kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 12 Mayıs 2007, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
atv
Kanal 1
ABC

Dev ülkenin dev paranoyaları

ATİLLA DORSAY
ATİLLA DORSAY
İşte sevdiğimiz türde sıkı bir Amerikan filmi: Görkemli bir aksiyon, ama aynı zamanda deyim yerindeyse düşünen ve insana çağdaş dünya üzerine kimi fikirler sunan bir film. Kırıntılar halinde olsa da!.. Etiyopya'da açılan film bizlere, isyan halindeki bir silahlı yerli grubu çok uzaktan teker teker avlayan iki keskin nişancıyı tanıtır. Nişancılardan biri ölür, çok iyi arkadaşı olduğu anlaşılan Bob Lee ise bir uçağı düşürerek kaçıp kurtulmayı başarır. Ama bu olay sırasında, emrinde olduğu kuruluş (olasılıkla CIA) tarafından ihanete uğradığını bilen Lee, işi bırakıp inzivaya çekilir. Ama üç yıl sonra, bu kez FBI kapısını çalar. ABD başkanına bir suikast söz konusudur ve bu ancak Lee'nin mesleki bilgisiyle önlenebilecektir. Lee gönülsüz olarak işe koyulur, ama aslında örgüt tarafından hazırlanan bir suikastın maşası olduğunu anlar. Ve peşindeki FBI'dan ve gizemli örgütten kaçmaya çabalar. Olaylar onu, Washington'ın kalbinde, yaşlı ve nüfuzlu bir senatörün emrinde örgütlenmiş bir büyük çıkar gurubuna götürecektir. Büyük başın derdi büyük olur. Dünyanın en büyük gücü olan ABD de bu deyişin en canlı örneğini oluşturur. ABD hükümetlerini yalnızca dışarıdan değil, içeriden de ele geçirmeye çalışan ve kâh iktidar kâh petrol peşindeki komploların haddi hesabı yoktur: Yani sinemada (ve son dönemde TV dizilerinde) gördüğümüz haliyle... En büyük olmanın bir tür bedelini, en büyük paranoyaları kurmakla öder ABD... Bu film, bu paranoyanın sanki tavana vurduğu parlak bir örnek. Antoine Fuqua bir kez daha, çok iyi bir aksiyon ustası olduğunu kanıtlıyor. Filmin dur durak bilmeyen temposu müthiş. Senaryo yer yer biraz karışık olmakla birlikte genelde iyi yürüyor. Eleştiri dozu ise adeta sonsuz: Özellikle nüfuzlu senatörün ağzından dökülen "Şii veya Sünni, demokrat veya cumhuriyetçi, fark etmez. Asıl sorun sahip olmak veya olmamak," gibi 'Hemingway'vari deyişi ya da "Savunma bakanımız bize kalkıp özgürlük için savaştığını söylüyor. Niye petrol için savaşıldığını söyleyemiyor?" sorusunu unutmak kolay değil. Ancak filmin son tahlilde yine Amerikan demokrasisini ve 'kuvvetler ayrımı' ilkesini açıkça savunduğunu da söylemek gerekir. Bu etkileyici filmi, paranoyasının büyüklüğü açısından The Manchurian Candidate'in ve de siyasal aksiyonun gücü açısından Kanlı Elmas'ın yanı başına koyabilirsiniz.

TETİKÇİ * * *
(Shooter)/ Yönetmen: Antoine Fuqua/ Senaryo: Jonathan Lemkin/ Görüntü: Peter Menzies Jr./ Müzik: Marc Mancina/ Oyuncular: Mark Wahlberg, Michael Pena, Danny Glover, Kate Mara, Elias Koteas, Rhona Mitra, Jonathan Walker, Justin Louis, Rade Serbedzija/ Amerikan filmi.