kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Gazi Ercel @ SABAH
 

Milli gelir hesaplarının güvenilirliği sarsılmamalı

Milli gelir hesaplanması ile ilgili bir çalışmanın sonuna gelindiği, Türkiye'de kişi başına düşen milli gelirin bir kat artarak 6000 dolara yükseleceği haberleri Başbakan Yardımcısı'na atfen basında yer aldı. Çalışma sonuçlarının 2006 yılında kullanılacağı da haberde belirtiliyordu.
Sayın Ekrem Pakdemirli de geçenlerde bu konuda bir kitap yayınladı. O da aynı görüşleri savunuyor. Türkiye'nin milli gelirinin yanlış hesaplandığı kanısında.
Milli geliri hesaplama yöntemlerinin çok ciddi ve teknik bir olduğunu söylemeye gerek yok. Umarım bu çalışmalar Birleşmiş Milletler, Eurostat ve benzer uluslararası kuruluşların katkısı ile yapılıyordur. Onlardan teknik yardım alınıyordur. Aksi halde verilerin güvenilirliği sorgulanır. Akıllara bazı soru işaretleri takılır. Milli gelir temel bir göstergedir. Güvenilirliği sarsılmış bir milli gelir dizisi birçok sorun çıkarır.
Bu tür tartışmalar, 1980'li yılların başında da alevlenmişti. Merkezi Paris'te bulunan
OECD, satın alma gücüne dayanan bir araştırma yapmış, Türkiye'nin de kişi başına düşen milli geliri 4500 dolar civarında hesaplanmıştı. Satın alma gücü ile ilgili olarak verilen örnekler ilginçti. ABD'de erkek saç tıraşı 15 dolarken, bunun daha özenli yapıldığı Türkiye'de ödenen ücret 3-5 dolar civarındaydı. Dolayısıyla aynı hizmeti değişik fiyatlarla alma ortadan kaldırıldığında gelir farklılıklarının da azalması tabiiydi.

Tartışma eskiydi
Ancak, bu tür hesaplamalar pek kabul görmedi. Platonik düzeyde kaldı . Birleşmiş Milletler'in, 200'ü aşkın ülkenin milli gelirlerini mukayese edebilmek için kullandığı bir metodoloji vardı. Onlara soruldu. Türkiye'nin milli gelir hesapları ve yöntemi doğrudur yanıtı geldi. Böylece tartışmalar rafa kaldırıldı.
Bu yeni çalışmada ortaya çıkan veriler kullanılmaya başlanıldığında, bazı temel makro ekonomik göstergelerde değişiklik gözlenecektir. Milli gelir yaklaşık iki kat artınca, "bölen" olarak kullanılması nedeniyle, göstergelerin milli gelire oranı yarı yarıya düşecektir. Değişimlerin bazıları lehimize, bazıları aleyhimize olacaktır.
Olumluya dönüşecek göstergelerin başında kişi başına milli gelir artışı, milli gelire oranla bütçe açığı ve kamu borç düzeyinin iyileşmesi, cari işlemler açığının yarı yarıya düşmesi ve Türkiye'nin dünyanın 17'nci büyük ülkesi konumuna ulaşması sayılabilir.

Vergi gelirleri geriliyor
Özellikle, kamu finansman politikalarında ve borç düzeyinde önemli iyileşmeler görülecektir. Bütçe açığının milli gelire oranı yüzde 810'lardan yüzde 4-5'lere inecek, Maastrich kriterini tutturma olasılığı artacaktır. Kamu borcunun milli gelire oranı yüzde 70'lerden yüzde 30'lu düzeylere gerileyecektir. Cari işlemler açığında da aynı gelişmeler izlenecektir.
Ancak işin farklı bir yönü de var. Vergi gelirlerinin milli gelire oranı yüzde 25'den yüzde 10'lu düzeylere gerileyince Türkiye, Afrika ve Latin Amerika ülkeleri ile aynı konuma gelecektir.
GSMH'ya oranla ve diğer gelişmiş ülkelere kıyasla vergi toplayamayan bir ülke durumuna düşecektir. IMF yüzde 6.5 oranında faiz dışı fazlada ısrarcı olursa bunu tutturmak zorlaşacaktır.
Parasal göstergeler ise yarı yarıya azalacak, mevduat, kredi, bankacılık sektörünün büyüklüğü milli gelire oranla bir misli küçülecektir. Finansal sistemin sığlığı artacaktır. 1960'lardan bu yana büyük değişiklikler göstermeyen bu oranların, yeni düzeyini açıklamak zorlaşacaktır.
İthalat ve ihracat rakamları da Türkiye'nin açık değil kapalı bir ekonomiye sahip olduğu görüntüsü verecektir.
Bütün bunları da dikkate alarak sadece artıları düşünüp milli geliri yeniden hesaplamak bazı sorunları da beraberinde getirir. Ancak, bilimsel açıdan kabul gören bir metodolojiye göre yapılırsa söylenecek bir şey yoktur. Çok çalışarak, önlemler alarak vergi, para ve dış ticaret verilerini belirli bir zamanda bugünkü düzeylerine çıkarabiliriz. Çalışma sadece satın alma gücüne dayalı bir egzersiz ise, o zaman başka.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Dış finansman ihtiyacımız 60 milyar   / 27-12-2004
 Enflasyon hedeflemesinin 5 şartı   / 25-12-2004
 Enflasyon hedeflemesi   / 24-12-2004
 2005 para programı   / 22-12-2004
 IMF anlaşmasında gözden kaçan nüans   / 20-12-2004
 Avrupa'nın yumuşak karnı   / 18-12-2004
 Avrupa'nın çıpası ne?   / 17-12-2004
 Kira artışı piyasaya bırakılamaz   / 15-12-2004
 Zor hafta   / 13-12-2004
 Petrol fiyatlarına ne oluyor?   / 11-12-2004
GÜNTAY ŞİMŞEK
Türkmenistan'da doğalgaz oyunu
Türkmenistan...
ABDURRAHMAN YILDIRIM
Türk bankacılığını üç koldan by-pass etmişiz
Ercan...
GAZİ ERÇEL
Milli gelir hesaplarının güvenilirliği...
İLKER SARIER
Hukuk cahili
İhtiyaçtan olsa gerek son zamanlarda...
2 yıl kokain kullandım
İbrahim Tatlıses 'Kokain kullandığın zaman karınla bacı-kardeş...
Fallarında 'polis' çıktı
Bakırköy'de gerçekleştirilen bir operasyonla, fal bakıp medyumluk...
Gözbebeklerin de ölüm var
Gözbebeklerin de ölüm var
Yüzyılın yıkımına uğrayan Güney Asya'da zaman geçtikçe felaketin...
Geride binlerce ceset kaldı
Geride binlerce ceset kaldı
5 bin kişinin çamur deryası içinde can verdiği "yasak bölge" Khao Lak...
IMKB
E: 24,936 D:% 1.40
DOLAR
S: 1,351,000 D:% -0.15
EURO
S: 1,842,000 D:% 0.11
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu