|
|
Varoşlara terapi
Köyden kente zorunlu göç sonucu varoşlarda oluşan travma, AB'den sağlanan fonla tedavi ediliyor.
Kimi zorunlu olarak göç etti, kimi 'taşı toprağı altın' diye evini, toprağını bozup geldi. Ne kökleri kaldı, ne İstanbullu oldular, ama buna rağmen geri dönmek istiyorlar. Başak Kültür ve Sanat Vakfı, İstanbul'un varoşlarındaki zorunlu göç mağdurlarına, Avrupa Birliği desteğiyle terapiye aldı. Başak Kültür ve Sanat Vakfı, AB'nin demokrasi ve insan hakları projeleri çerçevesinde dağıttığı fondan 50 bin euro alarak, 'Sorun etme, Sahip çık' projesini uygulamaya koydu. Proje çerçevesinde, 2ki sosyolog ve 1 psikolog, bölgesini iyi tanıyan 68 kişilik gönüllü ağıyla Kadıköy, Maltepe, Kartal, Pendik, Tuzla, Sultanbeyli, Ümraniye, Üsküdar ve Beykoz varoşlarındaki evleri tek tek gezerek, sorunları tesbit ediyor, danışmanlık hizmeti veriyor. Bugüne kadar 470 aileye ulaşılmış, yıl sonu için hedefse 500 aileye ulaşmak. İlişki kurulan aileler isterlerse vakfa gidip psikolog desteği alıyor, bazen de psikolog evlere giderek terapi yapıyor.
"FAKİR KALDIK, AMA DÖNMEYİZ" Bu seanslardan birinde tanıştığımız Sevim Çarpan İstanbul'a geleli 10 yıl olmuş. Yarı Türkçe, yarı tercüman aracılığıyla anlatıyor: "Önce kocam geldi, çalışmaya başladı, sonra bizi aldırdı buraya. Ama sonra işsiz kaldı, böyle fakir halde kaldık biz burada." 6 çocuğuyla bir göz odada yaşamak zorunda kalan Sevim Çarpan, geçim sıkıntısı nedeniyle takdirname alarak lisede okuyan oğlunu okuldan almak zorunda kaldıklarını söylüyor: "Çok iyi okuyordu Metin, hep başarılı öğrenciydi, ama okuldan almak zorunda kaldık. Çünkü çalışması lazım. Şimdi İMES'te çalışıyor. Tam ne iş yapıyor bilmiyorum. Küçük oğlum Veli de mendil satıyor." Sevim Hanım, Veli'nin mendil satmak için gittiği Taksim'in adını bile duymamış, merak da etmiyor. Eşi Şerif Çarpan, İstanbul'a biraz daha uyum sağlamış: "Biz memlekette çiftçilik yapan insanlardık. Buraya geldik, inşaat işinde falan çalıştık. Ama o bile çok uzun sürmedi. Sonra işsiz kaldık. 10 aydır işsizim ben. Büyük oğlum 17 yaşında, küçük oğlum 10; onlar eve para getiriyor. Bir de ben korkuyorum oğlum kötü alışkanlıklar edinecek diye. Geçen gece eve gelmedi, korkudan öldük, nerede arayacağımızı da bilmiyoruz."
Sonat CANIDAR / Haber Merkezi
|