kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Euro 2004
  » Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Türbeler niçin umut kapısı?
Türbeler niçin umut kapısı?
Ziyaretçiler uyarıları dikkate almıyor

Türbeler niçin umut kapısı?

İnsanlar kendilerini çaresiz hissettiklerinde ve amaçlarına ulaşamayacaklarının karamsarlığına kapıldıklarında, mucizeler bekliyorlar. Kulaktan kulağa, dönemden döneme yayılan tapınak mucizeleri, dertlerine çare arayanlar için umut kapısı oluyor. İbadet tapınaklarına en çok kadınlar gidiyor. Dertlerini anlatarak, huzur arıyorlar.

Türbelerde yatan kişilerle ilgili anlatılan efsaneler, yaşanan bölgenin bir ihtiyacı olarak doğup, yüzyıllar içinde gelişiyor. Türbede yatan kişinin gücü, bazen sağlığında yaptıklarının da üzerine çıkıyor. Yani, onun adına anlatılan efsaneler ve kerametler kendisini daha da yüceltiyor. Günlük hayat içinde manevi boşluğunu doldurmaya çalışanlar, tanrıya diğer insanlardan daha yakın ve olağanüstü güce sahip olduklarına inandıkları kişilerin yattığı türbeleri ziyaret ederek, onun bir yardımının dokunacağına inanıyorlar. Tek tanrılı dinler öncesinde de var olan bu inanç, uygun görülmese de, tek tanrılı dinler içinde de varlığını sürdürüyor. Ancak, yaşadığı dönemlerde düşünceleriyle insanlara yol gösteren kişilere duyulan saygı, elbette ki insanüstü güçlerle donatılan ve "mucize" yarattığına inanılan kişilere olan bağımlılıkla karıştırılamaz. Mevlana ve Hacı Bektaş-ı Veli gibi insanlar, yaşadıkları dönemlerde ortaya koydukları düşünceler ve yaşayış biçimleriyle insanlara yol göstermişler ve bugün de öğretileriyle insanlar üzerindeki etkilerini sürdürüyorlar. Bazıları tarafından sadece "ölene saygı" olarak nitelendirilse de, türbe ve yatırları ziyaret edenlerin büyük bir bölümü de özel isteklerinin ve dileklerinin gerçekleşmesini amaçlıyor. Bez bağlayıp, mum yakarak, kurduğu telepatiyle iç dünyasını türbede yatanla paylaşıyor. İş, sağlık, hayırlı bir kısmet veya para istiyor.

KADINLAR DAHA ÇOK GİDİYOR
Ülkemizde sadece türbede yatan kişinin maneviyatına saygı göstermek amacıyla gidenler olduğu gibi, psikolojik rahatsızlığı olanların iyileşmesi, kısmetin açılması ya da çocuk sahibi olmak, felcin iyileşmesi ve kazadan-beladan korunmak için de türbelere gidenlerin oldukça fazla olduğu, bilinen bir gerçek. Bu tür ziyaretlerin büyük bölümünün kadınlar tarafından yapılması da gözlerden kaçmıyor. Sorunlarını başkalarına anlatamayan kadınlar, türbelerde ve yatırlarda yatanların aracılığıyla, içini dökmenin, dertlerini anlatmanın huzurunu buluyorlar. Türbeler ve yatırlarla ilgili efsaneler, çevrede bulunanların birbirlerine anlattığı rüyalarla şekilleniyor. Rüya ve gerçek arasında kurulan bağ, manevi güce dayandırılarak, türbede yatan kişinin mucizesi veya kerameti haline getiriliyor. Kadınlar arasında rüya yorumları, fal ve benzeri sohbetlerin yoğun olması, onların "efsaneleri aktarma"da daha aktif rol almasını sağlıyor. Ziyaretçiler arasında, okumamışından yüksek okul mezununa kadar her meslekten ve her yaştan insanı görmek de mümkün. Türbelerin, dilekleri gerçekleştirip gerçekleştirmedikleri bir tarafa bırakılırsa, ziyaretçilerin tamamına yakınının burada huzur bulduğu bir gerçek. İnsanlar bir yandan modern tıbbın olanaklarından faydalanırken bir taraftan da "şifa tapınak"larında dertlerine deva, hastalıklarına şifa aramaya devam ediyorlar. Modern tıbbın çaresiz kaldığı durumlarda ise, şifa tapınaklarının önemi daha da artıyor ve geçici rahatlamalar bile "mucize" olarak nitelendiriliyor. Söylenceler yayıldıkça, bire bin katılarak ülkenin bir ucundan diğer ucuna ulaşabiliyor. Ziyaret edilen mekân, dertlere deva, hastalıklara şifa olamasa da, ziyaretçinin ruh halinde yarattığı huzur nedeniyle, önemini hiçbir zaman kaybetmiyor. Çünkü böyle bir durumda bile ziyaretçi, hatayı kendisinde arıyor ve kendi inancındaki bir eksikliğin dileğinin gerçekleşmesine engel olduğuna inanıyor. Oysa, tıptaki en küçük bir başarısızlık bile, insanların "şifa tapınakları"na yönelimlerine yetiyor.

GÜNÜMÜZDE İSTEKLER DEĞİŞTİ

Yüzyıllardan beri çeşitli dileklerle ziyaret edilen yatırlar, türbeler ve diğer ziyaretgâhlarda, artık günümüz koşullarında ortaya çıkan sorunlar için de dilekler tutulup, dualar ediliyor. Anadolu topraklarına yayılan benzer dilekler, artık bölgenin sosyo-ekonomik yapısına göre de şekilleniyor. Eskiden, çocuk sahibi olmak, kısmet açmak, ev sahibi olmak, şans oyunlarında kazanmak ya da hastalıklardan kurtulmak için gidilen yerlere, artık derste başarılı olmak, üniversiteye girebilmek, işinde terfi etmek, araba sahibi olmak için dilekte bulunmak amacıyla da gidiliyor. Bu amaçlarla türbeleri ve yatırları ziyaret edenler, dileklerini çeşitli sembollerle ifade ediyorlar. Kimileri ev ve araba anahtarını ziyaret yerine bırakırken, kimileri de beşik yapıyor. Günümüzde oynadığı sayısal lotoyu veya at yarışları bültenini ziyaret yerine bırakarak, dileğinin gerçekleşmesini bekleyenler bile var.

BAZILARININ EKMEK KAPISI OLUYOR
Günümüzde hâlâ yoğun ilgi gören türbeler ve yatırlar, bulundukları bölgenin insanları için birer kazanç kapısı haline geliyor. Türbelerin çoğunun çevresinde birçok satıcı bulunuyor. Bu satıcılar genelde ziyaretçilerin manevi duygularına hitap eden hediyelik eşya satıyorlar. Kimi yerde bir tespih, kimi yerde bir kitap, kimi yerde de türbeyle ilgili başka bir sembol olabiliyor. Bazıları dua kitapları, bazıları simit satıyor, bazıları da fotoğraf çekiyor. Hatta, bazı türbelerde sektör öylesine gelişiyor ki; tespihten, kokuya, mendilden şala, hediyelik eşyalara kadar her şey satılıyor.

Erhan DOĞAN / MERKEZ

DİĞER GÜNAYDIN HABERLERİ
 Sezen, Emel'i fena ağlattı
 Mercan Dede 'Su'yu buldu
 Yeni Kitaplar
 Vizyona Girenler
 Dikkat! Her an siz de 'Zoka'lanabilirsiniz
GÜLSE BİRSEL
Nazara inanmayın, nazarsız kalmayın!
Bize bir haller...
ESRA CEYHAN
Bir şey yapmalı bir şey yapmalı...
Çocukluğumun uzun,...
AYŞE TÜTER
Hardal soslu salata
Taze börülceleri yumuşayana kadar...
REFİK DURBAŞ
Askerin günlüğü...
Köyde bir kahvenin bahçesinde...
Robotla By-pass iki günde ayağa kaldırıyor
Robotla By-pass iki günde ayağa kaldırıyor
Robotla by-pass yapan Doç. Dr. Belhhan Akpınar, evde Play station...
Hafızanızı 'Hafıza El Kitabı' ile geliştirin
Hafızanızı 'Hafıza El Kitabı' ile geliştirin
Randevularınızı mı unutuyorsunuz? Otomobilinizin anahtarlarını nereye...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.