kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 12 Mayıs 2007, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
atv
Kanal 1
ABC

Yemyeşil üzüm bağlarına karşı şarap yudumlamak

DENİZ ERBİL
05.05.2007
Yolunuz İzmir'e düşerse, keyifli bir mola için İsabey Bağevi'ne mutlaka uğrayın. Tertemiz bir hava ve bağ manzarası eşliğinde birbirinden lezzetli şaraplar içip yemekler yiyebilirsiniz..
İLİŞKİLİ HABERLER
Yemyeşil üzüm bağlarına karşı şarap yudumlamak
2004 yılı yapımı Sideways filmini hatırlarsınız. 2005 yılında Oscar ödülü almış, buna zaman içinde 90 ödül daha eklenmiş, 31 ödüle de aday gösterilmişti. Film, evlenmeden önce felekten bir hafta çalmak isteyen Jack adlı kahramanı ile aklı fikri şarap tatmak olan arkadaşı Mike'ın Kaliforniya bağ ve bağevlerinde geçirdikleri günleri konu alıyordu. Biz de birbirinden güzel bağları ve şarapevlerini hayranlıkla seyretmiş, şarap tadımının inceliklerini filmin kahramanlarıyla bir kez daha yaşamıştık.

TARİHİ ÇINAR AĞACI
Geçtiğimiz hafta sonu İzmir'in Menderes ilçesindeki İsabey Bağevi'nde öğle saatinde oturmuş bağ ve zeytinliklere karşı nefis şaraplar eşliğinde çok hoş bir öğle yemeği yerken, Sideways'teki Kaliforniya manzaralarıyla buradaki görüntüleri karşılaştırıyordum. Kuşkusuz sadece avlusundaki, kollarını dünyayı kucaklayacak gibi açmış dev tarihi çınar ağacı bile, Kaliforniya'daki bağlara fark atıyordu. Aralarına koyu renk servilerin serpiştiği, göz alabildiğine bağ ve zeytinliklerin uzandığı yumuşak kıvrımlı tepeler, yeşilin en canlı tonlarına bürünmüştü. İsabey Bağları, Sevilen şaraplarının kurucusu İsa Güner tarafından 45 dönüme yayılmış bir alanda, 1960 yılında oluşturulmuş. Burada bugün Sauvignon Blanc ve Chardonnay, beyaz; Cabernet Sauvignon, Merlot, Carignan, Grenache, siyah şaraplık üzümleri yetiştiriliyor. İzmir karayolundan Torbalı yönünde giderken, Adnan Menderes Havalimanı kavşağını yaklaşık 1 kilometre kadar geçince, sağda iki benzin istasyonu görüyorsunuz. Bunları da 200 metre geride bıraktığınızda, uzun bir direk üzerinde bağevine sapacağınız yolu gösteren bir levha gözünüze çarpıyor. Bu dar yolda birkaç 100 metre ilerlediğinizde, trafik gürültüsünden uzak, sadece kuş seslerinin işitildiği bu güzel tesise ulaşıyorsunuz. Bağların yanında, eski ahırlardan restore edilerek otantik çatı yapısı korunmuş bir bağevi yapılmış. Kışın şömineli kapalı kısmında, yazınsa önündeki verandada oturup manzaraya karşı yemek yeniyor. Bağevinin çevresi Kaliforniya'daki rakiplerinden aşağı kalmayacak biçimde düzenlenmiş. Az ötede atların dolaştığı bir manej, yanı başında birkaç büyükbaş hayvan, enginar bostanı, bağın arazisi içinde bir de çiftliğin yer aldığını gösteriyor. Bağevinin hemen girişinde ise Sevilen Şarapları'nın bir satış mağazası var. Bağevi denince akla, tahta masalar üzerinde tadım yapılacak rustik bir yer gelebilir. Oysa burası beyaz masa örtüleri, modern kadehleriyle şık bir restoran havasında. İyi hazırlanmış bir de mönüsü var. Şaraplar, doğal olarak yalnız Sevilen'in kendi şarapları. Fiyatlar için örnek vermek gerekirse, Majestik şarabının şişesi, sofrada 18 liraya açılıyor. Premium serisi dışındaki şaraplar, kadehle de servis ediliyor. Yine Majestik'ten örnek; kadehi 4 lira. Mönüde şaraplarla uyum sağlayacak peynir çeşitleri bol. Ayrıca dana carpaccio, enginarlı karides, rozbif, somon füme gibi soğuk başlangıçlar da dikkati çekiyor. Gratine kuşkonmaz ve karides, ızgara hellim peyniri, jambonlu tortellini ve piliç rigotoni de sıcak antreler arasında göze çarpan çeşitler. Mönüde keçi peynirli tarhana, brokoli ve soğan çorbalarıyla, zengin salata çeşitleri var. Ana yemekler çok çeşitli ızgara etlerden oluşuyor. Cafe de Paris soslusundan Bearnaise soslusuna 11 değişik lezzette bonfile ve steak saydım.

CHARDONNAY HARİKA
Ayrıca mönüde patlıcanlı pirzola, porçini mantarlı madalyon gibi kuzu eti seçenekleri, parmesanlı, kuşkonmazlı ve porçini mantarlı piliç ızgara çeşitleri de göze çarpıyordu. Biz önden peynir çeşitleriyle Sevilen'in başta 2005 rekoltesi Premium Chardonnay şarabını tattık. Mutlaka denenmesi gerekir. Ardından dana carpaccio ile bana göre halen Türkiye'nin en iyi pembe şarabı olan R'den bir kadeh içtik. Ana yemeklerde kimimiz t-bone steak, kimimiz porçini mantarlı steak, kimimiz ise patlıcanlı kuzu pirzolayı tercih ettik. Etler istediğimiz gibi pişmiş, sosları ve garnitürleri de damak zevkimizi okşayacak nitelikteydi. Etlerin yanında da birer kadeh Sevilen'in 2005 rekoltesi Syrah-Merlot kupajı Premium şarabını yudumladık. Doğrusu bütün şaraplar, doğru sıcaklıkta sunulmuştu ve hepsi de son derece başarılıydı. Gerek yemeklerin, gerekse yemekte içtiğimiz şarapların fiyatı İstanbul'dan gelen bizim gibiler için çok uygundu. Sideways filminde ve Toscana'da gezdiğim bağlardaki manzarayla burayı bir kez daha kıyasladım. Eksiği yok, fazlası vardı. Bağevi restoranına gelince, burası gerek öğlen, gerekse akşam yemekleri için İzmirlilerin mutlaka uğramaları gereken bir yer. Özellikle de doğanın fışkırdığı, yeşilin tonlarının en güzel olduğu bugünlerde..
Haberin fotoğrafları