kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
  » Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Kontrgerillayı açıkladım iyi oldu, başbakan oldum
Benim için de belki düğmeye basanlar oldu
Durup dururken 'derin devlet'
Yarın:

Derin Devlet Kontrgerilladır

Evren ve Demirel'in 'darbe kararı veren mekanizma' olarak tarif ettiği 'derin devlet'i Ecevit, kendi deneyimine dayanarak tanımladı.

DEMİREL'E 5 SORU
Madem derin devlet konuşuyoruz Sayın Demirel bunlara cevap versin.

1 - 1974 öncesinde Özel Harp Dairesi'ni biliyor muydu?

2 - Bu dairenin sivil uzantısının bazı iç olaylarda kullanıldığını biliyor muydu?

3 - Haberi varsa bu durumdan huzursuzluk duydu mu?

4 - Eğer bir huzursuzluk duyduysa herhangi bir önlem aldı mı?

5 - Demirel, Özel Harp Dairesi'nin özelliklerinden memnun muydu?


Kontrgerillayı açıkladım iyi oldu, başbakan oldum

Bu kez "derin devlet"i eski Başbakan Bülent Ecevit anlatıyor. Ecevit "Herkesin kendine göre bir tanımı var" diyor ve ekliyor "Derin devlet kontrgerilladır, ben o olayı açıktan devam ederken yaşadım".

Bülent Ecevit'in Ankara Oran'daki bürosunun önündeyiz. "Erken geldiniz" diyor kapıdaki görevliler. Yolun karşısında bir ağacın altındaki masaya geçiyoruz. Hava sıcacık. Etraf sessiz, sadece kuş cıvıltıları var. Derin bir nefes alıyorum, deneyimli foto-muhabir Ali Ekeyılmaz ile göz göze geliyoruz. "Hayat ne kadar garip" diyor. "Yakın zamana kadar 24 saat kapısının önünde bekliyorduk. Bülent Ecevit bir basın ordusu tarafından izleniyordu. Komşular şikayetçi olmuşlardı sürekli tuvaletlerini kullanıyoruz diye. Hele hastalık dönemlerinde bizler için buraya bir çadır kurulmuştu. Orada yiyip içiyorduk, baksana şimdiki sessizliğe..."

YÜRÜMESİ BİRAZ ZOR
Sahi ne garip değil mi hayat. İlk siyasi söyleşim Ecevit'leydi. 20 yaşındaydım. O gün "Sol"u konuşmuştuk, Baykal'ı konuşmuştuk. Ne sular aktı değilmi? Ali'nin de söylediği gibi bir ara Bülent Ecevit'in sağlık durumu hepimizi çok yakından ilgilendiriyordu. Hatta sayılı günleri kaldığına dair dedikodular dolaşıyordu. Peki ne oldu? Sağlam girdiği hastaneden nasıl öylesine sağlıksız çıktı? O aralar hemen herkes Ecevit'in sağlığını bahane ederek yeni bir hükümet kurulmasını istiyordu. Hatırladınız mı? Kemal Derviş'in birdenbire ortaya çıkıp erken seçim açıklamasını yapması da aynı günlere rastlıyor. Peki ne oldu o günlerde, Derviş niye böyle bir açıklama yaptı? Birileri Ecevit için düğmeye mi basmıştı? Ecevit ölüm döşeğindeyken nasıl oldu da sağlığına kavuştu? İçeri girerken aklımda bu sorular vardı. Bülent Ecevit yaşının getirdiği ağırlığa rağmen son derece dinç ve neşeli çıktıkarşıma. Her zamanki inceliği ve zarafetiyle... Röportaja geçmeden önce bahçede fotoğraf çekmeyi önerdim, korkarak. Acaba çok mu zorlamış olurdum? Bu endişemi hissetmiş olacak ki, "Yürümeye başladığımda biraz zorlanıyorum ama sonra açılıyorum. Doktor daha fazla yürümem gerektiğini söylüyor" diyerek koluma girdi, "Hadi çıkalım."

DERİN DEVLET NEDİR?
Bahçede bir süre sohbet ediyoruz. "Derin devlet sormaya geldim size" diyorum, bir anda ciddileşiyor, "Biliyorum" diye cevap veriyor. "Şimdi her hükümet kötü çalıştı diye derin devlete çağrı çıkarmak doğru olmaz. Demokratik süreç içerisinde eğer devlet üretmekten uzaklaşırsa başkaları gelir sorumluluğu alır. Bugün öyle bir dert yoktur." Ayaküstü konuşuyoruz. Bugünkü hükümet nasıl sizce? Bugünkü hükümetin iç siyasetinde herhangi birbaşarısızlık yoktur. Bunu böyle söylemezsek haksızlık etmiş oluruz. Tabii ki hükümete karşı bir takım eleştirilerimiz vardır ama bu durum derin devleti çağrıştıracak sorunlar değildir. Ama devletimiz bugün çok daha ciddi problemlerle karşı karşıyadır. İran problemi bizim düşündüğümüzden çok daha ciddidir. Dış ilişkiler bakımından bizi çok zorlu günler beklemektedir. Irak'ta yaşananlar, İncirlik Anlaşması... Bunlar hususunda sık sık hükümeti uyarma ihtiyacında oluyorum ama kolay olmuyor. Bir türlü bunlar gündeme gelmiyor. Bir şeyler çıkıp söylüyoruz bakmışız konu kapanmış. Her şeyi çabuk tüketiyoruz, çok çabuk gündem değiştiriyoruz Ya 12 mil tartışmaları? Ecevit bu konuda şaşkın. "Olmaz böyle" diyor. Dışişleri Bakanlığı değil, Başbakanlık değil, Meclis Başkanı niye şuaşamada bu açıklama gereğini duydu bilemiyorum. Sorunlarla ilgili görüşmeler yapılır sonunda bir yerde kesilir, parlamentonun üzerine çıkılmaz. Meclisin karar verdiği bir şeyi kamuoyunun düşüncesine açmak usule uygun değildir. Hâlâ bahçedeyiz, fotoğraflar çekiliyor Ecevit, "Hava ne güzel değil mi?" diyor, "Ancak şimdi keyfine varmaya başladık. Eskiden bu kadar çok ağaç yoktu buralarda. Bakın bugün yemyeşil oldu." Sonra ekliyor "İçeri geçelim mi? Burası biraz gürültülü, içerde daha rahat konuşuruz." Çaylar geliyor, ve kestaneli pasta. "Bir iki dokümana ihtiyacım olacak soracaklarınız için" diyor Ecevit. Ardından "Rahşan Hanım" diye sesleniyor. Sonra bana dönüyor "Rahşan onları getirinceye kadar siz lütfen pastanızdan buyurun, çayınızı için."

EVREN'E GÖNDERME
Derin devlet, sizindeyiminizle kontrgerilla ya da Özel Harp Dairesi... Ecevit, "Şimdi size bir şey okuyacağım" diyor. "Kontrgerilla dedikleri 1952 yılında kurulmuş. Özel Harp Dairesi teşkilatı düşman işgali karşısında yürütülecek gayri nizami harple iştigal eden bir kuruluştu. Kontrgerilla tabiri sonradan uydurulmuş bir tabir olup Silahlı Kuvvetleri yıpratmak için ele alınmıştır." Ara verip yüzüme bakıyor, "bunları kim söyledi?" Cevabı yine kendisi veriyor. Sayın Kenan Evren. Peki devam ediyorum. Yine Evren'in anılarından okuyorum. "Demirel, Özel Harp Dairesi'ndeki personeli teröristlerle mücadelede kullanmamızı ve onlarla çete savaşı yaparak öldürmelerini, vaktiyle de bu teşkilatın böyle kullanılmış olduğun söyledi. 1971 sıkıyönetim dönemindeki Kızıldere olayında kullanılan personeli kastediyordu. Bu hal tarzına şiddetle karşıçıktım, Genel Kurmay başkanı olduktan sonra bu daireyi esas görevine yönelttiğimi tekrar kontrgerilla söylentileri istemediğimi söyledim"

HALK YAPISI SAĞLAM
Ecevit okumayı bırakıyor. "Peki" diyor "Siz söyleyin. Hangisi doğru?" Dayanamayıp "Ya siz?" diyorum, "Siz kontrgerilla açıklamalarından sonra başbakan olduğunuzda olayın üzerine gitmediniz, size konu hakkında bir brifing verildiği söylendi. Gerçekten de kontrgerilla konusunda tabir-i caizse ikna mı edildiniz?" Ecevit kendinden emin. "Her şey iyi oldu. Devletin yapısı sağlam halkın yapısı sağlam." Hayır, istediğim cevap bu değil. Ne iyi oldu? Her şey derken neyi kastediyorsunuz Bülent Bey? Ecevit çayından bir yudum alıyor, "İyi oldu her şey iyi oldu. Kontrgerilla açıklamalarından sonra ben Başbakan oldum, düşünsenize...."

1 2 3 4 5
 
DİĞER GÜNDEM HABERLERİ
 Yine aynı senaryo
 Cezayir'de yemek krizi
 Polis Günü kutlandı
 Sağduyu çağrısı
 Öğretmene kötü haber
 En gizemli Katolik tarikatı
ERDAL ŞAFAK
Kitaplardaki tohumlar
Şu sıralar milliyetçi...
UMUR TALU
Sınav provası
Elbette koca koca meseleler karşısında...
MEHMET ALTAN
Kadınlar tuvaletleri kullanmayı bilmiyor mu?
Petrol...
ÖMER LÜTFİ METE
Papaz uçmaz, medya uçurur
Bazı gazetelerimiz Papa II.
Ortadoğu'da gerilim artıyor
Çekilme planı'na karşı çıkan aşırı sağcı İsrailliler'in...
En etkili 100'ler
Time her yıl yaptığı gibi bu yıl da dünyanın en etkili 100 kişisini...
Kükreyen takım... Susturan takım...
Kükreyen takım... Susturan takım...
İşte Ali Sami Yen'deki maçın özeti: Galatasaray, reklam panosunda...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu