|
 |
 |
 |
 İnsan Halkları İzleme Örgütü, AİHM'in türban kararını eleştirdi
İnsan Hakları İzleme Örgütü, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) türban konusunda aldığı kararı eleştirerek, bu kararın Türkiye'de binlerce kadının yüksek öğrenim ve profesyonel hayata katılma hakkını reddettiğini açıkladı.
Merkezi New York'ta bulunan İnsan Hakları İzleme Örgütü'nden yapılan açıklamada, AİHM Büyük Dairesi'nin Leyla Şahin'in temyiz davasında verdiği karara değinilerek, dava sahibi tıp öğrencisi Şahin'in türbanını çıkarmayı reddettiği için eğitimine yurtdışında devam etmek zorunda kaldığına dikkat çekildi.
Açıklamada,
İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün Avrupa ve Orta Asya Direktörü Holly Carter'ın görüşlerine de yer verildi. Carter, açıklamasında, ''Türkiye'nin uyguladığı başörtüsü yasağı dini pratik ve ifade hakkının açık bir ihlalidir. Bu kararla AİHM, Türkiye üniversitelerinde eğitim hakları engellenen binlerce kadını çaresiz bırakmıştır'' dedi.
Türk hükümetlerinin 1960'lı yıllardan beri zaman zaman üniversitelerdeki öğretim üyeleri ve öğrencilere türban yasağı uyguladığını hatırlatan İnsan Hakları İzleme Örgütü, açıklamasında, 1997'den bu yana ise bu uygulamanın yoğunlaştığını kaydetti.
Bu tarihten itibaren türbanlı kadınların kamu sektöründe çalışamadığını, seçilerek parlamentoya girmediğini, mahkemelerde avukatlık yapamadığını, özel okullarda ve üniversitelerde öğretmenlik yapamadığının belirtildiği açıklamada, türban yasağından dolayı her yıl binlerce kız öğrencinin üniversite eğitimi almasının engellendiği ifade edildi.
AİHM kararının yasağın diğer kurbanlarının başvuruları konusundaki umutlarını da karartığını kaydeden İnsan Hakları İzleme Örgütü, bu kararın binlerce kadının eğitimlerine kaldıkları yerden devam etme ve kamu sektöründeki işlerine iade edilme umutlarını da sona erdirdiğine dikkat çekti.
Mevcut hükümetin bu yasağı sona erdirmek istediğinden de bahseden Örgüt, açıklamasında ''AİHM'in Şahin'in şikayetine destek olması durumunda hükümet bu kısıtlamaları hafifletecek adımlar atabilecekti. Ancak bunun yerine bu kararla, şimdi görülebilir bir gelecek için Türk kadınları eğitim ve profesyonel hayatlarını sürdürebilmek için yurtdışına çıkmak zorunda kalacak'' denildi.
Türkiye'de aşırıcı siyasi hareketler bulunmasına rağmen, son 25 yıldır türban hakkını savunan kampanyanın hiçbir zaman şiddet içermediğinin de belirtildiği açıklamada, Carter'ın ''AİHM, Türkiye'de temel özgürlüklerin genişletilmesinde güçlü bir unsur olabilirdi, ancak bu davadaki tutumuyla inanç ve düşünce özgürlüğü ve ayrımcılığa karşı önemli bir fırsatı kaçırmıştır'' şeklindeki görüşlerine de yer verildi.
(AA)
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
