|
|
|
|
|
|
Türbeler niçin umut kapısı?
İnsanlar kendilerini çaresiz hissettiklerinde ve amaçlarına ulaşamayacaklarının karamsarlığına kapıldıklarında, mucizeler bekliyorlar. Kulaktan kulağa, dönemden döneme yayılan tapınak mucizeleri, dertlerine çare arayanlar için umut kapısı oluyor. İbadet tapınaklarına en çok kadınlar gidiyor. Dertlerini anlatarak, huzur arıyorlar.
Türbelerde yatan kişilerle ilgili anlatılan efsaneler, yaşanan bölgenin bir ihtiyacı olarak doğup, yüzyıllar içinde gelişiyor. Türbede yatan kişinin gücü, bazen sağlığında yaptıklarının da üzerine çıkıyor. Yani, onun adına anlatılan efsaneler ve kerametler kendisini daha da yüceltiyor. Günlük hayat içinde manevi boşluğunu doldurmaya çalışanlar, tanrıya diğer insanlardan daha yakın ve olağanüstü güce sahip olduklarına inandıkları kişilerin yattığı türbeleri ziyaret ederek, onun bir yardımının dokunacağına inanıyorlar. Tek tanrılı dinler öncesinde de var olan bu inanç, uygun görülmese de, tek tanrılı dinler içinde de varlığını sürdürüyor. Ancak, yaşadığı dönemlerde düşünceleriyle insanlara yol gösteren kişilere duyulan saygı, elbette ki insanüstü güçlerle donatılan ve "mucize" yarattığına inanılan kişilere olan bağımlılıkla karıştırılamaz. Mevlana ve Hacı Bektaş-ı Veli gibi insanlar, yaşadıkları dönemlerde ortaya koydukları düşünceler ve yaşayış biçimleriyle insanlara yol göstermişler ve bugün de öğretileriyle insanlar üzerindeki etkilerini sürdürüyorlar. Bazıları tarafından sadece "ölene saygı" olarak nitelendirilse de, türbe ve yatırları ziyaret edenlerin büyük bir bölümü de özel isteklerinin ve dileklerinin gerçekleşmesini amaçlıyor. Bez bağlayıp, mum yakarak, kurduğu telepatiyle iç dünyasını türbede yatanla paylaşıyor. İş, sağlık, hayırlı bir kısmet veya para istiyor.
KADINLAR DAHA ÇOK GİDİYOR Ülkemizde sadece türbede yatan kişinin maneviyatına saygı göstermek amacıyla gidenler olduğu gibi, psikolojik rahatsızlığı olanların iyileşmesi, kısmetin açılması ya da çocuk sahibi olmak, felcin iyileşmesi ve kazadan-beladan korunmak için de türbelere gidenlerin oldukça fazla olduğu, bilinen bir gerçek. Bu tür ziyaretlerin büyük bölümünün kadınlar tarafından yapılması da gözlerden kaçmıyor. Sorunlarını başkalarına anlatamayan kadınlar, türbelerde ve yatırlarda yatanların aracılığıyla, içini dökmenin, dertlerini anlatmanın huzurunu buluyorlar. Türbeler ve yatırlarla ilgili efsaneler, çevrede bulunanların birbirlerine anlattığı rüyalarla şekilleniyor. Rüya ve gerçek arasında kurulan bağ, manevi güce dayandırılarak, türbede yatan kişinin mucizesi veya kerameti haline getiriliyor. Kadınlar arasında rüya yorumları, fal ve benzeri sohbetlerin yoğun olması, onların "efsaneleri aktarma"da daha aktif rol almasını sağlıyor. Ziyaretçiler arasında, okumamışından yüksek okul mezununa kadar her meslekten ve her yaştan insanı görmek de mümkün. Türbelerin, dilekleri gerçekleştirip gerçekleştirmedikleri bir tarafa bırakılırsa, ziyaretçilerin tamamına yakınının burada huzur bulduğu bir gerçek. İnsanlar bir yandan modern tıbbın olanaklarından faydalanırken bir taraftan da "şifa tapınak"larında dertlerine deva, hastalıklarına şifa aramaya devam ediyorlar. Modern tıbbın çaresiz kaldığı durumlarda ise, şifa tapınaklarının önemi daha da artıyor ve geçici rahatlamalar bile "mucize" olarak nitelendiriliyor. Söylenceler yayıldıkça, bire bin katılarak ülkenin bir ucundan diğer ucuna ulaşabiliyor. Ziyaret edilen mekân, dertlere deva, hastalıklara şifa olamasa da, ziyaretçinin ruh halinde yarattığı huzur nedeniyle, önemini hiçbir zaman kaybetmiyor. Çünkü böyle bir durumda bile ziyaretçi, hatayı kendisinde arıyor ve kendi inancındaki bir eksikliğin dileğinin gerçekleşmesine engel olduğuna inanıyor. Oysa, tıptaki en küçük bir başarısızlık bile, insanların "şifa tapınakları"na yönelimlerine yetiyor.
GÜNÜMÜZDE İSTEKLER DEĞİŞTİ Yüzyıllardan beri çeşitli dileklerle ziyaret edilen yatırlar, türbeler ve diğer ziyaretgâhlarda, artık günümüz koşullarında ortaya çıkan sorunlar için de dilekler tutulup, dualar ediliyor. Anadolu topraklarına yayılan benzer dilekler, artık bölgenin sosyo-ekonomik yapısına göre de şekilleniyor. Eskiden, çocuk sahibi olmak, kısmet açmak, ev sahibi olmak, şans oyunlarında kazanmak ya da hastalıklardan kurtulmak için gidilen yerlere, artık derste başarılı olmak, üniversiteye girebilmek, işinde terfi etmek, araba sahibi olmak için dilekte bulunmak amacıyla da gidiliyor. Bu amaçlarla türbeleri ve yatırları ziyaret edenler, dileklerini çeşitli sembollerle ifade ediyorlar. Kimileri ev ve araba anahtarını ziyaret yerine bırakırken, kimileri de beşik yapıyor. Günümüzde oynadığı sayısal lotoyu veya at yarışları bültenini ziyaret yerine bırakarak, dileğinin gerçekleşmesini bekleyenler bile var.
BAZILARININ EKMEK KAPISI OLUYOR Günümüzde hâlâ yoğun ilgi gören türbeler ve yatırlar, bulundukları bölgenin insanları için birer kazanç kapısı haline geliyor. Türbelerin çoğunun çevresinde birçok satıcı bulunuyor. Bu satıcılar genelde ziyaretçilerin manevi duygularına hitap eden hediyelik eşya satıyorlar. Kimi yerde bir tespih, kimi yerde bir kitap, kimi yerde de türbeyle ilgili başka bir sembol olabiliyor. Bazıları dua kitapları, bazıları simit satıyor, bazıları da fotoğraf çekiyor. Hatta, bazı türbelerde sektör öylesine gelişiyor ki; tespihten, kokuya, mendilden şala, hediyelik eşyalara kadar her şey satılıyor.
Erhan DOĞAN / MERKEZ
|
|
|
|
|
|
|
|
|