|
|
|
|
|
|
İşte programdaki konuşmalar
Yasemin Bozkurt (Y.B.): Bu kocaya kaç yıl katlandın Birgül hanım? Birgül Işık (B.I.): Yirmi sene... Y.B.: Birgül Hanım gel şu kocanla seni barıştırayım. Hadi gel... B.I.: Hayır daha dönemem... Y.B.: Katlanmak sözcüğünün karşılığı bu kadındır. Üç çocuğunuzla İstanbul'da kaç gündür kalıyorsunuz Birgül Hanım? B.I.: Dört gündür. Y.B.: Dört gündür bizim misafirimiz. Üç cocuklu, Elazığ'dan İstanbul'a kaçan bir kadın ne yapsaydı? Şimdi yapacak bir şey var. Bence kocana geri dön. B.I.: Dönemem. Ben bütün bunları göze alarak kaçtım. Y.B.: Ne yapacağız peki? B.I.: İşte onu bilemiyorum. Dönemem. O da beni kabul etmez. Y.B.: Eder eder. Biraz önce telefona bağlanmış. Belki aklı başına gelir. B.I.: Yok. Y.B.: Bir şey söyleyeceğim Birgül Hanım. Valili'ğe telefon edelim. Elazı Valiliği sana her türlü yardımı yapacakmış. Arkadaşlarımız şu anda aradılar Valiliği'ni. Elazığ Valiliği, 'Birgül Hanım çocuklarıyla gelsin, biz ona bütün yardımı yapacağız' dedi. B.I.: Evet çocuklarıma ben bakıyorum. Y.B.: Tamam. Ben seni çocuklarınla Elazığ'a göndereceğim bizzat. Valiliğe gideceksin. Kapısını tıklatacaksın. Vali sana yardımı yapacak. Ailenle aran iyi mi Birgül Hanım? B.I.: Hayır. Y.B.: Annene git o zaman şimdi... B.I.: Annem de yanına almaz. Geçen sene gittim. Annem üstüme kapıyı kapattı. Y.B.: Bugün cuma. Toparlayalım. Seni Elazığ'a yollayacağız...
|
|
|
|
|
|
|
|
|