kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Euro 2004
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Bilgi ve Yaşam
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
    Kampüs
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Ahmet Hakan Coskun @ SABAH
 

Ayıp oluyor!

Öyle uzun boylu tartışmalar yapmaya, felsefi analizlere, yüksek siyasete, istatistiklere, derin tahlillere filan ihtiyaç yok. Bir tek sözcük, "ayıp" sözcüğü, aslında her şeyi açıklamaya yeter de artar bile..
İşte "ayıp" sözcüğüyle çözülebilecek meseleler:

KILIK KIYAFET: Anayasa Mahkemesi kararları, Fransa'daki yasak, AİHM'nin yaklaşımı, kamusal alan tartışmaları.. Bunların hepsi hikâye.. Aslında olay son derece basit ve yalın: Başkalarının kılık kıyafetleriyle uğraşmak, her şeyden önce ayıptır! Bu işin 'utanma duygusu'yla ilintisi, ideolojiyle veya devlet düzeniyle ilintisinden çok daha fazladır.

SABETAYCILIK: Sabetaycı denilen bir grup varmış, bunlar gizli din taşırmış, kendilerini Müslüman gösterirlermiş ama aslında Yahudiliğe inanırlarmış, isimleri şifreliymiş, hepsi aynı mezarlığa defnedilirmiş, ortak amaçlarla hareket ediyorlarmış, bir insan Selanik veya İzmir kökenliyse ona dikkat etmemiz gerekirmiş.. Bunların da hepsi hikâye.. Basit ve yalın gerçek ise şu: Bir insanın kökenini, soyunu sopunu araştırıp ifşa etmek, buradan yola çıkarak hükümler çıkarmak, kelimenin tam anlamıyla ayıptır. Ve mesele bu kadar basittir.

MİSYONERLİK: Misyoner faaliyetleri almış başını gitmiş, Türkiye'de her gün kilise açılıyormuş, ulusal güvenlik tehdit altındaymış, Hristiyanlık propagandası yasaklanmalıymış.. Bu her biri kuşkulu ve tartışmalı hükümler için de "karşı tezler" ileriye sürmek, ikna için uğraş vermek abesle iştigaldir. Burada da işe yarar sözcük "ayıp" sözcüğüdür. Çünkü bizim inandığımız gerçek şudur: Bir insan kendisi için istemediğini başkaları için de istemez! Bunun dışındaki yaklaşımlar için ise fazla söze hacet yoktur.

MECLİS'TE MESCİT: Koca Meclis'te kadınların namaz kılması için bir oda ayrılmasından yola çıkılarak yapılan gürültüler için, kalkıp da din özgürlüğünün, ibadet özgürlüğünün temel insan hakkı olduğunu söylemeye filan gerek yok. Çıkarılan gürültü için, "Koca Meclis'te küçük bir odanın kadınların namaz kılmalarına imkan tanıyacak şekilde hazırlanmasının ne sakıncası olduğunu" sormak ve yanıtı beklemeden "ayıp oluyor!" tepkisini göstermek yeter de artar bile.. Gerisi boştur..

RUHBAN OKULU: İnsan haklarını ülkenin güvenliğine tercih edenlerin "Heybeliada Ruhban Okulu açılmasın!" yaklaşımında bulunmasını anlayabiliriz. Burada "ayıp" sözcüğü, etkili olmaya yetmeyebilir. Ama çocuklarına din eğitimi vermek için mücadele edenlerin, iş "Ruhban okulu"na geldiğinde yasakçı tavır geliştirmelerini anlayışla karşılayamayız. Ülkede kalan son Hristiyanlar için, din adamı yetiştirmek üzere okul açılmasını savunmak, her şeyden önce imam-hatip davasını savunanlara yakışır. İmam-hatip davasına sahip çıkanların Ruhban okulunun açılması tartışmasında bırakın karşı çıkmayı, sessiz kalmaları bile ayıptır.

DEP'LİLERİN ÖZGÜRLÜĞÜ: Meclis'te Kürtçe yemin ettiler diye 10 yıldır hapiste tutulan eski DEP milletvekillerinin serbest bırakılmasını, toplumsal barış için önemli bir adım olarak görmeyip, "şehit edebiyatı" yaparak, çatışma yıllarının yaralarını kaşıyanlarla tartışmaya gerek yok. Onlara 'vatan severliğin'ne olduğunu anlatmak için vakit kaybetmeyin. Artık geride bırakılması gereken acıları yeniden gündeme getirmenin kimseye bir şey kazandırmayacağını anlatmaya da kalkmayın. Bunların yerine daha basit ve yalın bir gerçeği fısıldayın. Yani "Ama çok ayıp oluyor!" demekle yetinin.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Gül'ün başarısı   / 17-06-2004
 Gül'ün açtığı yol   / 15-06-2004
 Hangisi daha çağdaş: Mısır mı, Türkiye mi?   / 14-06-2004
 Nil kenarında Maalouf okumak   / 13-06-2004
 Ayıp oluyor!   / 11-06-2004
 Güzel bir gün   / 10-06-2004
 Mevleviler arasında meydan muharebesi   / 08-06-2004
 Misyonerlik neden Serbest olmalıdır?   / 07-06-2004
 Kürtçe   / 06-06-2004
 Üslup farkı   / 04-06-2004
ERGUN BABAHAN
212 Sayılı Yasa.
Basın Kanunu'nda demokratik...
ERDAL ŞAFAK
DEHAP'ın hesabı ne?
Leyla Zana ile arkadaşlarının Doğu...
AHMET HAKAN COŞKUN
Takiyeciliğe karşı mücadele rehberi
Türkiye'de iki...
MEHMET BARLAS
"Artık bu solan bahçede bülbüllere yer yok..."
Dün...
ÖMER ÇELİK
AB ve İKÖ coğrafyası...
AMSTERDAM - AB dönem...
REFİK DURBAŞ
SSK ihalesi üzerine...
12 Mayıs 2004'de yapılması...
SAVAŞ AY
Çilem kıza Daihatsu'dan büyük müjde!...
İnsanın yaptığı...
ÖMER LÜTFİ METE
Din üstüne kavram oyunu
Küresel sipariş kehanet olarak...
HINCAL ULUÇ
Sabah sabah.. Sabah'a bir iğne..
Dedim ki, "Artık yazmam...
Rahat olun
Rahat olun
Beşiktaş Futbol Şubesi Sorumlusu, "Deniz ve Serkan Balcı'yla...
2 Süper transfer
2 Süper transfer
Transferde oldukça hızlı olmasına karşın İbrahim Toraman ve Ali...
Ersümer ve Çakan'a Yüce Divan istemi
Ersümer ve Çakan'a Yüce Divan istemi
TBMM Soruşturma Komisyonu'nda 12 üye, Ersümer'in Yüce Divan'a sevki...
Erdoğan'dan Ruhban Okulu için yeşil ışık
Erdoğan'dan Ruhban Okulu için yeşil ışık
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Ruhban Okulu'nun açılması için...
Olimpiyat ateşimiz söndü
Olimpiyat ateşimiz söndü
Olimpiyatı İstanbul'a getirme hayali, adeta 'kara deliğe' dönüştü.
İstanbul'da hayat duracak.
Bölgede yaşayan ve güvenlik soruşturmasından geçirilen 500 bin kişi...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Bilgi ve Yaşam | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.