Döviz kuru rejimleri ve Türkiye
Bu hafta üç gün döviz kuru rejimleri üzerine eğildim. Dünyada uygulanan sistemleri irdeledim. Hangisi daha iyidir sorusuna yanıt aradım. Ancak bu yanıtı bulmak zor. Bu konudaki tartışmaların süreceğine de kuşku yok. Dünya 1944 yılında oluşturulan ABD Doları'na, doların da altına bağlı olduğu sabit kur sisteminden, esnek kur sistemine geçtiği 1971 yılından bu yana tartışmalar sürmekte. O tarihlerde "esnek döviz kuru" bugünkü dalgalı döviz kuru rejiminden önemli farklılıklar içermekteydi. Zaman geçti. Piyasalar gelişti, derinleşti, sermaye hareketleri libaralleşti. Bu ortamda ülkeler bir çok döviz kuru rejimi denediler. Sonunda 8 çeşit kur rejimi karşımıza çıktı.
Önceki uygulamalar Türkiye, sabit kur rejimi ile 1930 ile 1981 yılları arasında yaşadı. Bu dönemde 6 kez, 1946, 1958, 1970, 1978, 1979, 1980 yıllarında, devalüasyonlarla ve krizlerle karşılaştı. 24 Ocak 1980 kararları sonrasında, 1981 yılında günlük kur ilanı yoluyla "yönlendirilmiş esnek kur" sistemini benimsedi. Ufak tefek değişikliklerle bu sistem 1999 yıl sonuna kadar sürdü. Tüm makroekonomik dengesizliklere karşı uygulama devam etti. Bu dönemde enflasyon, önceliği olan önemli bir konu değildi. Böyle de olunca, kur rejimi ile enflasyon arasındaki bağ önemsenmedi. Fiyat artış düzeyi ile TL'nin değer kaybı birbirini besleyen mekanizmalar olarak süregitti. Enflasyonu düşürmeyi hedefleyen 2000 yılındaki program döviz kuru rejimini de geçici olarak değiştirdi . Enflasyon öngörüsüne paralel olarak "sürüklenen döviz kuru" (crawling peg) sistemini benimsedi. Daha sonra banda bağlı dalgalı kura geçilecekti. Ancak, 4 ay daha sabredilemedi. Şubat 2001 krizi geldi. Hükümet tam dalgalı kur rejimine geçme kararını verdi. Sistem hâlâ sürüyor. Ne var ki bu kur rejiminin, sıcak paranın da yardımı ile, ortaya çıkardığı sorunlar giderek daha fazla tartışılmaya başlandı. Enflasyon düşüşüne ve krizleri yumuşatma şeklindeki olumlu yanları yerine cari açığa ve bekleyişlere yaptığı olumsuz etkiler ön plana çıktı . Hükümet bile, IMF'ye verdiği sözleri unutup, "döviz kuru politikasını" eleştirir hale düştü.
İki tür dalgalı kur rejimi var Bir kez daha hatırlatalım. Dalgalı kur rejimi iki değişik türde uygulanıyor. Tam dalgalı ve yönlendirilen dalgalı. İkisinde de önceden belirlenmiş bir kur düzeyi yok. Düzeyi, tam dalgalıda piyasa belirliyor. Yönlendirilende ise yetkililer döviz kurunu etkileyen ödemeler dengesi, rezervler ve piyasalardaki gelişmelere göre, kura dolaylı ya da dolaysız müdahalede bulunuyorlar. IMF, iki dalgalı kur rejimini de uygulayan ülkeler ile anlaşma yapabiliyor. Örnekleri var. Bu konuda çok katı değiller. Türkiye'deki programın başarısındaki önemli nedenlerin başında tam dalgalı kur rejimi uygulamasını gördükleri için bundan vazgeçmek istemiyorlar. Ancak, önümüzdeki aylarda büyümede yavaşlamaya karşın, cari işlemler açığı giderek daha da bozulursa "yumuşak uyum" zorlaşacaktır. Bekleyişler değişecektir. Bu nedenle, yönlendirilmiş ve artıları bulunan bir döviz kuru rejimi üzerinde çalışmakta, kafa yormakta ve tartışmaya şimdiden başlamakta sonsuz yarar vardır.
|