kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 8 Mayıs 2007, Salı
Son Dakika
ARAYIN
atv
Kanal 1
ABC
YILMAZ ÖZDİL

Sarkozy...

Yıllardan, 2002...
Aylardan, Ekim...
Galatasaray'ın Brugge maçı için Belçika'ya gitmiştim... 3 tane giydirdiler... Dönüyorum.
Brüksel Havalimanı'ndayım.
Pasaport kontrolü...
AB üyesi ülkelerin vatandaşları, kendilerine ait kapıdan şakır şakır geçiyor. AB üyesi olmayan ülkelerin vatandaşları, yani biz, kuyrukta, sıramızı bekliyoruz.
Önümde biri var...
Ünlü bir politikacı...
Yanında, monşer kılıklı biri.
Laflıyorlar.
Ben de kulak kabartıyorum.
Anlıyorum ki, o monşer kılıklı arkadaş, Büyükelçiliğimiz'de görevli bir memur... Politikacıyı uğurlamaya gelmiş, "hattızatında efenim" falan diyor.
Yıkama yağlama yani.
Malum... Çenemi tutamam.
Öne doğru eğildim, o politikacıya, "daha ne kadar bu kapılarda sürüneceğiz" dedim.
O zamanlar yazı yazmıyorum.
Beni tanımıyor.
Gülümsedi, "çok yakında" dedi, " biz iktidara gelince, bu muameleden kurtulacağız."
Ben de "umarım" dedim.
Sonra da ekledim, "çok gördük sizin gibi söyleyenleri, bir de sizi görürüz..."
Yine gülümsedi.
"Görürsünüz" dedi.
O politikacı...
Abdullah Gül'dü.
10 gün sonraki seçimde iktidara geldiler. Önce Başbakan, sonra Dışişleri Bakanı oldu. 5 yıldır o yönetiyor, memleketin dış politikasını... Hatta "o kadar başarılı" bulundu ki, Cumhurbaşkanı yapmaya kalktılar.

E bakıyorum 5 yıla...
Talabani, aşiret reisiydi...
Cumhurbaşkanı oldu.
Barzani desen...
Başbakan statüsünde.
Schröder'e bel bağladık...
Merkel kazandı.
Bizim Silvio? Uçtu.
Dostum Tony? Gidici.
Bush, zaten nefret ediyor.
Diaspora?
Hiç olmadığı kadar güçlü.
Rum? AB'ye girdi.
"Hiç merak etmeyin, Türk dostu Royal çantada keklik" diye pompaladılar... Bizi günahı kadar sevmeyen Sarkozy geldi.
O kadar çuvalladık ki...
Artık, hayal bile değil AB.
"Görürsünüz" demişti Gül.
Gördük hakikaten.


NOT: Al sancak, Alsancak'ta...
Günü belliydi, 13 Mayıs.
Saati de belli oldu.
Mesela saat 10'da...
Buluşalım Kordon'da...