|
|
|
|
|
|
Bütün dillerin küfürlerini biliyorum
En büyük şansım Kurtuluş'ta büyümek... Kurtuluş semti tipik Türkiye! İçinde Ermeni, Bulgar, Kürt, İtalyan, aklına gelebilecek bütün milletlerin olduğu bir semtti. 6 yaşına geldiğimde bütün dillerin küfürlerini biliyordum! Arkeoloji okudum, yüksek lisans olarak arkeoloji yaptım, doktora yaptım. Ben birkaç işi bir arada yaptım, hayatım boyunca hiçbir zaman tek işim olmadı benim. Bir yandan tiyatro başladı; konservatuvar mezunu olmayanlar için opera sınavı açılmıştı, ona girdim, kazandım. Devlet Opera ve Balesi'nde solistlik yaptım. Gazetecilik de buna paralel yürüyordu. Sonra alan belirlemeye başladım. Benim en iyi kalem oynatacağım alan; kültür ve sanattı. Dolayısıyla, orada başladım çalışmaya. Yavaş yavaş köşe yazarlığına gitti iş. Dergilere röportaj yaptım. Yaptığım bir röportaj beni televizyon metin yazarlığına götürdü. 92'nin sonlarında Güner Ümit'in metin yazarı olarak televizyonun kapısından içeri girdik. Bir dönem sonra işler o kadar birbirine karıştı ki; televizyon gazeteciliği başladı.
KAŞ GÖZ MESELESİ 94 sonunda Kanal E kuruldu. Oraya haber müdürü olarak başladım. Türkiye'de ilk ekonomi talk şovunu yaptık. 50 programın sonunda da ilk transfer teklifimi aldım! Sonra Number One TV'de 'Mr. Night' diye tam Michael Moor'un şu anda yaptığı hikâyenin karşılığı olan bir program yaptık. Mr. Night'taki adam mesela Üsküdar-Beşiktaş vapur iskelesinden motor kaçırıyordu. Türkiye gündeminde tuhaf programdı, aynı dönemde Beyaz çıkmıştı, o yürüdü gitti mesela! Sanırım hayatımın işi diyebileceğim, HBB'de 'Onda On'u yapmaya başladım. Çok iyi programdı, Cengiz Polatkan ödülünü aldı. Yaptığım işlerin en iyisiydi. Hem haber, hem hayat, hem şov... Kapalı devre bir şey değil, konuşan bir programdı. Fakat kanal kapandı. Sonra Star'da Gece Hattı'na gittim ve orada markalaştım. Çünkü orada yaptığım mimikler olay yarattı. TV yazarları ayağa kalktı 'Kaş göz oynatan haberci mi olur, bu habercilik değil' dediler...
|
|
|
|
|
|
|
|
|