kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 23 Haziran 2007, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC

Beslenme sorunları ile baş etmek

PROF. DR. NORMA RAZON
16.06.2007
Çocuk obezitesinin, kolesterol sorununun, kalori sayımının tartışıldığı bugünlerde çocuğun beslenmesi, ona yemek alışkanlığının kazandırılması önemli bir konu. Ayrıca sadece önemli değil, duygusal da bir konu. Çünkü bu konu anne-çocuk, annebaba arasında çatışma yaratır, çocuğuna yemek yediremeyen anne kendini başarısız ve suçlu hisseder. "Kızım iştahsız, oğlum sebze yemez, kız yemekten önce şeker diye tutturur, oğlan oyunsuz yemez..." gibi şikâyetler, çok sık dile getirilen sorunlar. Bebeklikte anne sütünü reddetme, kusma, kilo almama, tek öğünle yetinme, memeden püreye, püreden katı gıdaya geçememe, iştahsızlık ya da çok yeme; çocuklukta, kendisi yiyebilecekken yedirilmeyi bekleme, anneden başkası tarafından beslenmeye itiraz etme, dolaşarak yeme, TV karşısında reklamlerı izleyerek beslenme, yeniyi tatmama; ergenlikte düzenli ve dengeli beslenmeme, sofraya gelmeme, bilgisayar başında yeme, anoreksia (kilo alma korkusuyla yemekten kaçınma) veya bulemia (yeme dürtüsünü durduramama, çok yeme ve sonrasında kusma), aileleri üzen ve yoran, aile ilişkilerini de yıpratan sorunlar. Saatlerce memede tutulan, biberonu elinden alınmayan, uykuda doyurulan bebek; sadece çorba ve püre ile beslenen, her öğünde istediği sunulan, önündekini yemediğinde anında istediği pişirilen, sebze-meyveyi reddeden, musluk başında su ile oynarken ağzına lokmalar tıkıştırılanlan çocuk ya da anne-babadan kaçmak için odasında yiyen, film seyretmek için yemeğini tepsi ile önüne alan, sürekli atıştıran, kilo almamak için garip rejimler yapan genç sayısı az değil. Ali beş yaşında sevimli, becerikli ve uyumlu bir çocuk. Ancak yemekte titiz ve programlı annesini çileden çıkaran bir ufaklık. Ali kahvaltıda sadece biberonla ballı süt içer; öğlen yuvada sevdiği şeyi yardımla yer. Akşam kaprisi annesine... Çikolatası önüne konmadan yemek yemez, elinde cep telefonu olmazsa ağzını açmaz, annesi peşinden koşturmazsa tabağındakini bitirmez. Kendince, taviz vererek her türlü fedakârlığı yaptığına inanan bu annenin çilesi, taktik değiştirmeyi ve çocuğuna sınır koymayı kabul ettiği gün sona erdi. Annesi, başta beslenmesinin aksayacağını, besin miktar ve çeşidinin azalacağını göze alarak, Ali'nin kendi başına yemesine razı oldu. Sevdiği yiyecekleri küçük porsiyonlar halinde çocuğa sundu, az yediğinde ısrarcı davranmadı, menülerini çeşitlendirmedi, yemeğin sofrada oturarak yendiğini anlattı, hatalı davranışlarını başta görmezlikten geldi, olumlu davranışlarını takdir etti, ödüllendirdi. Çikolatayı rüşvet olarak kullanmadı, yemek hazırlarken çocuktan yardım istedi, zamanla yemek işi de bu anne-çocuk için sorun olmaktan çıktı.

Bu tür sorunlar yaşayan ailelere öneriler:
*
Öncelikle çocuğunuzu iyi tanıyın, sorunun çocuktan mı, aileden mi kaynaklandığını belirleyin. Gerektiğinde beslenme veya eğitim uzmanına danışın.

* Yemekle ilgili duyarlılığı çocuğa hissettirmeyin.

* Besin miktar ve çeşidini, çocuğun ihtiyaçlarına göre ayarlayın

* Yemeği, azar-ceza konusu haline getirmeyin, rüşvet ve tehditten kaçının.

* Yemeyen veya doymayan çocuğa karşı sakin ve sabırlı olun.

* Çocuğa belli bir yerde, belli bir sürede, öğünlerde yedirin.

* Öğün aralarında abur cuburu azaltın, atıştırmayı desteklemeyin.

* Tek tip gıda ile beslenmeye fırsat vermeyin.

* İşe sevilen yiyeceklerle ve küçük porsiyonla başlayın.

* Sevmediği bir yiyecek olduğunda ısrar etmeyin, çocuğun tatmasını isteyin.

* İştahsız çocuğa, büyük tabakta az yemek verin.

* Masaya gelebileceği yaşta çocuğu aile sofrasına alın.

* Kendini doyurabilen çocuğa kendi kendine yeme fırsatı verin.

* Kapris yaptığında kızmayın, ancak bir sonraki öğüne kadar bekletin.

* Sofra kurup kaldırmada, yemek hazırlamada görevlendirin.

* Yemekte sürekli "Dikkat et, temiz ye, çabuk ol," diye uyarmayın.

* Doğru ve güzel davranışlarını takdir edin.

* Yemekten önce ve sonra elini yıkama alışkanlığını kazandırın, ancak temizlik ve titizliği takıntı haline getirmeyin.

* Sofrayı ailenin buluştuğu keyifli bir yer haline getirin.