kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Euro 2004
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Bilgi ve Yaşam
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
    Kampüs
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Erdal Safak @ SABAH
 

DEHAP'ın hesabı ne?

Leyla Zana ile arkadaşlarının Doğu ve Güneydoğu illeri gezisi, züccaciye dükkânına giren fil örneğine dönüştü.
Fil cesaretlendikçe, dükkândaki cam eşyalardan vazgeçtik, raflar da yere inmeye başladı.
Başta otobüs platformuna ya da kürsüye çarpıp dönen sloganlar şimdi mikrofonlardan kat be kat güçlendirilmiş olarak yayılıyor.
Hatırlatalım; gezinin ilk durağı olan Diyarbakır'da "Geliyor geliyor, Apocular geliyor", "Biji serok Apo" ve benzeri sloganlara ve Apo posterlerine, DEP'li Dörtler son derece ihtiyatlı yanıt vermişlerdi. Sadece Zana Kürtçe başlayıp Türkçe bitirdiği konuşmasında, miting alanındakilerin -deyim yerindeyse- gazını almak için "Bu 5-6 yıl bize demokrasi bilincini daha fazla kavrattı. Elbette bunun sahibi (Öcalan) minnetle selamlanacaktır" diyerek geçiştirmişti.
Sonra diğer duraklara geçildi. Diyarbakır'da o sloganlara, o pankartlara ve o taciz ateşini andıran cevaba tepkinin beklediklerinden de yumuşak olduğunu görünce, bir cesaret geldi. Kar- şılayanlara da, karşılananlara da.
Pankart ve sloganlarda "Yaşasın Apo"nun yerini "Sıra Apo'da" aldı.
Yıldızlar ve güneş
Daha sonra ise "Güneş"
edebiyatı başladı: "Gençleşmek, güneşin etrafında bütünleşmektir" (Kızıltepe'deki slogan), "Güneşin sıcaklığıyla özgürlük güllerini selamlıyoruz" ve "Güneşten aldığımız kıvılcımla yıldızlaşıyoruz" (Şırnak) gibi. Ve nihayet daha net, daha doğrudan bir slogan meydanlara hakim oldu: "Yıldızları özgürleştirdik, sıra güneşte..."
Yıldızlar Leyla Zana, Orhan Doğan, Hatip Dicle ve Selim Sadak. Güneş ise Öcalan!
Eski DEP'liler de slogana mest olup, dillerinin altında güçlükle tuttukları baklayı bırakıverdiler:
"Güneşin yoldaşları, merhaba sizi çok özlemiştik" (Hatip Dicle, Nusaybin)...
"Güneşin yoldaşları, özgürlük mücadelesinde sizin öncülüğünüzü unutmadık" (Hatip Dicle, Cizre)...
"Nasıl güneş yıldızsız olamazsa, yıldızlar da güneşsiz olamaz" (Orhan Doğan, Cizre)...
"Ben inanıyorum ki, siz barışı da, güneşi de getireceksiniz" (Leyla Zana, Cizre)...
Eh, bu "Güneş" edebiyatı da pek kıyamet koparmayınca, "Salamı bütün olarak yutmak zordur, ama dilimlerseniz kolayca yedirebilirsiniz" teorisinin, bir sonraki aşamasına geçildi:
"Öcalan'a yaklaşım, savaş ve barış gerekçemizdir", "Zanalar tamam, sıra Öcalan'da", "Ne AB, ne ABD, tek kurtuluş Öcalan" (Batman'daki sloganlar)...
DEP'li Dörtler de bunlara "Kızıl ateşle çelikleşen güneşin yoldaşlarına selam olsun" ve benzeri "kod"lu cümlelerle cevap verdiler.
Sanki "kapat" diyor
Bütün bunlar Türkiye'nin yasal partisi DEHAP'ın şemsiyesi altında yürütüldü.
"Hükümete de, Kongra-Gel'e de eşit mesafedeyiz" diyen Tuncer Bakırhan liderli- ğindeki DEHAP'ın.
Hükümete "Yakalanan huzur ortamını iyi değerlendirin, yoksa bir daha yakalayamayabilirsiniz" tehditleri savuran Bakırhan'ın DEHAP'ının.
Ve bu cüret sonunda DEHAP gençlik kollarını "Öcalan serbest bırakılsın" talebiyle Meclis kapısına dayandırdı.
Anayasa Mahkemesi'nde kapatılma davası son aşamaya giren DEHAP bırakın karda iz bırakmayı, geçtiği yollara çiviler, kömür tozları serperek PKK, Kongra-Gel ve Öcalan'la organik bağının işaretlerini bu kadar pervasızca ortalara dökmekle neyi hesaplıyor?
"Kopenhag kriterleri varken kolaysa kapatın" meydan okuması mı bu? Yoksa Kongra-Gel'i, yani PKK'yı siyasal hayata sokma hesaplarının gözü karalığı mı?
Malum; Öcalan, İmralı'dan talimatı gönderdi: "İçinde Anadolu sözcüğü olan bir isimle yeni oluşuma gidin."
Etki-tepki yasalarını hafife aldıklarına bakılırsa, herhalde "dayı"larına güvenleri tam!

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Çelmenin adresi   / 17-06-2004
 Bir canın ardından   / 16-06-2004
 Temelsiz kaygılar   / 15-06-2004
 Zana'dan Karayalçın'a   / 14-06-2004
 İslam'ın İstanbul randevusu   / 13-06-2004
 Diyarbakır sınavı   / 12-06-2004
 Mafya dışı fidyeciler   / 11-06-2004
 Mayın kalmadı   / 10-06-2004
 İçeriden mi, dışarıdan mı?   / 09-06-2004
 İbretlik bir öykü   / 08-06-2004
ERGUN BABAHAN
212 Sayılı Yasa.
Basın Kanunu'nda demokratik...
ERDAL ŞAFAK
DEHAP'ın hesabı ne?
Leyla Zana ile arkadaşlarının Doğu...
AHMET HAKAN COŞKUN
Takiyeciliğe karşı mücadele rehberi
Türkiye'de iki...
MEHMET BARLAS
"Artık bu solan bahçede bülbüllere yer yok..."
Dün...
ÖMER ÇELİK
AB ve İKÖ coğrafyası...
AMSTERDAM - AB dönem...
REFİK DURBAŞ
SSK ihalesi üzerine...
12 Mayıs 2004'de yapılması...
SAVAŞ AY
Çilem kıza Daihatsu'dan büyük müjde!...
İnsanın yaptığı...
ÖMER LÜTFİ METE
Din üstüne kavram oyunu
Küresel sipariş kehanet olarak...
HINCAL ULUÇ
Sabah sabah.. Sabah'a bir iğne..
Dedim ki, "Artık yazmam...
Rahat olun
Rahat olun
Beşiktaş Futbol Şubesi Sorumlusu, "Deniz ve Serkan Balcı'yla...
2 Süper transfer
2 Süper transfer
Transferde oldukça hızlı olmasına karşın İbrahim Toraman ve Ali...
Ersümer ve Çakan'a Yüce Divan istemi
Ersümer ve Çakan'a Yüce Divan istemi
TBMM Soruşturma Komisyonu'nda 12 üye, Ersümer'in Yüce Divan'a sevki...
Erdoğan'dan Ruhban Okulu için yeşil ışık
Erdoğan'dan Ruhban Okulu için yeşil ışık
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Ruhban Okulu'nun açılması için...
Olimpiyat ateşimiz söndü
Olimpiyat ateşimiz söndü
Olimpiyatı İstanbul'a getirme hayali, adeta 'kara deliğe' dönüştü.
İstanbul'da hayat duracak.
Bölgede yaşayan ve güvenlik soruşturmasından geçirilen 500 bin kişi...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Bilgi ve Yaşam | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.