|
|
|
|
|
|
Gülben beni gerer diyordum öyle olmadı
* Bir de televizyon şovunuz var. Günümüzde pek çok şov programı varken, risk değil miydi bu işlere girmek? Aslında düşünmediğim bir şeydi. Ama TRT'den Bahtiyar Sis, böyle bir teklifte bulundu ve beni ikna etti. Arkadaşlarım arasında matrak, sevilen, eğlenceli biriyimdir ama televizyon çok başka bir şey. Ama ortaya gerçekten çok başarılı bir program çıktı. En büyük nedeni de gerçekten doğallığıydı, ev ortamında oluşuydu, seviyesiydi.
* Artık atv'desiniz. atv'deki şov programınız "Emel'ce"de, diğer şov programlarında olmayan ne var? Bende gerçek bir sohbet var, doğallık var bir kere. Yani gelen konuk nedense çok tuhaf bir şekilde bütün içtenliğiyle gerçeğe en yakın şeyleri söylüyor ve yapıyor. Konukların çocuksu tarafları ortaya çıkınca hepsinde ciddi bir rahatlama oluyor. Kamerayı unutuyorlar. Hatta bazen öylesine unutuyorlar ki, yönetmen ne yapacağını şaşırıyor.
* Size programda en keyif veren konuk kim? Mesela çok enteresan, Gülben çok keyifli bir konuk. Hiç böyle olabileceğini düşünmüyordum. Beni gerebilir diyordum. Onun ukala tarafları vardır ya, mutlaka onlardan sergilenir zannediyordum ama katiyen öyle olmadı. Ebru Gündeş mesela soğuk soğuk, kasıntı durur. Önünde bir duvar varmış gibi durur. Hayır! Bir şeker yani o kadar tatlı... Beyaz'a zaten ölüyorum. Onu izlerken ya da konuk ederken herkesten daha çok utanç duyuyorum. Kendimi bantta seyrederken utanç duyuyorum!
* Gelelim programdaki tiplemelere. Özellikle ilkokul çocuğu tiplemeniz çok beğeniliyor. Kim o küçük kız? O hep vardı... Yıllardır ben, normal konuşma şekliyle insanlara kızdığımda söyleyemediğim şeyleri, o kılığa bürününce çok rahat söylerdim. Bir kaçış yoluydu. Yaptıramayacağım bir şeyi, o kisve altında yaptırmak işim olmuştu. Mesela, geceleyin birisini uyandırıp su isteyeceğim zaman normal bir şekilde istediğimde olmazdı. Ama çocuk sesiyle yalvardığım zaman karşımdaki bile anlıyamıyordu nasıl getirdiğini (gülüyor). Oradaki çocuk, tamamen benim çocukluğum. Ben çok asi ve adaletten yana bir çocuktum. Ve sürekli her şeyi sorgulardım kafamda. 'Öğretmenler devamlı niye bize bir şey soruyorlar, koskoca insanlar değil mi onlar?' diye düşünürdüm, bu yüzden de çocukları örgütlerdim. Bunları hatırladım ve stüdyoya aldılar beni, aklıma ne gelirse oynamaya başladım. Tamamen doğaçlama oluşuyor yani.
|
|
|
|
|
|
|
|
|