kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 22 Mayıs 2007, Salı
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
ERDAL ŞAFAK

Günay ve Kouchner

AK Parti'den milletvekili adaylığı neredeyse kesinleşen, haydi biraz ihtiyat payı bırakalım, Başbakan Erdoğan'ın adaylık önerisini özümsediği anlaşılan CHP eski Genel Sekreteri Ertuğrul Günay'ın bu tercihiyle ilgili gerekçeleri bize hiç de yabancı gelmedi.
Çünkü benzer cümleleri bir haftadır Fransa'da sağcı Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin önerisini kabul edip Dışişleri Bakanı olarak hükümete giren sosyalist Bernard Kouchner'den de duyuyoruz.
Meramımızı anlatabilmek veya paralelliği iyi kurabilmek için önce Günay'ın gerekçelerini sıralayalım:
"Bazı insanlar siyaseti futbol takımı aşkıyla yapıyorlar. Bazıları da ülke için sorunlara çözüm arayışı olarak bakıyorlar. Burada yargılanacak biri varsa, o ben değilim, CHP'den koparılmama neden olanlardır."
"Parti değiştirenleri çok hoş karşılamam. Siyaset çizginizle partiniz arasında ayrılıklar yoksa doğru değil. Fikri ayrılıklar mı oluyor, yoksa milletvekilliği bir mesleğe mi dönüştü, tartışmalı."
"Türkiye'de sağ parti, sol parti yok. Birbirine çok benzeyen partiler var belki de. Solumuz sağdır bizim. O yüzden zaten CHP ile MHP arasında bir fark yok. "
"Dünyada sol partiler özgürlük, eşitlik, adalet yaratmak içindir; sağ daha muhafazakârdır, düzeni savunur. Bugün Türkiye'de düzenin savunulması safında CHP, düzenin değiştirilmesi safında AK Parti duruyor. Olay bu."

"Çizgimi koruyorum ama..."
Bunlar Günay'ın arkadaşımız Elif Korap'a söyledikleri. Bir de daha önce yaptığı açıklamalar var:
"Türkiye'de siyaset yeniden kuruluyor. Sağ ve sol tanımlamaları babadan kalma söylemlerdir."
"Ben siyasi çizgimi değiştirmedim. Sosyal demokrasiye, sosyal adalete yürekten inanıyorum. Ne yazık ki, bu sıfatları hak eden sol parti yok. Sol olduğu söylenenler de statükocu bir çizgiyi sürdürüyor."
Şimdi de siyasete Fransız Komünist Partisi'nin gençlik kollarında başlamış, 1980'lerde Sosyalist Parti'ye katılmış, sol hükümetlerde Sağlık Bakanlığı yapmış, "Sınır Tanımayan Doktorlar" örgütünün kurucusu Bernard Kouchner'in sağcı yönetimde görev almasından sonra eleştiri bombardımanına yanıtlarını aktaralım:
"Her zaman özgür bir insan, açık, iddialı, modern bir solun militanı, tek kelimeyle sosyal demokrat oldumhep öyle kalacağım."
"Bugün birçok konuda benim gibi düşünmeyenlerle birlikte çalışmayı kabul etmiş olmam, sol görüşlerimi reddetmem anlamına gelmez. "
"Sağ ile sol arasında pek fark kalmadı. Küreselleşme çağında, günümüzde modern bir sosyal demokrat parti yelpazenin merkezinde olmalı."
"Tercihimin bazı dostlarımı üzdüğünü biliyorum. Onlardan avans istiyorum: Düşüncelerim, inançlarım hep aynı kalacak. "
"Gelecekten korkmayalım. Particilik duvarlarının ötesine bakabilelim. "
Kouchner derhal Sosyalist Parti'den ihraç edildi. Günay da CHP'den üç yıl önce ihraç edilmişti.

Eski dostlar-yeni dostlar
Sosyalist Parti'deki dostları Kouchner'i "Kendini sadece Fransa'yı değil dünyayı kurtaracak adam olarak görüyor. O nedenle de iktidar kadrolarında yer almak için silemeyeceği kırmızı çizgisi yok. Tam bir oportünist" diye anlatıyorlar.
Günay'ın tercihi için eski dostlarının yorumlarını aktarmayacağız. Çünkü kendisinin bir cümlesi içinde kopan fırtınaları anlatmaya yeterli:
"20 yıldır parlamento dışındayım. Sol partilerin lider oligarşisi tarafından adaylığım engellendi. Şimdi böyle bir öneri geldi, değerlendiriyorum."
Bir cümlesi daha: "Şimdi bir kez daha umutlandım Türkiye'ye katkım olabilir mi diye..."
Hiçbir şey demiyoruz. Sadece Napolyon Bonaparte'ın bir sözünü hatırlatıyoruz: "Boş yere 'Siyasal erdem'in anlamını aramaya kalkmayın. Sözlüklerde böyle bir kavram yok!"