Askerin günlüğü... Okudukça Bir dergi: Karaf Magazin

Askerin günlüğü...

Köyde bir kahvenin bahçesinde otururken bir polisin kendisini aradığını öğrenir. Daldığı hayal dünyasından uyanmak istemediği için pek aldırmaz. Fakat "geveze çocuklar" bahçede oturduğunu bildirirler. Polis, askere alınması için celp pusulası getirmiştir. Alır, okur... Beş günlük erzakıyla 01.08.1914'de "Redif Dairesi" nde bulunması gerekmektedir. 45 gün talim için askere alınacaktır. Ve sorar: "Her ne de olsa bugünden itibaren asker ne demek?" Yanıtını yine kendisi verir: "Ya kırk beş devam eder ya 45 ay sürer!" Kendi deyişi ile "Cemiyet-i Osmaniye" vatandaşı Hüseyin Atıf Beşe'nin 31.07.1914'ten 18.06.1920'ye kadar tuttuğu ve kişisel bir "1.Dünya Savaşı" tarihi niteliğindeki hatıratı işte bu olayla başlamaktadır. Hüseyin Atıf Efendi, 72 yıllık ömrüne iki farklı ulusun vatandaşı olmayı sığdırmış biri ve hatıratı ile savaşın Anadolu'da neden olduğu dram ve vahşetin canlı bir tanığı... Toplumbilimci ve saha araştırmacısı Güliz Beşe Erginsoy, hem Çanakkale'de hem Doğu cephesinde savaşan dedesi Hüseyin Atıf Beşe'nin bu önemli hatıratını oğul Nejat Beşe'nin babasından dinlediği anlatılarla süsleyerek "Dedem Hüseyin Atıf Beşe" başlığı altında bir kitapta toplamış bulunuyor: (Varlık Yayınları) Dedesinin anılarına "sözlü tarih" yöntemiyle elde edilen hayat hikayesini ekleyen Erginsoy, böylece birinci elden tanıklık ve belgelerle Osmanlı'dan Cumhuriyet'e bir ailenin son derece ayrıntılarla yüklü fotografisini çıkarmış oluyor. "Sivil tarih" yazıcılığının başarılı bir örneği...