kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Omer Lutfi Mete @ SABAH
 

Papaz uçmaz, medya uçurur

Bazı gazetelerimiz Papa II. Jean Paul'ün cenaze haberlerini yansıtırken bol keseden mucize (!?) müjdeleri verip adeta hasret giderircesine 'haçlı magazin' yaparak Müslüman mahallesinde coşkuyla salyangoz sattılar.
Her ne kadar bu destansı ifadeler biraz 'İtalyan basınından menkul' gibi sunulduysa da araya boylarından büyük birtakım lafları sıkıştıranlar da oldu. Mesela 'Düşmanlar barıştı' şeklinde bir 'ara başlığı' bizzat gözlerimle okudum.
Oysa cenazenin değil barış havası estirmesi, aksine fazladan sıcak bir iki maraza çıkmasına yol açtığı da ortada. Bunlardan biri de İran ile İsrail zirvesi arasında yaşanan tuhaf yalanlama bunalımıydı. İran doğumlu İsrail Cumhurbaşkanı Moşe Katsav, İran Cumhurbaşkanı Hatemi ile el sıkışıp Farsça bir sohbet yaptıklarını söyleyince Tahran bu habere hemen limon sıkmış, sözde ' mucize'yi fos çıkarmıştı:
- Böyle bir şey yaşanmadı. Bizim İsrail konusundaki tutumumuzu bütün dünya biliyor.
Pek tabii göçüp gidenlerin ardından güzel şeyler yapmak ve iyi konuşmaya çalışmak kınanacak bir davranış değil. Ancak bunu yapacağız diye ille de ölen her körü badem gözlü ilan etmek zorunda mıyız? Milyonlarca insanın ruhani lider olarak inandığı ve bağlı bulunduğu bir kişinin hatırası karşısında saygılı bir üslup içinde bulunmak, küresel bir riyakarlık yarışını takdis etmeyi gerektirmez. İsteyen, o görkemli cenaze törenine katılan liderlerin tamamını samimiyetle koşup gelmiş iyi niyet melekleri olarak görsün. Bu da, hem ruhani, hem siyasi bir kişilik olan Papa'nın icraat dönemini tartışmaya engel değildir.
Gariptir; bu cenaze vesilesiyle bizim medyamızın önemli bir kesiminde genellikle 'badem edebiyatı' görürken, hatta İslami bir terim olan ' mucize'yi, kendi inancımızı incitecek kadar müsrifçe kullanırken bazı Hıristiyan ülkelerin basın organlarında şiddetli tepkilerin yer aldığına tanıklık ettik. ('Mucize' İslam inanışına göre yalnızca Peygamberler'e Allah tarafından bağışlanan doğaüstü etkinliklere denir.) Doyumsuz övgücülere inat; İngiliz Independent gazetesi yazarlarından Johann Hari de ateşli Papa eleştiricilerinden biri. Belki ona 'tanrıtanımaz' diyebilir veya ismine bakarak Musevi olduğu için hınçla söylendiğini düşünebilirsiniz ama eleştirilerini kolay kolay yabana atamazsınız. Belki üslubunun sert olmasına itiraz edebilirsiniz.
Hari ilk olarak da Papa'nın Pinochet sabıkasına değiniyor:
- On binlerce kişiyi katlettiklerini bile bile Şilili faşist generali ve eşini örnek bir Hıristiyan çift ilan etti. Hatta Pinochet'nin adalet önüne çıkarılması gündeme geldiğinde serbest bırakılmalarını da istedi.
Yarattığı ikinci skandal AIDS ile ilgiliydi. Katolik Kilisesi'ne, prezervatifin AIDS'ten korunmada etkisiz olduğu yalanını yaymasını emretti. Yaydığı bu mesaj neticesinde, Afrika'daki cahil köylüler, kendisi gibi yavaş ve acılı bir şekilde öldü. Tek fark, Papa azizlik mertebesine yükselirken, onlar günahkar olarak anılacaklardı.
Papa'nın suç listesi burada bitmiyor. O aynı zamanda, çocuklara yönelik kitlesel tecavüzden sorumlu bir kilisenin başındaydı. Defalarca uyarılmasına rağmen hiçbir şey yapmadı. Dolayısıyla bugün bir batıl inanç tacirinin değil, onun yüzünden şimdi hayatta olmayan on binlerce insanın yasını tutmalıyız.
Evet, daha toprağı kurumadan Papa için böylesine keskin kayıtlara vurgu yapmak Katolik inancına bağlı milyonlarca insanı bile bile üzmek demektir. Ancak, öbür tarafta neredeyse Müslüman toplumlara da 'eşsiz bir aziz' şeklinde benimsetilmek istenen bir Papa için döktürülen onca abartılı övgüleri görünce tepkilerin sivri olmasını yadırgama hakkımız da kalmıyor.
Esasen biz Müslüman insan için, evrensel değerlerle çelişmeden müteveffa hakkında ortalama bir kanaat edinmek çok da zor değil.
Bilindiği üzere kendileri AB'nin bir Hıristiyan kulübü olmasını arzu ederlerdi. Anayasa dahil AB'nin bütün önemli belgelerinde Hıristiyanlık dinine önemli atıflar yapılması gerektiğini savunurlardı. Bu arada Vatikan öncülüğünde geliştirilen ' dinlerarası diyalog' bağlamında pek muhabbet beslediği bazı Türklere rağmen Türkiye'nin AB üyeliğine de derinlemesine muhalif bir zat idiler.
Toprağı bol olsun.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Türkiye'nin Irak politikasına dair   / 08-04-2005
 Kayıkçı kavgasının mağlupları   / 07-04-2005
 Derin devlet ama kiminki?   / 05-04-2005
 İrtica-savar bölücülük türü   / 04-04-2005
 Karşı-milliyetçilik nöbeti   / 01-04-2005
 Ya Allah düğmeye basarsa   / 31-03-2005
 Asayiş Beypazarı   / 29-03-2005
 Karanlıkta 'Denksizce'ler   / 28-03-2005
 Bayrağı kafaya sarıp kuma gömmek   / 25-03-2005
 Misyonerlik demokratik hak mı?   / 24-03-2005
ERDAL ŞAFAK
Kitaplardaki tohumlar
Şu sıralar milliyetçi...
UMUR TALU
Sınav provası
Elbette koca koca meseleler karşısında...
MEHMET ALTAN
Kadınlar tuvaletleri kullanmayı bilmiyor mu?
Petrol...
ÖMER LÜTFİ METE
Papaz uçmaz, medya uçurur
Bazı gazetelerimiz Papa II.
Ortadoğu'da gerilim artıyor
Çekilme planı'na karşı çıkan aşırı sağcı İsrailliler'in...
En etkili 100'ler
Time her yıl yaptığı gibi bu yıl da dünyanın en etkili 100 kişisini...
Kükreyen takım... Susturan takım...
Kükreyen takım... Susturan takım...
İşte Ali Sami Yen'deki maçın özeti: Galatasaray, reklam panosunda...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu