kapat
   
SABAH Gazetesi
 
   Dünya Kupası
   Son Dakika
   News in English
   Yazarlar
   Günün İçinden
   Ekonomi
   Gündem
   Siyaset
   Dünya
   Spor
   Hava Durumu
   Sarı Sayfalar
   Ana Sayfa
   Dosyalar
   Teknoloji
   Emlak
   Otomobil
   Detaylı Arama
   Arşiv
   Etkinlikler
  » Günaydın
   Televizyon
   Astroloji
   Magazin
   Sağlık
   Kültür Sanat
   Turizm Rehberi
   Cuma
   Cumartesi
   Pazar Sabah
   İşte İnsan
   Sinema
   20. YILA ÖZEL
   Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Endişenin bilimi
Endişenin bilimi
Kendinizi sınayın

Endişenin bilimi

Saat sabahın dördü... Hala uykunuz tutmadı. Kalbiniz deli gibi atıyor, sanki bir sonraki seferde duracakmış gibi. Çocuklarınız, sağlığınız için endişeleniyorsunuz. Sevdiğinizi kaybetme, parasız kalma korkusu... Eşiniz ise yanınızda hiçbir şeyden haberi olmadan derin uykusunda! Nasıl oluyor da hiçbir tehlikeyi görmüyor? Görse zaten bu kadar rahat uyuyabilir mi? Ya da yerden 12 bin metre yukarıda uçaktasınız, türbülansa girdiniz. Sizin korkudan eliniz ayağınız titriyor, mideniz bulanıyor, içiniz çekiliyor; yanınızdaki adam gayet rahat filmi izlemeye devam ediyor. Nasıl oluyor da aynı şartlar içinde yaşayan iki kişi, o şartlara, bu kadar farklı reaksiyon gösterebiliyor? Bazıları diğerlerinden daha sinirli mi doğuyor? Siz de onlardan biri misiniz? Eğer öyleyse yapabileceğiniz bir şey var mı?

KRONİKLEŞİRSE TEHLİKELİ
Korku ile kontrol edilen bir dünyada yaşadığımız bir gerçek. Vücudumuzda oluşan bu tip fizyolojik tepkiler hayati tehlikeye karşı kendimizi korumamızı sağlar. Bu tip yaşamsal bir kapasiteye sahip olmamız önemli, ancak, benim burada bahsetmek istediğim; bu duygunun tehlike olmadığı zamanlarda bile bizi kontrol ediyor olması. Şu an hiçbir şey olmadığı halde, vücudumuzun hep kötü bir şey olacakmış gibi tetikte yaşaması. Vücudun, strese karşı gösterdiği tepkiler, en küçük probleme karşı bile alışkanlıkla otomatik reaksiyon göstermesi; bilinçsiz yaşadığımız sürece kronikleşiyor. Çoğu insan kendini sürekli gergin ve endişeli hissediyor; kronik kas gerginligi, baş ağrısı, yüksek tansiyon, kalp rahatsızlıkları gibi bedensel rahatsızlıklar veya psikolojik hastalıklarla yaşıyoruz. Bir hastalığınızla ilgili yaptırdığınız testin sonucu gelmeden, sonucun kötü olduğunu düşünüp tasalanmanız bunun örneği. Rahat nefes almamızı engelleyen, nabzımızı hızlandıran, sürekli vücudumuzu atak etmeye veya kaçmaya hazır tutan, yaşam katitemizi düşüren o küçük korkular, 'ya öyle olmazsa'lar, 'ya böyle olursa'lar bizi esir ediyor ve duygusal olarak yorup tüketiyor, en sonunda da perspektifimizi kaybediyoruz. Araştırmalar, endişenin yüzde 30-40 genlerimizde olduğunu kanıtlıyor ama yetiştirilme tarzımız ve hayat tecrübemiz de nasıl hissettiğimiz hakkında büyük bir rol oynuyor. Endişe, huzursuzluk, gerginlik, sinirlilik, fobi gibi hisler; çok fazla geleceği düşünmekten, yeteri kadar şimdiyi yaşamamaktan kaynaklanıyor. Korku ve endişelerin sadece haplarla giderileceğine inanmak çok yanlış. Düşüncemizle ilişkimizi bir kez değiştirince, mimarı olduğumuz güvensiz ve korku dolu dünyada ardı arkası kesilmeyen endişe dolu düşüncelerin yarattığı zinciri kırabiliriz. Endişe dolu bir düşünceye tüm benliğinizle kendinizi kaptırıp, daha da endişelenmek yerine bu düşünceyi fark edip, salıvermelisiniz. Tekrar endişe dolu bir düşünce ve bu düşüncenin varlığını fark edip, tekrar bırakmak, sakinleşmek gerekiyor. Yani kendinizi endişenin yoğunluğuna kaptırmamalısınız. Bu tip bir pratikle; özellikle duygusal açıdan yüklü düşüncelerin içeriklerini kimliğimiz olarak görüp, bilinçsiz reaksiyon gösterme alışkanlığından çıkarsınız. Olaylara daha net ve içten gelen bir dengeyle cevap verme şansınız doğar.

İLAÇ YETMEZ, TERAPİ ŞART
Antidepresanların ve sakinleştiricilerin yanında, davranış terapisi, bilinç terapisi, yoga meditasyon, hayat tarzını değiştirmek (başlangıç olarak şeker, nikotin, alkol ve ağrı kesicileri azaltmak/kesmek), egzersiz de rahatlamanızı sağlayacak yöntemler arasında. Hatta on dakikalık bir ayak masajı bile alışkanlıkla gerdiğiniz kasları bırakmanıza ve bir zırha dönüşen vücudun çözülmesine yardımcı olur.

Elvan Demirkan

DİĞER GÜNAYDIN HABERLERİ
 Yapımcı Oğuz'un yüzü bir türlü gülmedi
 'Tramvay'ın rötarı yönetmene yaradı
 Beni frikik verirken görmeniz imkansız
 'Kaçın Türkler Geliyor' politik metin değil, bir sinema...
 Tasarımla terör protestosu
 Altuğ bu akşam Çubuklu Hayal'de
 Yeni trend eve spor aleti almak
 Fanta Festivali başlıyor
 HEM tanıtım eğlence
 Tığına güvenenler dantel yarışmasına
 Girişimci kadınlara sanal destek
 Antalya güzel kaynıyor
 Hem ruhlara hem de ceplere iyi gelen bir tatil
 Günün fotoğrafları
REHA MUHTAR
Kolejli Barış...
Her mahalleye bir kolejin açılıp kolej...
Görsellikten daha çok derinliğe ihtiyacım var
Görsellikten daha çok derinliğe ihtiyacım var
'2002 yılında dünya güzeli seçilen Azra Akın, Marie Claire dergisinin...
Yüzbaşı Cemal zam talep ediyor '
Yüzbaşı Cemal zam talep ediyor '
Geçtiğimiz sezonun sevilen dizilerinden 'Kırık Kanatlar'ın yeterli...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.