|
 |
 |
 |
 |
|
Siyasi manevra aracı olarak Masonluk
Fazilet Partisi ilk günlerinde Sivas olayında Masonlar'ın rolünün araştırılması için önerge verdi. Bu yaklaşım Türkiye'de Masonluk konusunun bir siyasi manevra aracı sayıldığını kanıtlıyordu.
Önüne geleni Masonluk'la damgalama alışkanlığı o dereceye varır ki en koyu dinciler bile bundan kendilerini kurtaramamışlardır. İBDA-C'nin yayın organı Akıncı Yolu dergisi, İslamcı kesimin belli başlı isimlerini de suçlamıştır. Moon tarikatınca düzenlenen konferanslara katıldıkları için İlahiyat Fakültesi dekanı Salih Tuğ, Sabahattin Zaim, Nevzat Yalçıntaş, Yaşar Nuri Öztürk, Ethem Ruhi Fığlalı, Mehmet Aydın... Türkiye Cumhuriyeti'nin mürtedleri (İslam dininden dönenleri) olarak da Enver Ören, Ayhan Songar, Abdurrahman Dilipak, Ali Bulaç, Bahri Zengin, Mehmet Şevket Eygi, Bekir Topaloğlu, Edip Yüksel belirtiliyor. Refah Partisi'nin yayın organı olarak çalışan Kanal 7'ye "Yahudileşen Kanal 7 Kanalizasyonu" sıfatı yakıştırılmıştı.
Refah kapatılıp ismi Fazilet'e dönüştürüldüğü dönemde de benzeri bir önergenin meclise sunulması, bunun o kadroların bir siyasi manevra aracı sayıldığını kanıtlıyor. 1993'te İslamcı olduğunu iddia eden fanatik çevrelerin düzenlediği bilinen ve 37 kişinin yanarak ölmesiyle sonuçlanan Sivas olaylarında tahrikçi olarak Mason türü bir örgütlenmenin bulunup bulunmadığı hakkında Abdullah Şener'in 2001'de meclis başkanlığına verdiği önergede şöyle deniyordu:
"28 Şubat sürecinde Çevik Bir ekibi tarafından 'andıç'larla komplolar düzenlenmişti. Acaba Sivas olaylarının organize edilmesi için de andıç var mıydı? Bu olayların arkasında İtalya'daki gibi P2 Mason locası türü bir çeteleşme var mı? Loca çeteleşmesini ortaya çıkaracak mısınız?"
GERÇEĞİ YANSITMIYOR
Soru başbakan Ecevit'e yöneltilmişti. Milli Savunma Bakanı MHP'li Sabahattin Çakmakoğlu, yanıtında ayrıntılara girmedi "Sivas olaylarının bir andıç'la yönlendirildiği iddiaları gerçeği yansıtmıyor" demekle yetindi. Mason konusuyla ilgili soruların ise "araştırmayı gerektirir nitelikte olmadıkları için" değerlendirilmediğini kaydetti.
Son on yılda Mason bağlantısının çeşitli vesilelerle kamuoyunun önüne çıkarılmasına sık sık rastlandı. Bunların en ilginçlerini özetle aktaracağız:
ÇEŞİTLİ İDDİALAR
29 Ocak 1993 (Milli Gazete): "Jak Kamhi suikastı tam bir soytarılık, Masonlar iyice cıvıttı. Siyonist dış güçler içerdeki figüranlarını sahneye sürdüler. Bu gelişmelere karşı uyanık olmalıdır."
1996, Hasan Yazıcı'nın kitabı "Masonluk Hümanizm ve Türkiye", Masonluğun siyonist dünya saltanatı için işlediğini anlatıyor.
12 Aralık 1996 (Yeni Yüzyıl): MHP Genel Başkan Yardımcısı Tuğrul Türkeş'in Özgür Masonlar Locasında (Tepebaşı 111) Mason olduğu söyleniyor.
Eylül 2001: Üzeyir Garih'in öldürülmesi Masonlukla ilgili sayıldı.
Eylül 2001: Doğu Perinçek ülkeyi NATO'nun Türkler'i Masonlar'ın sarmış olduğunu söyledi.
21 Nisan 2001 (Hürriyet): MHP İstanbul Milletvekili Mehmet Gül, koalisyondaki ortakları DSP'nin bakanlarından Kemal Derviş'in Mason olduğunu söyledi (Bunun aslı olmadığı açıklandı.)
Mesut Yılmaz'ın Mason olmadığı belgelenmekle birlikte 2001'de bazı ihalelerdeki yolsuzluk iddialarına kendisi ve ailesinin karıştığı gündeme gelince Aydınlık Dergisi kapağında "Yılmazlar'ın Masonik Örgütü" başlığını atmış ve eklemiştir: "Masonik ve Mafyatik örgütlenme taa Bilderberg'e kadar bağlanıyor."
ONLAR HER YERDE
Aydınlık (26 Ocak 2000 ve 20 Nisan 2003 sayıları): Siyonizm Tevrat İttifakı projesi Musevilik, Hıristiyanlık ve İslamı "İbrahimilik'te birleştirme çabası güdüyor. Proje ABD parasıyla yürütülüyor. Masonlar projenin arkasında.
Süleyman Yeşilyurt'un "Türkiye'nin Büyük Masonları" kitabı (Ankara 2001, Hiv Yayınları) "Mason localarına üye olanların, Yahudilerin Siyonizm denilen gizli dünya egemenliğine ödün vermeleri, yeryüzündeki ihanetlerin en büyüğüdür."yargısıyla başlıyor. Dönmeleri, Sabataycıları, Masonluk ve Siyonizm'in ajanları sayan kitapta "Bilderberg'e üye olan her Mason İsrail'e ve Siyonizm'e ebedi bağımlılık yemini etmek mecburiyetindedir." İddiası da yer alıyor.
Hazırlayan:Orhan KOLOĞLU
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
