kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
  » Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Euro 2004
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Çerçinin bakan oğlu
Çerçinin bakan oğlu
Eşi en büyük yardımcı

Çerçinin bakan oğlu

Türkiye'de çercilik yaparken Belçika'ya göç eden bir Türk ailesinin üyesi olan ve Brüksel hükümetinde bakan olmayı başaran Emir Kır ilk kez SABAH'a konuştu.

Avrupa Birliği ülkelerinin ilk Türk kökenli bakanı Emir Kır, "Hayal bile etmediğim bir yerdeyim" diyerek duygularını açıkladı. Belçika'nın Brüksel Hükümeti'nde Çevre, Sosyal İşler, Tarihi Eserleri Korumadan Sorumlu Devlet Bakanı olan Emir Kır, "Başarı, benim değil Belçika'ya kırk yıl önce işçi olarak gelen Türk vatandaşlarınındır" demekten de kendini alamadı. Sosyalist Parti (PS) listesinden 13 Haziran seçimlerinde aldığı 7.409 tercihli oyla milletvekili seçilen Kır, "Dört kuşakta başarabileceğimiz işi biz dört yılda başararak tarih yazdık. Başarılarımızı devam ettirmek için her zamankinden daha çok çalışmalıyız. Farklılıktan korkmamalıyız. Farklıklık zenginliktir. Bu Türkiye için de geçerli" dedi. Kır hayatını, başarılarını ve hedeflerini şöyle anlattı:

BABASININ OĞLU
* Aslında her şey 1965'de başlıyor. Babam, Türkiye'de çerçilik yapıyordu. Köy köy dolaşıp, Emirdağ'dan Polatlı'ya kadar gidermiş. Babam, 1964'de Belçika'ya işçi olarak gelmek üzere kaydını yaptırıyor. Ailesi karşı çıkıyor. Ama 1965'de işleri iyi gitmeyince Belçika'ya gelmeye kesin kararını veriyor. Bir dönüm tarlasını satıyor, en yakın akrabalarından biraz borç para alıyor ve Belçika'ya geliyor. Arkadaşlarıyla birlikte Charleroi'ya geliyor. 13 yıl boyunca kömür maden ocağında çalışıyor. İşyerinde kaza geçirdiği için erken emekli oldu. 1998 yılında kendisini kaybettik. Babamın benim gelişmemde ve evde aldığım terbiyede büyük yeri var. Ondan aldığım en güzel nasihat ve terbiye de kolektif düşünmek oldu. Babamın sürekli siyasetten bahseden, tarihi inceleyen, dinine sahip çıkan muhafazakar bir kimliği vardı. Ailesinin reisiydi. Aynı zamanda da toplumsal olaylara duyarlı bir insandı. 'Bir insan sadece ailesi ve çocukları için yaşamamalı' cümlesi, deyim yerindeyse, benim de kulağıma küpe oldu.

* Babamın emekli olup, Brüksel'e yerleşmesi de hayatımın yönünü değiştirdi. İlkokulu küçük Türk mahallesi olan Saint Joost'ta, ortaliseyi büyük Türk mahallesi Schaerbeek'de okudum. Brüksel Serbest Üniversitesi'nde (ULB) Siyasal Bilimler ön lisans eğitimi aldım. İşhayatıma ilk olarak serbest meslekle başladım. İki yıl telefonla satış yapılan bir şirkette çalıştım. Sonra belediyede işe girdim. Sosyal danışman olarak işbaşı yaptım. Vatandaşlarımızın sorunlarını birebir dinleme imkanım oldu. Sorunları çözmek için kolektif hareket eden bir ekiple çalışıyordum.

BAKANLIK SÜRPRİZ OLDU
* Seçim öncesi hiç bir şekilde devlet bakanı olacağımı düşünmedim. Bakanlar listesinin açıklanacağı günün önceki gecesi hayatımın en uzun gecesiydi. Seçimlerden sonra, ikinci en yüksek tercihli oyu alarak seçilen bir kişinin hükümette görev almasının doğal olduğunu düşünenler oldu. Ama bu gibi görevlere aday olmazsınız, parti yönetimi sizi seçer ve görevlendirir. Ben de beklemeyi tercih ettim. Aslında seçimden sonra çıkan tablo her şeyi söylüyordu. Vatandaşlar tavırlarını koymuştu. Ben hiçbir şey söylemedim. Sadece bir kere, çok üst düzey bir parti yöneticime, bana destek veren seçmenlere bir sinyal vermemiz gerektiğini söyledim. O parti yöneticimiz de 'sende bakan olacak bütün vasıfları gördüm, ancak bu daha erken' dedi. Konuşmamız başka konularda devam etti. Eve dönerken çok mutlu olmuştum. Parti yöneticimin bu sözleri, benim nereye geldiğimin bir göstergesiydi.

* Çok büyük mesuliyetlerim var. Bana güvenenlere verebileceğim en iyi hizmet, bütün vatandaşlara din, kültür, kimlik ayrımı yapmaksızın, aynı mesafede yaklaşıp iyi ve başarılı bir bakan olmak. Türklere en iyi hizmeti vermek, ayrımcılık yapmadan herkese iyi hizmet vermekten geçer. O zaman Türklerin, Türk kökenli Belçikalıların ne olduğunu göstermiş olacağız. Benim bakan olmam bir rüya gibi. Ama hayatta bundan çok daha önemli şeyler var. Hayattaki en iyi reçete her gün geldiğiniz yeri iyi hatırlamaktır.

AB TARİH VERİR
* Belçika'da demokratik partilerin hepsi Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne girmesini destekler bir tavır koymuş vaziyetteler. Belçika'nın bu konuda ortaya koyduğu tavır hep olumlu. Ben de Aralık ayında iyi bir haber bekliyorum. Bu defa müzakere tarihinin verilmesinin kaçınılmaz olduğunu düşünenlerin arasındayım. Umarım, önümüzdeki aylarda Türkiye'nin AB'ye girmesini destekleyen platformlara katılma olanağım olur. Sıkıntı Belçika'da değil. Sıkıntı başka ülkelerde. Türkiye'nin Başbakanı da bunun farkında ve gerekli girişimlerde bulunuyor.

FİKRET AYDEMİR BRÜKSEL

DİĞER SİYASET HABERLERİ
 Yüce Divan kararı Meclis'e geri geldi
 Sezer'den iki kanuna onay birine iade
 ANAP'ın adı yıprandığı gerekçesiyle değişiyor
 DSP'de kongre öncesi sular durulmuyor
 Başbakan ödül alırken eşini unutmadı
 Suçsuzum ama 5 yıldır tutukluyum
YAVUZ DONAT
Kütahya Cezaevi'nde "AB kriterleri"
Kütahya Cezaevi...
Son vagona binen yolcular kurtuldu
Merkez Haber Ajansı’nın muhabiri Murat Uygun kazadan sonra...
Düz yolda raydan çıktı
İstanbul-Ankara seferini yapan hızlandırılmış tren raydan çıktı. 6...
'Kızıl Sultan' sözü haksızlık
'Kızıl Sultan' sözü haksızlık
Ertuğrul Osman, dedesi Abdülhamit'e Kızıl Sultan denmesinden...
Büyük yarış başlıyor
Büyük yarış başlıyor
"SABAH Deniz Kuvvetleri Kupası" için bugün 50 yat yelken basıp yola...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.