Dünya Bankası Türkiye Direktörü Andrew Vorkink, Türkiye'nin, 2 yıl büyüme, 1 yıl küçülme kısır döngüsünden çıktığını ve büyümenin sağlıklı olduğunu söyledi.
Hükümet, 2005-2007 dönemini kapsayan yeni programın yol haritasını çizme çalışmalarına devam ederken, Dünya Bankası Türkiye Direktörü Andrew Vorkink, ekonominin geleceğine ilişkin önemli mesajlar verdi. Vorkink, SABAH'a yaptığı açıklamada Türkiye'nin, 2 yıl büyüme, 1 yıl küçülme kısır döngüsünden ilk kez çıktığını belirtti ve "Ekonomide büyük risk görmüyorum. Gelecek adına umutluyum" dedi. Yapısal reform sürecine tam destek verdiklerini açıklayan Vorkink, giderek büyüyen sosyal güvenlik sistemi sorununu düzenleyecek sihirli bir değnek olmadığını söyledi. AB'nin, Aralık ayında Türkiye'ye yeşil ışık yakacağına inandığını kaydeden ve "Türkiye, bölgesinin 'kaplanı' olabilir" diyen Vorkink, şu değerlendirmeleri yaptı:
EMEKLİLİK YAŞI ARTMALI Çalışanlar, sosyal güvenlik sistemi içinde yeterince uzun süre kalmıyorlar. Prim ödeyenler azalıyor, aylık alanlar sürekli çoğalıyor, açık büyüyor. Sistemde kalma süresi az olduğu için ortalama emekli aylığı da çok düşük kalıyor. Türk insanı uzun yaşıyor ama sisteme uzun süre katkı sağlamıyor. Bu nedenle sosyal güvenlik kurumlarının bütçe yükü artıyor. Eğer sistemde bir değişiklik yapılmazsa iflas edecek. Sistemin sürdürülebilir hale gelmesi için emeklilik yaşını bugünden yarına değil ama zaman içinde artırmak, kayıt dışı ekonomiyi kayda almak, çalışanların prim ödeme sisteminde daha uzun süre kalmasını temin etmek ve emeklilik sistemlerini (SSK, Bağ-Kur, Emekli Sandığı) tek çatı altında toplamak gerekiyor. 1999 yılındaki sosyal güvenlik reform çerçevesinde emeklilik yaşı 58-60'a yükseltildi. Bu reformla getirilenler Dünya Bankası'nın önerilerinin aynısı değildi. 1999-2004 arasındaki 5 yılda Türkiye ekonomisini şok krizler etkiledi. Sosyal güvenlik açığı azaltılamadı, aksine daha da büyüdü. Ya reform yanlış dizayn edilmişti ya da ekonomideki öngörülemeyen değişikliklerden olumsuz etkilenildi. 2004'teki bu reform da sosyal güvenlikteki en son reform olmayacaktır. Borç stokunun çevrilebilirliği Türkiye için şu an bir öncelik ve bir süre daha sorun olaya devam edecek. Bu durumdan çıkış yolu büyüme ve istikrardır.. Türkiye ekonomisi için şu an büyük bir risk yok. Uzun dönemde ise ABD ekonomisinin bile kırılganlıkları var. Siyasi istikrar, güvenin artması, turizm umut verici noktalar. Tüm bunlar, borçlarla baş etmeye yardımcı oluyor. Endişeli değilim, gelecek adına umutluyum. Türkiye'de bankacılık sistemindeki riskler artık temizlendi. Kur rejimi sisteminde de temel risk görmüyorum. Ekonominin temelleri artık daha sağlam. Türkiye ekonomisi potansiyel bir kaplan. Türkiye'nin, Singapur, İrlanda, Tayvan kaplanları gibi bu bölgenin kaplanı olma potansiyeli var. Sürdürülebilir bir büyüme ve istikrar bunun ilk şartı. Eğer Aralık'ta AB'den yeşil ışık da gelirse her şey daha iyi olacak. Türkiye'ye müzakere tarihi verileceğini düşünüyorum.
KISIR DÖNGÜ KIRILDI Türkiye ekonomisi şimdiye kadar hep 2 yıl iyi, 1 yıl kötü tablo çizmiştir. Dikkat edin bu yıl ekonominin iyi olduğu 3. yıl. Artık bu kısır döngü kırıldı. Büyüme ya özel sektör eliyle ya da harcamalarla olur. Özel sektör eliyle olursa faizlerin düşmesini, yatırımların artmasını sağlar. Sanayi ve ticaretteki büyüme oldukça iyi. Büyüme sağlıklı ve sürdürülebilir.