|
|
|
|
|
|
Bu şeytan kalplere girmeyi başardı
'Mucizeler Komedisi' isimli müzikalin 'kötü' adamı Şevket Çoruh, canlandırdığı 'şeytan' rolüyle izleyiciden tam not aldı. "Çok enteresan ama aslında şeytan toplumda o kadar da kötü algılanmıyor" diyen Çoruh, insanlardan olumlu tepkiler aldığını belirtiyor. Başarılı oyuncu, kötülüğe de farklı bir bakış açısı getiriyor: Ne için yapıldığına bağlı....
Televizyon izleyicisiyle 'Affet Bizi Hocam', 'Çiçek Taksi' ve 'Sultan Makamı' gibi pek çok dizi sayesinde tanışmış olsa da onu geniş kitlelere sevdiren Banu Alkan'la kamera karşısına geçtiği 'ixir' reklamı oldu. Ve 'Yılan Hikayesi' dizisi tanınmasını daha da kolaylaştırdı. Müjdat Gezen Sanat Merkezi'nden mezun olan Şevket Çoruh, bugünlerdeyse tam anlamıyla zirvede bulunuyor. Bir yandan atv'nin dizisi 'Savcının Karısı'nda rol alan Çoruh, bir yandan da Şener Şen'in yıllar sonra sahneye çıktığı 'Mucizeler Komedisi' isimli müzikalde şeytan rolüyle yıldızlaşıyor. Çok yakında da rol aldığı 'Eğreti Gelin' ve 'Anlat İstanbul' isimli iki sinema filmiyle daha farklı karakterlerle çıkacak izleyici karşısına...
İŞİN NİTELİĞİ ÇOK ÖNEMLİ * Türkan Şoray geçtiğimiz hafta en beğendiği erkek oyuncuları sayarken ilk sizin isminizi söyledi. Bunun yanı sıra müzikaldeki rolünüzle de çok takdir alıyorsunuz. Siz yeni yeni mi keşfediliyorsunuz? Türkan Şoray'ın bu açıklamasından haberim yoktu. Çok teşekkür ederim, çok gururlandım. Bir keşfediliş söz konusu mu bilemiyorum. 1991 yılından beri bu işteyim. Eğer böyle bir şey söz konusuysa bu yaptığım işlere endeksli olmalı. Tiyatro kökenliyiz. Bu durum da tiyatroda oynamaya devam etmenizle gelişen bir süreç. Geniş kitlelerin dikkatini çekmek de, popüler olmaya ve daha çok tanınmaya karşılık geliyor. Yaptığınız işin niteliği de bunda etkili tabii. Oynadığım karakterler farklı olunca daha çok dikkat çekiyor. Mesela; 'İnşaat' filmiyle 'ixir' reklamında çok farklı karakterleri canlandırmıştım.
* Kariyerinizi düşünürken planlı programlı mı gidiyorsunuz? Projeyi, çalışmak istediğiniz oyuncuları, kimle çalıştığınızı tabii ki tercih ediyorsunuz ama şartlar elverdiği sürece. Türkiye'de çok kaliteli proje oluyor da biz mi içinde değiliz? Hayır. Oyuncu olarak talepleriniz, yapımcıların hayal ettiği şeylerle sınırlı. O yüzden de olabilenin en iyisinin içinde olmak gerekiyor. Bir de 'kariyeri', kendi kariyerim olarak düşünmem. Bir oyuncu için en değerli hediye, iyi bir senaryodur. Ben de onların peşindeyim. Kariyer bunlarla gelir.
* Peki televizyon ve sinema dünyasında tercih edilen bir isim misiniz? Talepler karşılığını buluyorsa o zaman tabii ki tercih ediliyorsunuz.
* Ne buluyorlar sizde? Herkes ne buluyorsa... Ben kendi kendimi tarif edemem. Bu beni tercih edenlerin takdiri. Biz de ustalarımızdan bir şeyler öğreniyoruz. 'Mucizeler Komedisi'nde Şener Şen'den öğrendiğimiz gibi... Geleceğe de umutla bakıyoruz. Yeni işlerin çekilmeye başlanması, genç yönetmenlerin film çekmesi ve Türk sinemasının Avrupa'da artık dikkat topluyor olması elbette ki bizim geleceğe ve hayata daha sağlıklı bakmamızı sağlıyor.
* İlk kez bir müzikalde oynuyorsunuz? Projede nasıl yer aldınız? Yazın sonuna doğru Mustafa Oğuz'un teklifiyle bu projeye dahil oldum. Aslında daha önceki çalışmalarda benim rolümü Cem Davran oynayacaktı. Ancak daha sonra o olmayınca ben düşünüldüm. Çalışmak için kısa bir dönemimiz vardı ama hemen adapte olduk.
* Siz müzikalde iki karakter oynuyorsunuz... Müzikalde 5-6 tane ana karakter var. Ben hem 'Sefa Yurdakul'un yani Şener Şen'in baş danışmanını, onu kötülüğe iten 'Tarcan Topaç'ı hem de 'şeytan' karakterini oynuyorum.
* Yani müzikalin kötü adamı sizsiniz?
* İki karakter de aslında komik ve eğlenceli. İnsanları cezbeden de odur zaten.
* Şeytan mıdır? Bilmiyorum, izleyenler öyle diyor. Çok enteresan ama aslında şeytan toplumda o kadar da kötü algılanmıyor. Hatta kişinin ne kadar alımlı olduğunu anlatmak için 'şeytan tüyü var' deniyor, ki bu çok acayip. Şeytan herhalde tüylü bir varlık...
SEVMEK KÖTÜLÜĞÜN DÜŞMANI * Sizce iyilikle kötülük arasında ince bir çizgi var mıdır? Bana göre kimse kötü doğmaz aslında. Bir canlı olarak ihtiyaçlarımız iyilik ve kötülüğümüzü belirliyor. Mesela hırsızlık kötü mü?
* Evet kötü. Ama niçin çaldığınıza bağlı... İyi ile kötü birbirine karışmış durumda, yapılan kötülüklerin de bir nedeni vardır.
* Tabii ki nedeni vardır. Zaten her kötülüğe bir kılıf uydurmak da mümkün değil mi? Ama bunun tarifi çok açık değil. 'Neye göre kötü?' diye bir cümle kurabiliriz. O zaman herkesin Amerika'ya 'Kötüsünüz, Irak'ta savaş çıkarıyorsunuz' diye bağırması lazım. Bu deniyor mu, hayır. Hatta savaş alkışlanıyor. Şimdi burada kötü nerede?
* Sizin kötülük kriteriniz ne? Valla bunu hiç düşünmemiştim. Bir insan olarak bir tek şeyin en önde korunması gerektiğini düşünüyorum, belki de bana en çok dokunan şeydir, çocukların zarar görmesi. Orman yakmak da çok kötüdür, doğayı kirletmek de. Sevmek aslında bir nedenden dolayı değil de, gerçekten insanı sevmek kötülükten kişiyi bir an önce uzaklaştırır. Bir de saygıyı kaybedersek o zaman gerçekten kötü oluruz.
DİLEK SANCILI
|
|
|
|
|
|
|
|
|