|
 |
|
  Rejim tartışmalarına yanıt
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in TBMM'yi açış konuşması ile başlayan rejim tartışmalarına da isim vermeden yanıt verdi.
Toplumsal barışı zayıflatacak kavgaların, tartışmaların belli uzlaşma noktalarına taşınması gerektiğini ifade eden Erdoğan, "Biz asgari müşterekler mutabakatı sağlamak zorundayız" dedi.
Erdoğan, Türkiye'nin on yıllarını içine kapanarak, kendi kendisiyle kavga ederek, kendi gölgesinden korkarak geçirdiğini söyledi.
"Bu millet asırlar boyunca kendisi ile barışık aynı inanç ve duyguda birleşerek yaşamış bu sayede bu topraklarda dünyanın en zengin medeniyetlerinden birini yükseltmiştir" diyen Erdoğan, "Ne zaman ki birbirimizden şüphe etmeye başladık, ne zaman ki birbirimizin derdini ve dilini anlamamaya başladık o zaman birliğimiz, düzenimiz bozuldu" dedi.
"BOŞ
VEHİMLERİ BIRAKIP ÇÖZEMEYECEĞİMİZ SORUN YOK"
Erdoğan, "Ben inanıyorum ki bugün de birbirimizle konuşarak, birbirimize saygı göstererek ve boş vehimleri bir yana bırakıp birbirimize inanarak çözemeyeceğimiz hiçbir meselemiz yoktur" dedi.
"Bu noktada bu ülkeyi seven, ülkenin geleceğine inanan herkese büyük sorumluluklar düşmektedir" diyen Erdoğan, şöyle devam etti:
"Kavgalara taraf olan değil, sadece toplumsal barışa, dostluğa, kardeşliğe taraf olmalıyız. Cumhuriyet değerlerimizin toplumsal ihtilaf konusu olmasını gündelik polemiklere malzeme edilmesini engellemek zorundayız.
Ben bu ülkenin bütün insanlarına sonuna kadar inanıyorum. En azından inanmak istiyorum, güvenmek istiyorum. Ama karşınızdaki inanmıyor, güvenmiyor, varsın inanmasın güvenmesin. Biz bu şekilde yolumuza devam ediyoruz.
"UÇLARDA BULUNANLAR DA BİZİM İNSANLARIMIZ"
Bu ülkenin geleceğine, bu milletin birlik ve beraberliğine, cumhuriyetin değerlerine karşı tehditler yok mu? Elbette var. Ancak bunlar toplumun geneline yayamayacağımız aşırı uçlar olduğunu ve takibinin de suç ceza sistemi içinde yapılması gerektiğini unutmayalım. Uçlarda bulunanlar da bizim insanlarımızdır. Bunu anlamayan, hazmedemeyenler de olabilir, bugüne kadar onlara yönelik ne yaptınız?Gücünüz vardı da gereğini mi kullanmadınız, ordada suçlusunuz, kazanabilecektiniz niye kazanmadınız, ülkeyi bu dertlerden kurtarabilecektiniz niye kurtarmadınız?
İşte onları merkeze çekmenin, kazanmanın gayreti içinde olmakta ancak böyle bir çatı altında olan kim olursa olsun hepimizin görevidir.
"CUMHUR CUMHURİYETE SAHİP ÇIKMAYACAK DA KİM ÇIKACAK?"
Cumhuriyetimiz kurulalı tam 83 yıl oldu. İnanıyorum ki milletimiz cumhuriyeti değerleri ve kurumları ile benimsemiştir. Hala bunların üzerinde spekülasyon yapmaya gerek yok. Bunlar üzerinden prim sağlamaya, rant elde etmeye gerek yok. Bunlar küçük hesaplardır. Bunlar bir yere getirmez.
100'ncü yılına doğru ilerlerken tam bir özgüven içinde, hedeflerini büyüterek ve yarınlarının bugünlerinden çok daha aydınlık olacağına inanarak cumhuriyetimize sahip çıkıyoruz. Çünkü biz cumhuruz, cumhur cumhuriyete sahip çıkmayacak da kim sahip çıkacak?
Kimse kalkıp da "cumhuriyet benimdir, senin değildir' veya 'senindir benim değildir' böyle bir kavganın içine girebilir mi yahu. Böyle bir saçmalık olur mu. Cumhuriyet cumhurun kurumsallaşmasıdır.
Bugün Türkiye Cumhuriyeti kuruluş ideallerine en yakın noktadadır. Bu ideallere bağlı kalarak, ama gelişen ve değişen dünya gerçeklerine de açık olarak ilerleyeceğiz.
Birbirimize tahammül etmeyi değil birbirimize saygı göstermeyi öğrenmeliyiz. Ama en uç noktada o zaman ona tahammül diye bilirsiniz. İnanıyorum ki biz milletimizle böyle bir noktada değiliz. Biz saygı noktasındayız. Saygı göstermeye mecburuz.
PSİKOLOJİK DUVARLAR KALKMALI
Demokrasiyi korkulara, adaleti adaletsizliklere ne olur kurban etmeyelim. Türkiye'yi ileriye taşıyacak formül budur. Önümüzdeki en önemli engelin iç tartışmalarla zaman kaybetmek olduğunu düşünüyorum.
Toplumsal yapımızı manüpilasyon ve provakasyon gibi etkilere açık olmaktan hep birlikte kurtarmak zorundayız. Bunun için yaşadığımız değişimlerin etkisi ile oluşan şüpheleri, kaygı, korku ve endişeleri aşmak, psikolojik duvarları aramızdan kaldırmak gibi bir sorumluluğumuz var.
KİMSENİN DEMOKRASİYE ŞARTA BAĞLAMA HAKKI YOK
Hiç kimsenin adalet ve demokrasiyi şarta bağlama, tartışma konusu haline getirme hakkı yoktur. Bizim için cumhuriyet ne kadar vazgeçilmez ise demokrasi ve adalet de o kadar vazgeçilmezdir. Cumhuriyet milletin ortak değeridir ve millet tarafından en iyi şekilde korunacaktır. Bundan kimsenin şüphesi, endişesi olmasın. Yeter ki bu ülkenin önüne engeller konulmasın. Bu ülkenin genç kuşakları vehimlerle, kısır çekişmelerle yaşlanıp gitmesin."
GENÇLERİ SİYASETE ÇAĞIRDI
Milletvekili seçilme yaşını 25'e düşüren Anayasa değişikliğine de değinen Erdoğan, parlamentonun yeni bir ilki daha gerçekleştirdiğini söyledi. Atılan bu adımla Türkiye'nin siyasetine, yönetimine, hayatın her alanına yeni bir dinamizm geleceğini söyleyen Erdoğan, gençlere "Bütün gençlerimizi siyasete çağırıyorum" dedi.
(ANKA)
|
