kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Euro 2004
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Bilgi ve Yaşam
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
    Kampüs
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Mansur Forutan @ SABAH
 

Tatil köyü ve asker ocağı arasında fark var mı?

İki gün öncesine kadar yorganla yatarken (üstelik kafayı da içinde muhafaza ederek) son iki gündür cehennemin ortasına düşmüş durumdayız. Doğa artık ara sıcakları pas geçti. Muhteşem gövdelerimiz bir anda "ana sıcaklara" maruz kalıp bitap düşmekte.
Bu köşeyi defalarca boşa kullanıp, yaz ve sıcaktan hoşlanmadığımı ifade etmiş idim.
Gereksiz yere uzayan gün, sivriler ve beraberinde değişik bazı haşereler ve tabii ki turizm sektörünün "Hadi Mansur şimdi gez, sonra öde, nakitte yüzde yirmi indirim, her şey dahile geeeeel" baskısı bendenizi fevkalade yormakta.
Yanlış anlaşılmasın niyetim turizm sektörünü eleştirmek değil. Dar gelirli gidip dinlenmeli, açık büfeye dadanmalı... Sadece bana uymuyor onu anlatmak istiyorum.
Zaten hayatımda bir kez gittim tatil köyüne. O da vatani görevimi bitirir bitirmez gerçekleşmişti. Askerlikten sonra insan her şeyin elinin altında olmasını istiyor. Geniş bir yatakta dilediğince bez, açık büfeye dadan, turistlerle futbol geyiği yap, garson kola getir, garson küveti birayla doldur!
Gönül bu, ister ama bir tatil köyünün kışladan farklı olmadığını anlarsınız kısa sürede.
Kışlada çavuş koğuşu basıp kalk diye taciz eder, tatil köyünde "house keeping" basar. Askerden yeni geldiğiniz için "rahatsız etmeyin" tabelasını kullanma ayrıcalığınız olduğunu unutmuşsunuzdur.
Kahvaltı...
Askerin kahvaltısı Eti kek ve kremalı bisküvidir. Tatil köyünde kahvaltıyı büyük olasılıkla kaçıracağınızdan "o" kıvamda bir şeyler kemirir, plajın yolunu tutarsınız.
Plaj ve şezlonglar saatler öncesinden Almanlar tarafından istila edilmiştir. Bir ülkenin geleneklerine bu kadar bağlı olması duygulandırıyor insanı, ama şu garip de bir şemsiyenin altına çökse, nimetlerden faydalansa fena mı olur...
Sabah sporu... Kızgın kumda çöreklenecek bir şezlong bulmak için sağa sola koşuşturma eylemi olarak mütalaa edilebilir.
İçi su dolu balonu karşı takımdan birine fırlatma etkinliklerinden daha iyidir gibime geliyor.
Sıcaktan acıkmayacağınız için öğlen içtimasını pas geçip, belki şezlong boşalır diye plajda pusuya yatarsınız. Ama Alman havlu bırakıp da gider... Öğlen ve akşam saatleri arasında çocuk gürültüsü dışında bir şey olmaz genelde.
Akşam açık büfesine hücum borusu ile birlikte süngü takarsınız ama yine nafile. Orta direk bir Alman ailesini geçmeniz mümkün değildir. Adamlar bir yandan elli hafta çalışıp, bir yandan da tatile gelecekleri tatil köyünden maksimum faydalanma kurslarına giderler.
Askerde kuyrukta beklersiniz, tatil köyünde de.
Aç aç...
Ukraynalı dansçıların gösterisi dersem itirazınız olmaz herhalde.
İkisinin arasındaki tek fark, askerde amele yanığı olurken, tatil köyünde bronzlaşırsınız.
Nereden sardım ben bu geyiğe ya?
Ha, yaz geldi...

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Tatil köyü ve asker ocağı arasında fark var mı?   / 15-06-2004
 Öğretilen şiddet   / 12-06-2004
 TGUS: Türkiye gerçeğine uygunluk enstitüsü   / 09-06-2004
 Bush'a fırça atmak, gerekirse posta koymak!   / 08-06-2004
 Dünya barışı için çabalıyorum   / 05-06-2004
 İfade özgürlüğü mü, sonsuz tüketim özgürlüğü mü?   / 01-06-2004
 Her şey yalanmış meğer!   / 29-05-2004
 Rock'un 50. yılı kutlu olsun!   / 26-05-2004
 On bin metrede alışveriş olmasın... Lütfen!   / 25-05-2004
 Beklemek zordur ama...   / 22-05-2004
ERGUN BABAHAN
İzmir'de ölüm
Yemekte gelen notu aldığımda birileri şaka...
ERDAL ŞAFAK
Bir canın ardından
Bu satırları yazmamak için neler...
MANSUR FORUTAN
Ne kadarı yeter?
Eve servis hamburger, kanepeye tüne,...
MEHMET BARLAS
Ateşkes ile Rus ruleti oynamak, hangi aklın...
SAİT GÜRSOY
Bu seslere kulak verin
SON iki aydır Anadolu'nun...
SAVAŞ AY
Babaya bak babaya!..
Bu fotoğrafı önceki gün...
REFİK DURBAŞ
Edebiyat geziye çıktı
KAÇ yıl önceydi, mevsimin...
HINCAL ULUÇ
Antalya'da bir vali..
Önce köşe yazarı, gazeteci Mevlut...
Onur duydum
Onur duydum
Sağlık kontrolündeki müthiş verileriyle doktorları şaşırtan Okan,...
İlle de Gallardo
İlle de Gallardo
Fransa'da başkan Canaydın ve yönetici Gökşen ile görüşen Rumen hoca,...
Özkan ve Önal'a Yüce Divan yolu
Özkan ve Önal'a Yüce Divan yolu
Özkan ve Önal, Halkbank'ı zarara uğrattıkları gerekçesiyle 356...
'İyi ki silahım yoktu'
'İyi ki silahım yoktu'
Önceki gece eşiyle birlikte dondurma almak için çıktıkları...
Kalbi Ege'de kaldı
Kalbi Ege'de kaldı
Cenaze yarın Konak İsabey Camii'nde kılınacak ikindi namazından...
Dostum Piriştina
Bu yazı, gazetecilik mesleğini sürdürürken yazdığım en zor yazıdır.
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Bilgi ve Yaşam | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.