|
|
|
|
|
|
'Oğlum olmadan asla' dedi, başardı
Gülizar Demir yıllar önce İstanbul'da büyük bir aşk duyarak İranlı Zerneshan'la evlendi. Bir de oğlu oldu. Ama ne zaman İran'a gittiler acı dolu günler de başladı. Ve tabii filmleri aratmayacak kurtuluş planları da....
Konusu gerçek yaşamdan senaryoya uyarlanmış, İranlı bir babanın Amerikalı karısıyla küçük kızına yaşattığı acı dolu günleri ve bir kaçış öyküsünü anlatan 'Kızım Olmadan Asla' filmini andıran olayları 6 yıl önce bir Türk anne ile oğlunun da yaşadığını biliyor muydunuz? Tıpkı Amerikalı kadının İranlı kocasından olan kızını İran'dan kaçırmak için verdiği mücadeleyi, Türk anne Gülizar Demir de İranlı kocası Morteza Zerneshan'a karşı verdi.
HER ŞEY 1991'DE BAŞLADI Her şey, 1991 yılında Morteza Zerneshan'ın İstanbul'a kaçak olarak gelmesiyle başladı. İran'daki 2 yıllık askerlikten kurtulmak için çareyi İstanbul'a kaçmakta bulan Zerneshan, Sarıyer Tarabyaüstü'nde kiraladığı evde aynı zamanda İran Ticaret Odası Başkanı olan ağabeyi Ferecollah Zerneshan'ın gönderdiği harçlıkla yaşıyordu. O dönem 25 yaşında olan İranlı Zerneshan, Sarıyer Vehbi Koç Vakfı Lisesi 2'nci sınıf öğrencisi 16 yaşındaki Sivaslı Gülizar Demir'le tanıştı. Zerneshan ile aynı mahallede oturduğu Demir arasında başlayan arkadaşlık, ilerleyen dönemde aşka dönüştü. Demir Ailesi, bu ilişkiyi onaylamadı ama Gülizar, evini terk ederek çok sevdiği aşkı İranlı Zerneshan'a kaçtı. Ve bir yıl sonra da Taksim İlkyardım Hastanesi'nde oğlu Hasan Tufan'ı dünyaya getirdi.
SONRA İRAN'A TAŞINDILAR Zerneshan'ın ağabeyinden gelen harçlıklar yetmemeye başlayınca çiçeği burnunda çift, çareyi İran'a gitmekte buldu. Asker kaçağı olan Zerneshan, İran makamlarına İran yasalarına göre geçerli bir mazeret olarak görülen evlilik isteğiyle ülkeye dönmek istediğini belirtti. Bu başvuru da kabul edildi. İşlemleri tamamladıktan sonra ülkesine Gülizar Demir ve oğlu küçük Hasan Tufan'la sorunsuz bir giriş yapan Zerneshan, Tahran'a yerleşti. Çift İran'da nikahlarını yaparak resmen evlendi ama iyi bir hayat için ailesini İstanbul'da bırakıp, İran'a giden Gülizar Demir, kısa sürede gerçeklerle yüz yüze kaldı. Eşinin çalışmaması ve ağabeyinden gelen harçlıkların da kesilmesiyle maddi sıkıntı çekmeye başlayan Gülizar hanım, ailesine destek olmak için önce Farsça öğrendi. Bu sırada Zerneshan, askere gitmemek için direnince bir yıllığına cezaevine konuldu. Gülizar hanım ise çocuğuna bakması gerektiğini biliyordu ve çareyi, 'Ferdabe' isimli özel bir kursta Türkçe öğretmenliği yapmakta buldu.
UYUŞTURUCU VE DAYAK BAŞLADI 20 İranlı gence özel dersler veren Gülizar hanım, eşi cezaevinden çıkına kadar bu derslere devam etti. Bir yıl sona erdikten sonra cezaevinden çıkan ancak hâlâ askere gitmek istemeyen Zerneshan ise tüm yasal uyarılara rağmen kaçmaya başladı. Gülizar hanım eşinin cezaevinden çıkmasına seviniyordu ama bir süre sonra onun uyuşturucu bağımlısı olduğunu fark etti. Ailesini Türkiye'de bırakarak aşkı uğruna İran'a yerleşen ve bir İranlı gibi yaşamaya başlayan Gülizar hanım, eşini uyuşturucu kullanmaktan bir türlü vazgeçiremedi. Afyon sakızı bağımlısı olan Zerneshan, yapılan tedavilere de olumsuz yanıt veriyordu. Uyuşturucunun etkisiyle İranlı baba Zerneshan, eşini ve oğlunu sürekli dövmeye başladı. Gülizar hanım, aşkının yalan olduğuna, oğlunun babasının kendilerine böyle bir hayat vermesine bir türlü inanamıyordu. Ama çektiği acılara daha fazla dayamaz olmuştu. Ve kararını verdi; boşanacaktı. Eşini buna ikna çabalarıysa her seferinde boşa çıkıyordu. İranlı baba ne boşanmaya ne de oğlunu bırakmaya yanaşmıyordu. Gülizar hanım da eşini ikna edemeyince daha radikal bir karara vardı, madem kocası izin vermiyordu o da oğlu Tufan'la birlikte Türkiye'ye kaçacaktı. Ama ne yazık ki, Gülizar hanım ilk denemesinde başarısız oldu, eşinin onayı olmadan İran'dan oğlunu çıkaramıyordu. Çaresiz oğlunu İran'da bırakıp, tek başına 1997'de Türkiye'ye döndü.
SONUNDA ACI GÜNLER BİTTİ Ama bir kere oğlunu Türkiye'ye getirmeyi kafaya koymuştu Gülizar Demir; birçok kez eşini ikna edebilmek için Tahran'a gitti, her seferinde eli boş döndü. Sonunda çareyi İranlı eşine oyun oynamakta buldu. Önce Türkiye'de mahkemeye başvurup İranlı eşine boşanma davası açtı. Kısa sürede sonuçlanan mahkeme, oğlunun velayetini de annesine verdi. İranlı babanınsa bundan haberi yoktu, onun tek isteği karısıyla barışmaktı. Sürekli Türkiye'yi arıyor ve "İran'a gel de barışalım" diyordu. Gülizar hanım da, mahkeme sonrası yine bir telefon konuşmasında eski kocasının isteğini yanıtladı: "Oğulumuzu getir, barışalım." İranlı baba her şeyden habersiz karısının sözleriyle ikna oldu ve karayoluyla Türkiye'ye geldi. Bir süre İstanbul'da kalan Gülizar hanım, oğlu ve eski kocası, İran'a dönmek için havalimanına gittiklerinde oyunun son perdesi de başladı. Gülizar Demir, kocasına son repliklerini söyledi: "Senden boşandım. Mahkeme Tufan'ın velayetini bana verdi. Biz İran'a gelmiyoruz." İranlı Morteza Zerneshan çaresiz kalmıştı. İstemese de İran'a tek başına gitmekten başka yapacak şeyi yoktu. Gülizar Demir ve oğlu Tufan da hayatlarında yeni bir başlangıç yapma şansına sonunda kavuştu.
BEKİR BATU MERKEZ
|
|
|
|
|
|
|
|
|