|
|
|
|
|
|
Bunlar son çırpınışları
Giscard d'Estaing'in açıklamalarını değerlendiren AB kaynakları, "Aralık zirvesi öncesi tartışmalar yoğunlaşacak. Türkiye karşıtlarının son çırpınışları" dedi.
Valerie Giscard d'Estaing'in International Herald Tribune gazetesinde yayımlanan açıklamaları sonrası dün AB'nin "başkentinde" gündem sadece Türkiye'ydi. D'Estaing, sözlerini, Belçika'nın başkenti Brüksel'deki Avrupa Birliği kaynaklarımızla görüştük. AB kaynakları, "Bunlar, AB içindeki Türkiye karşıtlarının son çırpınışları" şeklinde yorumladı. Türkiye'ye müzakere tarihi verilip verilmeyeceğinin görüşüleceği Aralık 2004 zirve tarihi yaklaştıkça benzer tartışmaların daha da yoğunluk kazanacağını belirten AB kaynakları, "Soğukkanlı davranıp geleceğe bakmak lazım" diye konuştu.
"TÜRKİYE'DE YENİ BİR RUH VAR" Giscard'ın, Türk siyaset ve basın çevrelerinde hararetli görüşmelere start veren bu açıklamalarını öğle saatlerinde AB'ye resmi ağızdan yorumlatma imkanı da bulduk. Bir basın toplantısı düzenleyen AB Komisyon Sözcüsü Jean- Christophe Filori, konuyla ilgili sorularımıza şöyle yanıt verdi: Türkiye AB adayı bir ülkedir. Kopenhag siyasi kriterlerini yerine getiren her aday ülkeyle müzakerelere başlanır. Polonya'ya hangi kural uygulandıysa ve şu anda Romanya'ya hangi kural uygulanıyorsa, Türkiye'ye de aynı kural uygulanır. "Aralık ayında liderler evet derse müzakereler başlar, hayır derlerse başlamaz. Bu kadar basit" diyen Filori sözlerini şöyle tamamladı: Son yıllarda Türkiye'de büyük ilerleme sağlandı. Bu ülkede yeni bir ruh var. Etkileyici reformlar yapıldı, ancak öte yandan uygulama için daha fazlasının yapılması gerekiyor. (Verheugen'in Türkiye ziyaretiyle) Son dönemlerde aldığımız olumlu sinyaller bir anlamda onaylandı. Türkiye'deki zina tartışmaları bütün reformları gölgelemez. Hazırlamakta olduğumuz İlerleme Raporu'nda gelişmeleri tebrik edip, olumsuzluklara dikkat çekeceğiz...
|
|
|
|
|
|
|
|
|