|
 |
 |
 |
 |
|
'İçki yasak değildi'
Kuran'ın tefsirinde içkinin nasıl adım adım yasaklandığı anlatılıyor. Lezbiyen ve eşcinsellere verilecek cezalar da ayrı ayrı açıklanıyor.
Yeni tefsir en çok tartışılan iki konu "içki" ve "cinsel suçlar" olarak nitelendirilen zina, eşcinsellik gibi konulara da açıklık getiriyor. İslamiyet'in ilk yıllarında serbest olan içkinin adım adım yasaklanmasının nedenleri dile getiriliyor. İlk yıllarda Müslümanlar "sarhoş olanlar ne söylediklerini bilecek hale gelinceye kadar" namaz kılmaktan men edilirken, daha sonra tamamen içkinin yasaklandığı anlaşılıyor. Nisa Suresi'nde "Siz sarhoş iken ne söylediğinizi bilinceye kadar... namaza yaklaşmayın" şeklindeki 43. ayet, Müslümanlığın ilk dönemlerinde yasaklanana dek "alkollü" namaz kılınabildiğini açıklıyor. İlk yıllarda yasak olmadığı için şarap içmeye alışmış Müslümanlar, yine şarap içiyor ve sarhoş oluyorlardı. Hicret'in ilk başlarında Bakara Suresi'nde içkinin ve kumarın zararlarının faydalarından çok daha büyük olduğuna ilişkin ilk ayet geldiğinde Müslümanlar "Biz onu zararı için değil, faydasından dolayı içiyoruz" diyerek, içmeye devam ettiler. Aradan üç yıl geçtikten sonra Abdurrahman Avf adlı biri yemek daveti verdi. İçki içilip, sarhoş olduktan sonra da Hz. Ali'nin imamlığında namaza geçildi. Ancak Ali namazda bir sureyi anlamını değiştirerek, yanlış okudu. Bunun üzerine Müslümanlar şarabı yalnızca sabah ve yatsı namazlarından sonra içmeye başladı. Çünkü bir sonraki namaz vaktine kadar sarhoş olup, ayılma imkanını buluyorlardı. Bu da Müslümanların uzun süre alkollü iken namaz kılabildiklerini anlatıyor.
YASAK ADIM ADIM GELDİ
Tefsirde içkinin aklın korunması açısından yasaklandığı vurgulanırken, konuyla ilgili 4 ayetin bulunduğuna, içki yasağının birden gelmediğine dikkat çekiliyor. Önce sarhoş iken namaz kılmanın yasaklandığı, sonra "içki ve kumarın bazı faydaları bulunmakla beraber zararının daha büyük olduğunun" altının çizilerek, kesin yasaklama için zemin hazırlandığı, en sonunda da "içki ve kumar... şeytan işidir" denilerek, içki yasağının geldiği ifade ediliyor. "Yasağın adım adım getirilmesi ile ilgili olarak, özellikle toplumda kökleşmiş uygulamaların bir anda sökülüp atılmasının meydana getireceği sarsıntı dikkate alınmış, bazı buyruk ve yasaklar aşama aşama bildirilmiştir" deniliyor. Bu sayede yasakların amaçlarının kavranmasına ve sindirilmesine olanak tanındığı vurgulanan tefsirde şöyle deniliyor: "Hz. Aişe şu sözleriyle bu hususu çok veciz bir biçimde dile getirmiştir: 'Şayet Kuran'ın ilk ayetleri 'içki içmeyin', 'zina etmeyin' hükümlerini getirseydi insanlar Resululah'ın etrafından dağılırlardı."
SADECE ŞARAP MI YASAK?
Yeni tefsir "sadece şarap mı, yoksa yasak diğer içkileri de kapsar mı?" konusuna da açıklık getiriyor. Çünkü bazı tefsirciler Arapça'daki 'harm-içki' kelimesinin pişmemiş üzüm suyundan yapılan şarap için kullanılan kelime olduğunu belirterek, "Bu yüzden de yasak şaraptır, diğer içkiler sarhoş olmamak şartıyla içilebilir?" görüşünü dile getiriyor. Tefsirde içki yasağı geldiğinde Medine'- de kullanılan içkinin daha çok hurma suyundan yapıldığını, üzüm suyundan yapılan şarabın ise Yemen, Taif ve Suriye'den getirildiği hatırlatılarak, şöyle deniliyor: "Medineliler bu iki içki dışında kuru hurma ve kuru üzümün üzerine sıcak su döküp bekleterek elde ettikleri şerbetle, bal, mısır ve arpadan elde ettikleri içkileri de kullanırlardı. Bütün bu içkilerin sarhoşluk veren çeşitleri Arapça'da 'hamr' kelimesiyle ifade edilmekte, ayrıca her birine mahsus isimler de bulunmaktadır. Bazı lugatçılara göre hamr pişmemiş üzüm suyundan yapılan şarabın adıdır. Bu lugat manasındaki görüş farkı fıkha da yansımış ve bazı fıkıhçılar şarabın azının da çoğunun da haram olduğunu, diğer sarhoşluk veren içkilerin ise ancak sarhoş eden miktarları haramdır demiştir. Ancak zaman içinde fıkıh mezheplerinin tamamı 'sarhoşluk veren nesnelerin azı da çoğu da haramdır, içilemez, vücuda alınamaz' hükmünde birleşmişlerdir. Hadislerde aynı hükmü desteklemektedir." Böylece yeni tefsirde yasağın sadece şarap için geçerli olmadığı tüm içkileri kapsadığı görüşü savunuluyor.
Pervin Kaplan
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
