|
|
|
|
|
|
Pankart, ilaçlardan çok daha etkili oldu
Selma Uyan, ikinci çocuğunu dünyaya getirirken bin hamileden ikisinde görülen Hellp Sendromu'na yakalandı. 30 gün boyunca komada kalıp ölümle savaştı. Eşi Ercan Uyan'ın yoğun bakım odasının karşısına astırdığı pankart, onu hayata döndüren mucize oldu.
Uyan ailesinin hastalıkla savaş hikayesi, tıp dünyasını bile hayrete düşürecek cinsten... Henüz 24 yaşındaki genç annenin hikayesi, normal giden bir hamilelik sürecinin ardından yaşadığı doğum sonrasında başladı. Doğumdan birkaç dakika sonra komaya giren anne Selma Uyan, ancak bin hamileden ikisinde görülen 'Hellp Sendromu'na yakalandı. Ateşi ve tansiyonu aniden yükseldi. Tüm vücudundaki kanı pıhtılaşıp, karaciğer fonksiyonları bozulmaya başladı. Henüz yeni dünyaya getirdiği minik kızını görememişti bile... Kalbi durmak üzereydi. Eşi Ercan Uyan, baba olduğuna sevinemeden, eşi Selma'yı doğum yaptığı Medicalpark Hastanesi'nden Memorial Hospital'a nakletti. Yoğun bakıma karı-koca el ele girdiler. Selma Uyanık o anda kendinde değildi ancak eşi bir an olsun elini bırakmıyordu. Eşi sürekli onunla konuşuyordu, "Dayan canım, kurtulacaksın" diyordu. Öyle ki çocuklarının sesini kasete alıp ona dinletiyordu. Sonraki otuz gün de aynı şekilde geçti. Semra Uyan, yoğun bakımda solunum cihazına bağlı olarak yaşadı, bilinci yerinde değildi.
ZOR BEKLEYİŞ "Doktorlar beynine kan gitmediğini söylüyordu. Beyin ölümü olur mi diye beklerken, birden fonksiyonları düzeliyordu. Sonra yine aynı durum... Ben 'tatlım sakın gitme çocukların seni bekliyor' diye onunla sürekli konuşuyordum" diye anlatıyor Ercan Uyan yaşadığı o günleri... Sonunda doktorlar narkozu kesip Selma Uyan'ı uyandırmaya karar verdi. Krizin, şokların ve komanın neye hasar verdiğini görmek istiyorlardı. İki gün sonra uyandıracaklarını söylediler. Ancak krizler nedeniyle uyandırılması da riskliydi. Uyanmayabilirdi, uyanıp eşini ve çocuklarını tanıyamayabilirdi, durumu daha ağırlaşabilirdi. Doktoru Kadir Doğruer pek çok olasılık sıralıyordu. Ercan Uyan, "Her şeye razıydım. Yanımızda olmasını istiyordum. Kızımın onu görmesini arzuluyordum. Yatağa bağlı da yaşasa yanımızda olsun yeter diyordum" diye anlatıyor yaşadıklarını. Ve bunun üzerine eş Ercan Uyan, bir arkadaşını aradı ve üzerinde "Aşkım, Seni Çok Seviyoruz" yazılı bir pankart hazırlamasını rica etti. Eşinin gözünü açar açmaz bu pankartı görmesini istiyordu. Selma Uyan'ın yoğun bakımdaki yatağı, tam camın önündeydi. İnşaat mühendisi olan Ercan Uyan, hesaplayıp pankartı onun tam görebileceği noktaya astırdı. Eşinin uyanmasına daha iki gün vardı....
ÇOCUKLARINI UZAKTAN GÖRDÜ Ancak pankart, Perpa'nın güvenliği tarafından indirildi. Doktoru Kadir Doğruer, pankartın tekrar asılmasını sağladı. Doktoru da, tıpkı eşi gibi bilinci yerinde olmadığı halde talihsiz anne ile konuşuyordu: "Kocanız, çocuklarınız sizi bekliyor hadi geri dönün"... Pankart asıldıktan sonra Semra Uyan gözlerini açtı. "Pankarta doğru bakıyordu. Ancak ben kendinde olup olmadığını o an anlayamadım. Gözlerini kırpıştırdı sonra bana bakıp gülümsedi. 'Kızımız nasıl'diye sordu. O an dünyanın en mutlu insanı bendim" diye anlatıyor Ercan Uyan yaşadıklarını... Selma Hanım'a yoğun bakıma alınamadıkları için minik oğlunu ve kızını olan pankartın bulunduğu yerden göstermişler.
BEN ÖLEMEM EVLENECEĞİM! Şimdi dört aylık minik Aleyna'yı kucağına alan Selma Uyan, yaşadıklarının hiçbirini hatırlamıyor. Yalnızca komada olduğu 30 gün boyunca bir rüya gördüğünü söylüyor. "Ben doğumdan çıkıp uyandığımı düşünüyordum. Uykuda olduğumda hep rüyamda eşimi görüyordum. Onunla tekrar evleniyordum. 'Ben ölemem, evleneceğim' diyordum. Sonra gözlerimi açtım. Önce ışık yüzünden karşımdaki şeyi anlayamadım. Sonra 'Aşkım Seni Çok Seviyoruz' pankartını gördüm. Önce doğum hediyesi zannettim. Eşim yanımda elimi tutuyordu. Ama ben çok yorgundum" diyor. Zor günleri geride bırakan çift, şimdi yeniden aile olmanın mutluluğunu yaşarken birbirlerine her zaman 'aşkım' diye hitap ettiklerini söylüyor...
ESRA TÜZÜN / HABER MERKEZİ
|
|
|
|
|
|
|
|
|