kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı
  |  Benim şehrim | 25 Nisan 2007, Çarşamba
Son Dakika
ARAYIN
atv
Kanal 1
ABC
YILMAZ ÖZDİL

Devrim'in benzini yok

Dün, 24 Nisan'dı...
Pekçok "tarihi" olayın kesiştiği gün.
Mesela, kurmay başkanı Mustafa Kemal olan Hareket Ordusu'nun şeriatçı 31 Mart ayaklanmasını bastırdığı gün, 24 Nisan.
Aynı Mustafa Kemal'in TBMM başkanlığına seçildiği gün de, aynı, 24 Nisan.
Peki, Ahmet Necdet Sezer'in Cumhurbaşkanlığı'na aday gösterildiği gün hangisi?
Evet, 24 Nisan.
Abdullah Gül?
O da, 24 Nisan.
Bakın, Cumhurbaşkanlığı dedim, aklıma geldi... Orada da "tarihi" kesişmeler var.
Cumhuriyet ne gün ilan edildi?
29 Ekim.
Atatürk ne gün Cumhurbaşkanı oldu?
29 Ekim.
Necmettin Erbakan ne gün doğdu?
29 Ekim.
Abdullah Gül ne gün doğdu?
29 Ekim.
Sanırım, Başbakan'ın "açıkladığımda şok olacaksınız" dediği espri buydu... Abdullah Gül'ün "yaşgünü, Cumhuriyet Bayramı."
Bakın, bu defa da, espri dedim, aklıma geldi... 29 Ekim'le ilgili matrak bir olay daha var.
1961'in 29 Ekim'i.
Atatürk devrimlerine yakışır işler yapmak isteyen süper zekâ yöneticilerimiz, "ilk Türk otomobili" ni üretmeye karar verdi.
Haziran sonunda Devlet Demiryolları mühendislerine emir verildi, "hemen yapın, Cumhuriyet Bayramı'na yetiştirin..."
Boyacı küpü çünkü bu.
Ne yapsın emir kulu mühendisler, kolları sıvadılar, sadece 4 ayda "ilk Türk otomobili" ni ürettiler. Adını da, Atatürk'e gönderme yaparak, "Devrim" koydular.
Yüklediler trene, Eskişehir'den Ankara'ya getirdiler... Hatta o kadar yalap şap oldu ki, son kat cilasını bile trende attılar.
Neyse... Devrim' i 29 Ekim sabahı Ankara'ya ulaştırdılar, ite kaka, Meclis'in önüne parkettiler... Plan şuydu: Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel, Devrim'e binecek, Meclis'ten Anıtkabir'e kadar Devrim'le gidecekti. Böylece, Atatürk devrimlerini ne kadar da şahane şekilde "yürüttüklerini" gösterecekti.
Bindi Cumhurbaşkanı.
Bastılar marşa...
Bir alkış, bir kıyamet...
20 metre gitti.
Öksürerek durdu.
"Devrim" stop etmişti!
Herkes şokta tabii...
"N'oluyor" falan derken, vaziyet anlaşıldı... Devrim'e benzin koymayı unutmuşlardı. Cemal Gürsel, mosmor bir suratla indi Devrim'den ve "garp kafasıyla araba yaptık, şark kafasıyla benzin koymayı unuttuk" dedi.
Haklıydı...
En ince detayları bile hesaplamışlar ama,
Devrim'in osuruktan törenlerle yürümeyeceğini hesaplamamışlardı.