|
|
|
|
|
|
Dizi hakkında merak edilenler
On beş gün süren dizinin okuyuculardan ilgi gördüğü, pek çok telefon ve bilgisayar mesajının bana ulaşmasından anlaşılıyor. Her sosyal konunun yandaşları ve karşıtları vardır. Bu iki cepheden mesajlar geldiği gibi, kuruma tavsiye edilmelerini isteyenlerin yanı sıra, değişik obediyanslara mensup olanların konunun kendi görüşleri çerçevesinde yansıtılmasını isteyen önerileri de ulaştı. Fikirlerin özgürce açıklanabildiği bir toplumda bu girişimlerin hepsini de saygıdeğer buluyorum. Ancak yanıtlarımı, konuya hangi çerçevede yaklaşmış olduğumu anımsatarak belirtmemin gerekli olduğu kanısındayım.
'HARİCİ' GÖZÜYLE İlk günkü yazının 'Sunuş' kısmında şöyle belirtmiştim: "Dünyanın en çok tartışılan konularının başında geliyor Masonluk. Bunda biraderlerin kurumsal disiplin çerçevesindeki ketumluğu etkili oluyor. Karşıtları da bu davranıştan doğan esrarengizlik havasından yararlanarak, her türlü yakıştırmayı, araştırmadan gündeme getiriyorlar. Ben Masonlar'a özgü bir deyimle "Harici" olarak, konuyu toplumsal işlevi üzerinde yoğunlaşıp inceledim. Böylece, objektif bir değerlendirmeye yöneldim." Dolayısıyla, yanıtlarımda da aynı ilkeyi devam ettirmeye dikkat edeceğim. Yazı dizisinde, Miralay Sadık'tan Mahmut Esat Bozkurt'a ve Erbakancılar'a kadar en şiddetli karşıtlara yer verilmiş olduğuna göre bunları yeterli bulmayıp daha da ilerisine gidilmesini isteyenlere hak vermek mümkün değildir. Ben kişisel tepkilerimi değil, toplum içindeki tepkileri belgelere dayanarak aktarmaya özen gösterdim. Üzerinde çok durulan "gizlilik" konusuna gelince. Deneyimli bir Mason buna "kapalılık" denmesi gerektiğini anımsattı. Hak veriyorum. Sadece Masonluğun değil, hiçbir kurumun ne yönetim ne de genel kurul toplantılarına, üye olmayanların, kısaca Hariciler'in katılmasına izin verilmez. Bu, bütün dernekler için kabul edilen, yasalarlabelirtilmiş bir uygulamadır. Ayrıca her kurumun, bir ticaret şirketinin de, bir spor kulübünün de, bir siyasi partinin de, bir sosyal derneğin de kendine özgü bir gizlilik/kapalılığı olacaktır.
GİZLİ RİTÜELLER Gizlilik'i daha çok kurumun Tekris yani üyeliğe kabul törenlerindeki uygulamalara yöneltenler ve bunun ayrıntılarına girilmesini isteyenler pek çoktu. Araştırmamda bu hususun üzerinde hiç durmadım. Geleneklere dayanan, bugün yadırgayabileceğimiz uygulamalara kökü tarihin derinliklerine inen kurumlarda daima rastlanır. Asıl amacım, toplumun içinde ne gibi bir hizmet gördüğünü, ne tür katkıda bulunduğu ya da bulunmadığını araştırmaktı. Yeminde kılıç, kafatası ya da kutsal kitapların varlığının benim çalışmalarımda hiç ele alınmamış olduğunu rahatlıkla belirtebilirim. Konu üzerinde daha fazla ayrıntıya ihtiyaç duyanlar Pozitif Yayınları'ndan çıkan "Abdülhamit ve Masonlar," "İttihatçılar ve Masonlar," Cumhuriyet Dönemi Masonlar" isimli kitaplarıma başvurabilirler
İSPAT ZORUNLUDUR Masonluğu sakıncalı, özellikle dışa bağımlılık ya da inanç zayıflatma açısından sakıncalı bulduğunu belirtenler çıktı. Bir kuruma ve tezlerine karşı çıkanların bulunması ve bunu açıkça ifade etmeleri, demokrasiyi kabul etmiş bir toplumda son derece doğaldır. Ancak iş suçlama düzeyine varınca ispatlamak da zorunludur. Mason Locaları, Türkiye Cumhuriyeti yasalarına, özellikle Dernekler Yasası'na uyarak çalışan birimlerdir. Eğer yasalara aykırı girişimleri varsa belgeleriyle adli mercilere başvurulmak suretiyle gereği istenebilir. Aksi halde iş dedikodu düzeyinde kalır. Şunu da ekleyelim ki, bireysel olarak bir Mason'un işlediği suç bütün kurumu bağlamaz. Her yerde iyilerin yanında kötüler de bulunabilir. Kurumu dışlayanların bu hususu ön planda tutmaları gerekir.
|
|
|
|
|
|
|
|
|