir şey katamıyor.