Uluslararası Para Fonu (IMF) Birinci Başkan Yardımcısı Anne Krueger, Türkiye'de reformların yararlarının görülmeye başlandığını söyledi.
Krueger, Forum İstanbul 2005'te yaptığı konuşmada, Türkiye'nin gerçekleştirdiği reformlara değinerek, ''Türkiye'nin tecrübeleri ve deneyimleri halihazırdaki bu yolda devam etmesini gerektiriyor'' dedi.
Türkiye'nin yaşadığı ekonomik sorunların performansını sarstığını, ekonomisinde kırılganlık ve zayıflığa yol açtığını, başarılı ekonomilerin gerisinde kalmasına neden olduğunu belirten Krueger, geçmişte yaşanan kronik enflasyonun yapısal reformların faydalarının görülmesini engellediğini söyledi.
Anne Krueger, son yıllarda hayata geçirilen reformların yararlarının görülmeye başlandığını, GSMH büyümesinin geçen yıl yaklaşık yüzde 10 olduğunu, enflasyon oranlarında düşüş yaşandığını hatırlatarak, ''Ancak ekonominin esnekliğini artırmak ve dünya ekonomik koşulları içinde zafiyetini azaltmak için daha fazla düşüşler gerekecektir'' diye konuştu.
Türk ekonomisinin inandırıcılığının artık kabul edildiğini dile getiren Krueger, ''Ekonomik reformlar ne kadar başarılı olur, ne kadar başarılı algılanırsa dar görüşlü çıkar grupları tarafından karşı çıkılması olasılığı o kadar düşüktür'' dedi.
Türkiye'nin enflasyonla mücadelede çok başarılı olduğunu vurgulayan Krueger, şöyle devam etti: ''Bu, mali konsolidasyon başarıları çerçevesinde oldu ve son derece sağlıklı büyüme ortamında gerçekleşti. Artık Merkez Bankası arka arkaya 3 yıl, yıl sonu hedeflerinde gittikçe daha başarılı olmaya başladı. Düşen enflasyon, parasal politikaların gücünü artırdı. Düşük enflasyon Türkiye'nin sanayi ekonomileriyle birleşmesini sağlayacak. AB, ABD ve Kanada gibi ülkelerle... Hükümetin ve Merkez Bankası'nın bunu gördüğü çok açık. Merkez Bankası'nın etkileri, şu ana kadar ki politikaların başarısında çok önemli oldu.''
Krueger, uygulanan mali reformların Türkiye'nin kamu borçlarında büyük azalmaya yol açtığına işaret ederek, ''İşleri sürdürüp daha da ileriye götürmek konusunda bir bağlılık, vaat var'' dedi.
Türkiye'nin borcunun GSMH'ye oranının azaltılması gerektiğine değinen Krueger, borç profillerinin daha da düşürülmesinin dünya çapında artan faiz oranları ve kurlardaki zaafı da azaltacağını söyledi.
Süre giden mali ayarlamaların son derece etkili bir büyüme performansıyla beraber gittiğini ifade eden Krueger, bankacılık sektöründe fiskal politikalar, para politikalarında reformlar gerektiğini kaydetti.
Anne Krueger, bütün politika yapıcıların eşzamanlı bir şekilde çalışmaları halinde, bütüncül bir ekonomik iyileşme ve bunun sürekliliğinin söz konusu olabileceğini vurguladı.
Finans sektöründeki yapısal reformların, gelişmenin tabanını sağlayan bütün yakıtın meydana getirilmesi olduğunu dile getiren Krueger, TBMM'ye sunulan Bankacılık Kanunu'nda Değişiklik Taslağı'na işaret ederek, ''Bu alanda yapılan reformlar hiçbir zaman bitmeyecektir. Çünkü finans sektörü sürekli büyümekte ve gelişmektedir. Bütün ekonomi finans sektörüne bağlıdır'' diye konuştu.
''VERGİ ORANLARINA BAKMAK LAZIM''
Krueger, vergi dengesizliklerinin makro ekonomik istikrarı bozan temel etkenlerden biri olduğuna ve dikkatle üzerinde durulması gerektiğine dikkat çekerek, ''Vergi oranlarına bakmak lazım. Vergiyi toplamak, vergiyi tabana yaymak lazım. Vergi tabana yayıldıkça, devlete para akacaktır ki burada karşılıklı denge sağlanabilsin'' diye konuştu.
IMF Birinci Başkan Yardımcısı Krueger, kamu varlıklarının özelleştirilmesi gerektiğini belirterek, ''Bunlar özelleştirilsin ki, makro ekonomik dengenin başka ucu sağlam olsun. İster iç, ister dış yatırımcılar açısından buradaki hareketlilik ancak makro ekonomik stabilite ile mümkündür'' dedi.
Geçtiğimiz hafta yapılan Yatırım Danışma Konseyi Toplantısı'nda yabancı yatırımcıların önündeki en büyük engellerden birinin bürokratik engeller olduğunun dile getirildiğini hatırlatan Krueger, ''Türkiye'de bundan böyle tek bir adımda yabancı yatırımcılar çalışma izni alabilecekler'' diye konuştu.
Krueger, ''OECD ülkelerinde bir kişi işten çıkarıldığında 40 yevmiye ödenmektedir. Bu rakam Türkiye'de 120 yevmiyedir. Bunun bir dengeye kavuşturulması gerekir'' dedi. Günümüzde bir ekonominin dünyada rekabetçi yapısını sürdürebilmesi için sürekli değişim içinde olması gerektiğini vurgulayan Anne Krueger, sözlerini şöyle tamamladı:
''Şu ana kadar Türkiye'nin yaptığı ve bize kanıtladığı yapısal reformlar pek çok alanda değişimi, dönüşümü sağladı. Ama bütün bunlar devam etmek zorundadır. Türkiye'de olumluya doğru dönüşümler sağlandı.Şimdiden sonra yapılacak olan ve ekonomiyi ayakta tutacak olanlar, şimdiye kadar yapılanların üzerinde yükselecektir.''