1994 krizinden bu yana Türk bankacılık sistemini kucaklayan mevduata sınırsız güvence pazartesi gününden itibaren kalkıyor. Yerine mevduatın 50 milyar liraya kadar olan kısmının güvence kapsamında olduğu yeni bir sistem uygulanmaya başlayacak. Karar bir yıl öncesinden açıklandığı için bankacılık sisteminin buna hazır olması gerekir. Konuştuğum bankacılar, 5 Temmuzun hemen ertesinde bankalar arasından yoğun bir mevduat kayışı yaşanmasını beklemediklerini söylüyorlar. Kriz dönemi uygulaması Mevduata sınırsız güvence geçici bir kriz dönemi uygulaması olarak başlatıldı ama uzun bir süre uygulamada kaldı. Haziran 2000'de güvence üst sınırı 100 milyara çekilmişti ancak 2001 krizinde bu üst sınır kaldırıldı. Sınırsız güvencenin Türk bankacılığının krizleri atlatmasında çok büyük katkısı oldu. Ama aynı zamanda bankacılık sisteminde hem ahlaki, hem finansal bozulmaya zemin hazırladı. Doğal bir şey değildi. İşinin özü risk yönetmek olan bir sektöre "Korkma ben arkandayım. Ne kadar mevduat toplarsan topla, hangi faizi ödersen öde" denildi. İmarbank'ın o kadar yüksek mevduatı toplayabilmesinin sırlarından biri de sınırsız güvenceydi. Bankaların işi zaman zaman ne kadar abarttığını gördük. Sınırsız güvenceye sırtını dayayan bazı bankalar, hesapsız faiz yarışına girip mevduat sahiplerine bilançolarının kaldırmayacağı kadar yüksek faizler verdiler. Muazzam reklam kampanyaları ile göz boyadılar, tasarruf sahibini körelttiler. Sınırsız güvencenin çok daha önce kalkması iyi olurdu ama olmadı. Şimdi yeni bir dönem başlıyor. Yıllarca sınırsız güvenceye alışan mevduat sahiplerinin de bankaların da anlayışları yavaş yavaş değişecek. Bu dönemde artık bankalar faiz belirlerken ve büyüme stratejilerini yaparken daha dikkatli davranmak zorundalar. Bankalar arasında rekabet daha da artacak ama artık rekabeti faiz üzerinden değil hizmet kalitesi üzerinden yapmak gerekecek. Buradaki en büyük tehlike bankalar arasında yıkıcı rekabetin başlaması olur. Bu tür bir rekabet bir kaç bankaya değil sektörün tamamına ciddi zararlar verir. Bu nedenle özellikle reklam ve tanıtım kampanyaları yakından denetlenmeli ve bankalar gerekli sorumluluğu göstermeliler. Sınırsız mevduat güvencesi haksız rekabete yol açan bir uygulamaydı ama hala "sınırsız güvence kalktı, haksız rekabet yok oldu" diyebilecek noktada değiliz. Çünkü kamu bankaları lehine haksız rekabet hala sürüyor.