| |
Konjonktür
Konjonktür... Sözlük karşılığı: Bir ülkenin ekonomik hayatının yükselme ve alçalma yönünde gösterdiği inişli çıkışlı, dalgalı hareketlerin bütünü. Sözlük böyle diyor ama... "Eksik" söylüyor. Pratikte, sadece "ekonomik hayat" için değil, "siyasi hava" için de konjonktürden bahsedildiğine göre... Tanıma "siyaseti de eklemek" gerekiyor.
Şimdi gelelim asıl konumuza. Yargıtay Başkanı Osman Arslan, "Adli Yargı Yılı"nın açılış töreninde, uzun konuşmasının bir yerinde dedi ki: .......Laikliğin açık tanımı yapılmamıştır.......Laiklik ilkesi ile din ve vicdan özgürlüğünün açıklanması zorunlu görülmektedir. (6 Eylül... Konuşma kitapçığı-Sayfa 12)
Osman Arslan daha sonra Adalet Akademisi'nin yeni eğitim yılına başlama töreninde konuştu. "Özetle" söylediği şuydu: - Yargı bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da laik Cumhuriyet'i koruyup kollayacaktır... Bundan kimsenin şüphesi olmasın... Yargı laikliği nasıl mı korur?.. Laik Cumhuriyet'i yıkmaya teşebbüs edenleri cezalandırarak korur. (2 Ekim.)
Yargıtay Başkanı'nın "söylemi" bazı "kişi, kurum ve çevrelerde" yadırgandı. Hatta... Yadırganma ötesi "rahatsızlık" yarattı. "Yargıtay içinde" bile.
"Bu sözler" geçen yıl söylenseydi "kimse birşey demeyecekti." "Geçmişte" eski Yargıtay Başkanı Doç. Dr. Sami Selçuk "Türkiye'de laiklik yok, laikçilik var" gibi sözler söylemişti. Makaleler yazmıştı. Kimseden "gık" çıkmamıştı.
İşte bu noktada "konjonktür faktörü" öne çıkıyor. Konjonktür öylesine "hassas", öylesine "dalgalı", öylesine "iniş çıkışlı" ki... Ve Türkiye öylesine bir "kutuplaşmaya doğru gidiyor ki..." Bazı kesimler Yargıtay Başkanı'nın söylemini "komutanlara yanıt gibi" algıladılar.
Daha ileri gidelim... Yargıtay Başkanı için, kapalı kapıların ardında, şu yorumlar bile yapıldı: * Cumhurbaşkanlığı mı bekliyor? * Çankaya için yatırım mı yapıyor?
Sonuç: "Yargıtay Başkanlar Kurulu" toplandı. Ve "köşeli bir bildiri" yayınlandı. "Özetle" denildi ki: - Laikliğin tanımı yüksek yargı kararlarında (Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay) vardır. (6 Ekim)
Yargıtay Başkanı Osman Arslan, Başkanlar Kurulu toplantısında "bir konuda açıklama yapmak ihtiyacını" duydu. Özetle: * Cumhurbaşkanlığı beklentim yok. * Hele hele bir partinin adayı olarak böyle birşey aklımın ucundan geçmez. * Yargıtay Başkanlığı onuru bana yeter.
Konjonktür "işte böyle birşey." Ve konjonktür "Mayıs-2007'ye kadar" böyle seyredecek. Dalgalı, inişli çıkışlı, hassas.
Mayıs-2007'de "ne" olacak? 1. Bu Meclis bir yargıcı Çankaya'ya çıkarmaz. 2. TBMM dışından bir başkasını da çıkarmaz. 3. Cumhurbaşkanı Meclis içinden seçilir. 4. Ya Tayyip bey ya da bir başka AKP'li.
|