AB'de 'Pulya' krizi
Türkiye Avrupa Birliği'ne (AB) girdiği takdirde ramazanların nasıl geçeceğini, iftarın hangi şartlarda açılacağını şimdiden düşünmekte fayda var. Sadece ilerleme raporlarıyla değil, AB içinde ilerlemiş ülkelerin durumlarıyla da bir mukayese yaparak hazırlanmamız gerekecek. Çünkü, ilerlemiş ülkeler AB'ye dahil olan ülkelerdeki yaşam şartlarını belirleyen kriterlere sahipler. Yarın AB'ye girdiğimizde birçok yasaklı işler onlar yüzünden karşımıza çıkacak. Mesela, 'Kokoreç' yememiz yasaklanacaksa damak zevki gelişmemiş, mutfak kültürü olmayan bu gelişmiş ülkeler yüzünden olacaktır. Söylediklerimizin ne anlama geldiğini yekinen bilmek için kısa süre önce AB'ye adım atan Kıbrıs Rum Kesimi'ndeki sosyal hayatı izlemek yeterli olacaktır. Ne de olsa hem komşu Yunanistan hem Rumlar biraz da bize benziyorlar. AB hakkında gerçekler ve sadece gerçekleri dinlemeye hazırsanız, buyurun. Türkiye ile Yunanistan'ın buluştuğu nokta Kıbrıs. Türklerle, Rumların birbirlerinden en fazla etkilendiği, en fazla ortak kültürü paylaştığı yer de Kıbrıs. Geçen akşam iki Kıbrıslı ile oturduk yemek yiyoruz. İkisi de aynı alanda iş yapıyor. İkisinin de geçmişinde benzeri alanda üst düzey yöneticilik gibi kariyerleri var. Şu anda beraber çalışmanın yollarını arıyorlar. Birisi Kuzeyden Türk, diğeri Güneyden Rum. Konuştukları her konuyu kendileri rahat anlarken, Türkiye'den benim onlara ve anlattıklarına Fransız kalmam tuhafıma gitti. Kuzey Kıbrıslı anlatıyor; Kıbrıs'ta bir Pulya kuşu yaşarmış. Güney Kıbrıslı ekliyor; Pulya değil, Umbelo Poulia. Pulya, Rumca kuş demekmiş ve eti çok lezzetli oluyormuş. Ancak, Rumlar AB'ye girince Pulya yiyemez olmuşlar. Zira AB'nin hayvan haklarını koruma kriterleri çerçevesinde yasaklanmış. Çok yağlı ve süper lezzetli bir kuş olan Pulya bizdeki serçelerden dahi küçükmüş. Ancak, Kuzey Kıbrıs'ta halen daha bolca tüketiliyor. Hatta bazı Güneyli Rumlar rahat rahat Pulya yemek için Kuzey'e geçiyorlarmış. Anlatılanlara göre Pulya'nın avlanması ve adaya gelmesi de enteresan. Pulya uzun mesafa uçamayan bir kuş türü. Adaya göçmen turnaların üzerinde geliyor. Kıbrıs'a indiğinde ise indiğine ineceğine Rumlar ve Türkler tarafından bin pişman ediliyor. Zira bu kuşlar silahla değil, balık ağıyla avlanıyor. Kuşların uçtuğu yöne ağ geriliyor. Sonra kuşlar ağa doğru ürkütülüyor. Ağa takılanlar hemen orada boyunları elle çevrilip kırılarak, mevta haline getiriliyor. Sonrada küçük olduklarından içi temizlenmeden direkt pişiriliyor. Tadını bilenler tarafından da afiyetle yeniyor. Masadaki Rum arkadaşımız da, 'Yasak falan dinlemiyor, yiyoruz. Tanıdık restorana gidiyoruz. Karışık salata adı altında bir tabak Pulya hazırlanıyor. Üstü roka altı kuş olarak önümüze geliyor. Afiyetle yiyip çıkıyoruz. Hatta bir defasında birisi tam siparişi vermiş ki, polis gelmiş. Pulya satan da, yiyen de suçlu olduğundan ortalık biraz gerilmiş. Ama, bir süre sonra restoranın sahibi rahat ol, 'Polis de Pulya yemeye geldi' demiş. AB'de kokoreçin yasak olacağını sananların bilgisine...
|