| |
2023'te Türkiye
Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi'ni (ASAM) kutluyoruz. Onun sayesinde Türkiye'nin 2023'te, yani Cumhuriyet'in yüzüncü yılında yakalayacağı fırsatlar ve göğüsleyeceği tehditlerle ilgili olarak ilk kez derli toplu bir öngörü çalışması yapılıyor. Cumhurbaşkanı Sezer, konusuna hakim bir danışmanın izlerini taşıyan sempozyumu açış konuşmasında, Türkiye'nin -ve elbette dünyanın da- gündemini oluşturacak tehditleri şöyle sıraladı: Enerji güvenliği, bölgesel (Ortadoğu, Balkanlar ve Kafkasya) gerilimler ve çatışmalar, temel ihtiyaçların (su, enerji, gıda ve ulaşım) karşılanmasında sorunlar, küreselleşmenin yan ürünü güvensizlik ve istikrarsızlık. Yakından izlemeye çalıştığımız dış kaynaklı öngörü çalışmalarında da aşağı-yukarı aynı tablo çiziliyor. Örneğin, CIA'nin "2020'de dünya" araştırmasında karşımıza şöyle bir vizyon çıkıyor: Dünya bugüne göre yüzde 80 daha fazla zenginlik üretecek. Ama bu zenginlik yine adil dağıtılmayacak. Küreselleşmenin motoru Batı'dan Doğu'ya geçecek. Çünkü Çin ve Hindistan ve onların ardından Endonezya'nın büyük güçler kulübüne katılmalarıyla, 21'inci asır, Asya Yüzyılı'na dönüşecek. Tıpkı 20'inci asrın ABD Yüzyılı olması gibi. Buna karşılık, nüfuslarının azalması ve yaşlanması nedeniyle AB, Rusya ve Japonya güç yitirecek, çok ciddi işgücü ve sosyal güvenlik sorunlarıyla boğuşacak. Batı modeli demokrasi ve batılı değerler aşınma sürecine girecek. Çünkü Doğu'dan yükselecek akımlar ile gücünü daha da pekiştirmiş İslam tarafından reddedilecek. Birleşmiş Milletler gibi uluslararası örgütler daha da güçsüz ve çaresiz hale gelecekler. Sonuç? CIA dört senaryo geliştirdi: * İlkinin adı "Davos dünyası": Büyüme, zenginleşme ve demokrasi sayesinde tüm bu sorunların altından kalkılacak. * İkincisi "Amerikan barışı": ABD küresel jandarma rolünü sürdürmeye, dünyanın her yerindeki "yangınlar"la boğuşmaya devam edecek. * Üçüncüsü "Yeni halifelik": Müslüman ülkeler, "Düşman" olarak algılayacakları Batı'ya kafa tutacak bir güce dönüşecekler. * Sonuncusu "Büyük birader": Dünya o kadar kötüye gidecek, güvenlik önlemleri öylesine artırılacak ki, hayat herkes için kabusa dönüşecek.
Çocuklarımıza acıyalım İlk senaryo "Gerçekleşmesi mümkün olmayan hayal" diye değerlendiriliyor. Yani bize -daha doğrusu çocuklarımıza- deniyor ki "40 satır mı istersiniz, 40 katır mı?" Türkiye ile ilgili öngörülere gelince; CIA'nin Avrupa için düşündüğü 4 seçenekten sadece birinde Türkiye'nin 2020'de AB'ye katılmış olacağı varsayılıyor. Diğer 3'ünde yok. Daha doğrusu, Türkiye'nin farklı yollara yönelebileceği varsayılıyor: İsrail ve Hindistan'la askeri ve teknolojik işbirliği veya Batı'dan kopması (Sonrasını siz tahmin edin). Dahası Suriye ve Irak'la aramızda "Su savaşları" patlak vereceği iddia ediliyor. CIA'ye göre, 2020'lerde Ortadoğu'da yeni devletler de doğacak: Kürdistan gibi, Suudi Arabistan'ın birçok devlete bölünmesi gibi. Amerikalı emekli Albay Ralph Peters'in haritası demek sadece kendi hayal gücünün ürünü değilmiş! Kısacası, bizler gibi çocuklarımız da çok zor bir coğrafyanın sıkıntılarını yaşamaya, barut fıçısı üstünde oturmaya devam edecekler. Onların bu tehditlerle daha kolay başa çıkmalarını istiyorsak, Sezer'in vurguladığı "Caydırıcılığın korunmasını sağlayacak güçlü silahlı kuvvetler"in yanı sıra güçlü bir ekonomi de bırakmalıyız. Bu da ancak yemeyip içmeyip eğitime ve araştırma-geliştirmeye yatırım yapmakla mümkün olabilir.
|