kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 23 Haziran 2007, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC

Türkiye'de küre kaç derece?

İstem ERDENER
16.06.2007
Küresel ısınma karşıtı eylemlerin en eğlencelisi sayılabilecek Live Earth (Yaşayan Dünya) konserlerinin fikir babası Al Gore, WWF Türkiye sayesinde konser öncesinde İstanbul'daydı. Vakıf yetkilileri, "Şimdi harekete geçmezsek var olanı yok sayalım," diyor...
Artık dünyayı kurtarmak için mutlaka süper kahraman olmak gerekmiyor. Ama bu iyi bir haber değil. Çünkü dünya artık o kadar zor durumda ki üzerinde yaşayan herkesin yardımına ihtiyacı var. Şimdi kahraman olmak isteyenler damlayan musluklarını tamir ederek işe başlayabilir. Türkiye'de bundan daha fazlasını yapmak isteyen bir grup insanın 32 yıl önce kurduğu Doğal Hayatı Koruma Vakfı, son olarak sesini ABD eski başkan yardımcısı Al Gore'u İstanbul'a getirerek duyurdu.

AL GORE KIYMETE BİNDİ
Aslında biz onları yıllar öncesinden, Kelaynaklar sayesinde tanıyorduk. Gittikçe büyüyen vakıf, şimdi Dünya Doğal Hayatı Koruma Fonu'nun, kısaca WWF'nin bir parçası. Ancak bunu bir şube gibi düşünmeyin. Çünkü bir kuruluşun küresel bir ağa katılması için kendi ülkesinin öncelikleriyle çalışması gerekiyor. WWF Türkiye Doğal Hayatı Koruma Vakfı Genel Müdürü Filiz Demirayak, "Kendi gücünüzü ortaya koyduğunuzda WWF'nin ana bileşenlerinden biri haline geliyorsunuz," diyor. WWF Türkiye, daha ortada ne küresel felakete bir sinyal niteliğindeki Uygunsuz Gerçek kitabı ne de filmi varken, Al Gore'u Türkiye'ye getirmek için çalışmalara başlamış. Gore'un liderlik vasıflarını insanlığın en büyük sorununu çözmekte kullandığını düşünen WWF, kitap ve film ortaya çıktıktan sonra, kendini bir Gore yarışında bulmuş ama eski başkan yardımcısı önce gelene hakkını vermiş. Gore Türkiye'ye, hem küresel ısınmayla mücadeleye fon ve farkındalık kazandırmak için düzenlenen Live Earth konserlerini duyurmak, hem de dünyanın birçok yerinde tekrarladığı bir sunumu yapmak için geldi. 700 kişilik bir dinleyici topluluğunun kafasında bir kez daha küre, ısınma, iklim, doğal, kaynak, su, karbondioksit kelimeleri uçuştu ve sadece doğal yaşamın değil, kendi hayatlarının da tehdit altında olduğunu bir kez daha endişe içinde dinlediler.

SADECE BEŞ YIL VAR
WWF, bu endişeyi bir kez daha hissetmesi için seçilen 700 kişiyi bazı kriterlere göre belirledi. Çünkü vakıf, iklim değişikliğiyle mücadele edebilmek için beş yıl kaldığını söylüyor. Bu durumda bu endişeyi bir an önce uygulamaya dönüştürmesi beklenen, iş ve medya dünyasından karar vericiler seçildi. Demirayak'a göre bu dar zaman içinde, değişim araçlarından en önemlisi olan parayı elinde tutan iş dünyası, hükümetlerden önce geliyor. Hükümetlerin bu küresel soruna yaklaşımı daha çok proje bazında kendini gösteriyor. Ancak seçimler öncesinde WWF'nin uzattığı büyük bir işaret parmağı var: İktidar için mücadele eden hiçbir politik parti, küresel ısınma ve iklim kriziyle mücadeleyi vizyonu kapsamına almış değil. Oysa ortada bir gerçek var: Toplumsal refah ve çevre arasındaki ilişki çok yakın, hatta birbirinden ayrılamaz. Demirayak, "Kaynaklarınızı iyi kullanamıyor, sürdürülebilir kalkınma modeline ulaşamıyorsanız, insanlarınıza yaşadığı yerde o kaynakların içinde imkânlar yaratamıyorsanız, yoksullaşıyorsunuz demektir. Türkiye'de bir göç sorunundan bahsediliyor ve yoksulluk yüzde 24'ün üstüne çıktı. Bir sulak alanı kuruttuğunuz zaman onun etrafında yaşayan insanların balıkçılığını, tarımını, saz kesimini, bütün ekonomisini kurutmuş oluyorsunuz. Sonra da bu insanları büyük kentte gördüğümüzde canımız sıkılıyor. Ayrıca su kaynakları bu kadar değerliyken siyasi nedenlerle kurutmak, tarım alanı açmak, oy toplamak için bu arazileri dağıtmak artık bitti," diyor.

KANDIRILDIK!
Dünyanın sonunu geciktirmek için ortaya koyulan öneriler içinde, alternatif enerji kaynakları kullanmanın rolü büyük. Ama WWF'ye göre Türkiye'de alternatif enerji çok küçük gösterildi ve biz de buna inandık. "Rüzgâr ve güneş enerjisinin yetmeyeceğini, bizi mağara devrine döndüreceğini söyleyen sektörler oldu. Kamuoyunun aklı paralize ediliyor ve inançsızlık başlıyor. Bugün rüzgâr enerjisiyle, güneş enerjisiyle fabrika çalıştıranlar var," diyor Demirayak. Öyleyse nükleer enerji daha mı ucuz? Hayır. Nükleer enerji aslında daha pahalıya patlıyor. WWF'ye göre alternatif enerjilerin kazançsız olduğuna dair yorumlar izafi ve boş. Bu enerjileri enerji bütçesinin içine katmadan, bir araya getirmeden, denemeden bütçe içindeki yüzdelerini bilmek mümkün değil.
Haberin fotoğrafları